'İstemiyorummm', İstanbul'un tarihi dokusunu ve güzelliğini kurtarmaya çalışıyor...

İstemiyorummm, İstanbul merkezli bir oluşum, ama zaman içinde tüm Türkiye'yi kapsayacak kadar genişledi. Önceleri İstanbul'un tarihi dokusunu ve güzelliğini yaralayan mimari ve çevre düzenlemelerine karşı çıkıyorlardı. Zamanla tüm Türkiye'nin bu tür hoyratlıklardan nasibini aldığını, tarihi yapıların hor kullanıldığını, ucuz reklam panolarıyla kaplandığını, çeşmelerin sigara izmariti ve mısır koçanlarıyla dolduğunu, parkların çöp bahçesi haline geldiğini, yeşil alanların inşaat sahası gibi algılanmaya başladığını, "ucube" meyve sebze heykellerinin her yeri sardığını fark ettiler. Böylece İstemiyorummm hareketi hız kazandı.

Grubun kurucusu arkeolog yazar Emine Çaykara, "Hedefimiz bir sivil harekete dönüşmek ve çekilen fotoğraflarla bir sergi açmak. Farkındalık konusunda istenen düzeye gelmek için hep beraber bir şeyler yapmalıyız. Beklemeden... Bilinçlendirerek... Uyararak... Bir İstanbul Kurtarma Timi oluşturmayı da hedefliyoruz" diyor.

İşte İstemiyorummm'un istemedikleri...

• İstanbul'daki Bizans saraylarının ev gibi alınıp kafe yapılmaya çalışılması.
• Kentin simgesi, inanılmaz güzel tarihi surların önüne Zeytinburnu Belediye Başkanı'nın tasarımı korkunç anıtın dikilmesi gibi ‘yaptım oldu'cu işgüzârlıkları.
• Samatya'daki Mimar Sinan imzalı Ağa Hamamı'nın başına geldiği gibi tarihi yapıların market ya da sokak pazarına dönüştürülmesi.
• Süleymaniye'deki tarihi Mimar Sinan Hamamı'nda olduğu gibi böyle özel mekânların değer bilmez işletmecilerin elinde yapma çiçekler, plastik objeler ve yanlış restorasyonlarla yok edilmesi.
• Eminönü'ndeki seyyar Osmanlı turşucusu, Osmanlı lokmacısı örnekleri gibi tarihin zevksizlikle ve yalanla iç içe geçirilmesi, bu görüntüyle Osmanlı'nın içi boş bir dekora dönüştürülmesi.
• İnsanların sokakları, caddeleri çöplük, çöpçüleri de köleleri gibi görmesi, sokaklara çekirdek kabukları, izmaritler, sigara kutuları ve çöplerin atılması.
• Zevksiz ve kötü malzemeyle üretilmiş tarihi yapı taklitleri, mesela Taksim meydanındaki Sahaflar Festivali maketi ya da duvar taklidi ucuz ve adi malzemelerle kaplanan türbeler. • Hatalı restorasyon ve otoparkla para kazanma isteği yüzünden sulara boğulan Evliya Çelebi'nin sembolü Ahi Çelebi Camii'nde, Kılıç Ali Paşa Camii'ndeki ve Haydarpaşa yangınında olduğu gibi özensizlik ve hoyratlıkla karşı karşıya kalmak...
• Bir baraj kurulduğu için sular altında kalacak olan Allianoi'deki yaşanan türden bir akıldışılık, tarihe sevgisizlik.
• Tarihi çeşmelerin çöp konteyneri olarak kullanılması.
• Haydarpaşa Garı'nın Otel olması, Haydarpaşa Limanı'nın çevresinin yapılandırılması ve tarihi değeri büyük bu güzelliğin çirkinlikler içinde kaybolması.
• İstanbul'un ve Türkiye'nin balıklarının tüketilmesi, yavru balık avlarıyla denizlerin ve doğanın cehalete, çıkarcı arsızlığa ve plansızlığa yenilmesi.
• Türkçe'nin uluorta, hem de resmi elden yanlış kullanılması.
• Tarihi yapıların bile üzerini kaplamış klima cehennemi.
• Kuralsızlığın kural olması.

İŞTE İSTEMEYENLER
İstemiyorummm, akademisyenler, oyuncular, sanat tarihçileri, arkeologlar, yazarlar, gazetecilerin destek verdiği bir sivil oluşum. Emine Çaykara, Arzu Karamani, Ayşe Yetişkin Kubilay, Canan Dila, Mine Söğüt, Ömer Faruk gibi yazarlar, Münevver Eminoğlu gibi sanat yöneticileri, Alberto Modiano, Ali Sina Özüstün ve Hadiye Cangökçe gibi fotoğrafçılar, Teyfur Erdoğdu, Kasım Bolat, Zekeriya Eroğlu gibi tarihçiler, Fadik Atasoy, Ayşegül Aldinç, Coşkun Özmeriç gibi oyuncular var... Aralarına son olarak Aylin Öney Tan, İncila Bertuğ, Esra Nilgün Mirze, Azize Tan ve modacı Ischiko'nun da katılımıyla sayıları gitgide artıyor.