Haberler

Onlar Hazırdı, Peki Biz Depreme Hazır mıyız?

Tarih: 5 Nisan 2011 Kaynak: Reuters, The Week, Time, Wikipedia, Architecture.about.com, MSNBC, New York Times, Zaman, NTVMSNBC Emlak, Milliyet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Derleyen: Selin Biçer, Derya Yazman


11 Mart 2011'de Japonya'da 9.0 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. Ne depremin, ne de binaların öldürdüğü doğal afette binlerce kişinin kaybolmasına, yaralanmasına, hatta hayatını kaybetmesine yol açan şey tsunami oldu.



Japonya'nın kuzeydoğu sahili yaklaşık 23 metreye varan yükseklikteki sismik dalgalarının kurbanı oldu. Bu doğal felaket, sarsılmaya alışık olan Japonya'da vuku bulan en şiddetli deprem olarak tarihe geçerken bu konuda dünya 4.'lüğüne de yerleşti! Deprem sonucunda Dünya ekseninin 15 cm kaydığı ve bu kayma sonucu 24 saatlik bir günün 1,6 mikrosaniye azaldığı jeoloji uzmanlarının iddiaları arasında. Diğer bir uzman görüşü ise aynı şiddetteki bir depremin başka bir coğrafyada gerçekleşmesinin felaketin boyutlarını katlayarak arttıracağı yönünde.





Japonya yıllar boyunca başına gelenlere alışmakla kalmamış, aynı zamanda dersine iyi çalışmıştı. Hem depreme hem de tsunamiye karşı hazır olunmasına karşın, kara ve demiryolları hasar gördü, yangınlar çıktı ve bir baraj yıkılarak etrafında su baskınına neden oldu, elektrik ve su kesintileri gerçekleşti.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi Fukuşima Nükleer Elektrik Santrali üst düzeyde alarma geçti, kapatılacağı açıklandı, çevresindeki bölgelerde bulunanlar tahliye edildi. Bu durum ilk başta nükleer santral kurulması planlanan ülkemizde büyük tartışmalara yol açtı. Ancak bunun bütünün bir parçası olduğu unutulmamalı. Önümüzdeki yıllar içinde gerçekleşeceği uzmanlar tarafından saptanmış İstanbul depremi için Japonlar'ın 88 yıl içinde geliştirdikleri mücadeleler örnek alınmalı.



Japonya daha önce 1923 ve 1995'te diğerlerine oranla çok daha zarar veren depremler ve atom bombalarını atlatmış, kendi derdine derman bulmayı becermiş bir ülke. Peki Japonya deprem ve tsunamiye karşı kendini bunca zamandır nasıl korudu?



1 Eylül 1923'te, 7.9 şiddetinde bir deprem Tokyo ve Yokohama'yı salladı. Deprem binaları yerle bir etti, yangınlar çıktı ve tayfunun etkisiyle bu yangınlar yayıldı. Kanto Ovası'nda en az 100.000 kişi öldü ve bölge harabeye döndü. Ülke ekonomisi çok büyük zarara uğradı.

Japonlar bölgeyi yeniden inşa ederken bir dizi önlem aldı.

Japonya'da ahşap malzeme genellikle konut gibi küçük ölçekli yapılar için kullanılıyor. Fakat ahşap yapıların yanma, çürüme gibi dezavantajlarının yanı sıra havalandırma açısından pozitif olup, yüksek sıcaklık ve nemde uygun yaşama koşullarına sahip bir ortam sağlıyor.

Japonya'da ahşap evlerin geleneksel olarak inşasından bu yana geçirmiş olduğu depremler nedeni ile bu evlerin yanmasıyla sonuçlandı. Bunun üzerine 19.yy.'da Japonya kerpiç yapı inşa etmeye başladı. 1870'lerde Ginza şehri için yapılmış binaların çatıları kiremit çatı olarak değiştirilerek yangına karşı önlemler geliştirdiler.

19.yy. ikinci yarısından sonra Japonya'da depreme ve yangınlara dayanıklı taş ve tuğla yapılara yönelik kentsel modernizasyon yapıldı. 1891 yılında meydana gelen Nobi Depremi ile ciddi zararlar meydana gelmişti. Çok sayıda ahşap yapı zarar gördü ve yıkıldı.

Bunun üzerine Japonya'da ciddi bir tam ölçekli depreme dayanıklı konut kapasitelerine yönelik çalışmalar başladı. Taş ve tuğla yapılar tasarım maliyetleri ile tekrar ele alındı. Çalışma, ahşap yapıların gelişimine yönelik depreme dayanıklı konut kapasitesi arttırılmaya yönelik devam etti.

1894 yılında meydana gelen büyük deprem sonucu deprem komitesi bina inşa rehberi oluşturdu. Bu rehbere göre:

- Esas yapılara yönelik tedbir çalışmaları yapmak,
- Mümkün olduğunca duvar dişinden sakınmak,
- Çelik ve tahta birleşme yerinde metal kullanmak,
- Köşegenler kullanarak üçgensel formda yapı iskeleti yaratmak esas alındı.

Otoyollar inşa edildi, planlanmış bir metro sistemi kuruldu ve bir havaalanı yapıldı. 1935'te Londra ve New York'la rekabet edebilecek kadar gelişti.

1923'de meydana gelen Great Kanto Depremi'nde ise çok sayıda yapı yıkıldı ve insanlar yaşamlarını yitirdi. Taş ve tuğla evler oldukça fazla zarar gördü. Çelik yapılar veya beton ile kuvvetlendirilmiş yapılar ise oldukça sağlam kalabildi. Bu depremden sonra yapıların çelik ve beton ile kuvvetlendirilmiş olması yönünde karar alındı.

Japonya için dünyanın "en hazırlıklı ülkesi" tanımı kullanılıyor. 1960 yılından bu yana, 1 Eylül 1923 Tokyo Depremi Afet Önleme Günü ile anılıyor. Birçok Japon okulunda, öğrenciler daha ilk günden depreme karşı eğitilmeye başlanıyor.



Japonya'da dünyanın en gelişmiş deprem uyarı sistemi mevcut. Ayrıca hizmet, 1952'den bu yana sismik etkinliği izlemek üzere tsunamiye karşı kurulmuş adalar etrafında 300 sensör bulunuyor. Bu sistem Japonya sahil için bir tsunami tehlikesinde yer ve varış saatini tahmin için tasarlandı. Tsunamiye karşı güvenlik için kentin kıyı planlamasına odaklanıldı. Sık sık tsunami tehlikesi yaşayan ülkenin doğu kesiminde baraj kapakları ve dalgakıranlar inşa edildi.

1981 yılında deprem yönetmeliği deprem bilimindeki gelişmelerle birlikte güncellendi. 1995'teki Kobe depreminin ardından deprem güvenliği ve afet yönetme konusunda araştırmalar başladı. 2000 yılında yönetmelikler daha titiz bir şekile revize edildi. Kamu binaları güçlendirildi. Ulaşım altyapıları da konutlar ve iş yerleri gibi bu düzenlemelerden nasibini aldı.

Binalar, sismik enerjiyi kıran o derin temel ve büyük amortisörler yardımı ile depreme dayanıklı hale getirildi, depremin neden olduğu sallantıda binalar yarı bağımsız hareket edecek şekilde tasarlandı.

Deprem Sonrası



Japon müteahhitler, 11 Mart günü yaşanan deprem ve tsunami faciasının yerinden ettiği binlerce insan için Rikuzentakata'nın harap olmuş sahil kesiminde 200 birimlik geçici konut inşa etmeye başladılar.

30 metrekarelik prefabrik konutlar 2 ya da 3 kişinin yaşam alanını karşılayabilecek ve ağırlıklı olarak ortaokul inşaaları gerçekleşecek.

Harap olmuş Kamaishi ve Iwate kentinde, yakıt eksikliğinden ötürü inşaat malzemelerinin teslimatında aksaklıkların olması nedeniyle beyzbol sahasının yapılması ertelenen alanda geçici konutların inşa edilmesi planlanıyor.

Iwate Valiliği tahliye için toplam 8.800 konutu kapsayan bir inşaat planlıyor ve yardım kuruluşlarının odağı haline gelmiş durumda...

Türkiye ve Deprem

Japonya hazır olduğu halde bu denli zarar görmüşken, hali hiç de hazır olamayan ülkemizde olası İstanbul depremi için yapılan hazırlıklar İBB tarafından açıklandı.



Japonlar deprem sonrası düzeni hiç bozmadı. Sağlıksız koşullarda oluşturulan çadır kentlerin yerine Japonya'da mevcut kamu yapıları insanların barınması için kullanılıyor ve bu mevcut altyapılar kullanılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama ve İmar Dairesi Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü, Boğaziçi Üniversitesi, İTÜ, ODTÜ ve YTÜ işbirliği ile İstanbul için Deprem Master Planı hazırlandı.Bu plan için 1,5 milyon TL harcandı. 1.344 sayfalık bir rapor olarak Temmuz 2003'te yayınlandı. Raporda 6 ana başlık yer alıyor:

- İstanbul'un Mevcut Durumu
- Yapıların Deprem Dayanımlarının İncelenmesi ve Güçlendirilmesi
- Yerleşim, Hukuk, İdari Yapı, Kaynak Yönetimi
- Deprem Bilgi Altyapısının Oluşturulması
- Deprem Zararlarının Azaltılması için Eğitim ve Sosyal Çalışmalar
- Risk ve Afet Yönetimi

Bu raporda "Deprem Master Planı" bir strateji planı olarak nitelendiriliyor ve planın
"Nazım Plan" ya da "İmar Planı" olmadığı vurgulanıyor.
































Genel Proje Özetleri

1999 Marmara Depremi'nin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı'nın ortaklaşa hazırladığı ve 2002'de tamamlanan "Afet Önleme Azaltma Temel Planı"na göre olası bir depremde 70 ila 90 bin kişinin hayatını kaybetmesi bekleniyor. 120-130 bin ağır yaralı, 400 bin de hafif yaralı öngörülüyor. 40 milyar Dolar'lık maddi kaybın yaşanacağı olası depremde yaklaşık 600 bin ailenin evsiz kalabileceği tahmin ediliyor.

Deprem açısından arazi kullanım haritaları olan Avrupa yakası ve Anadolu mikrobölgeleme rapor ve haritaları ile deprem ve tsunami tehlike haritaları da hazırlandı. Faydan sıvılaşmaya, su baskınından zemin sınıflamasına kadar 15 farklı harita oluşturuldu. Aynı zamanda İstanbul için yangın risk haritası da hazırlandı.

Marmara'da meydana gelebilecek en büyük depremin İstanbul için oluşturacağı tsunami analizi de yapıldı. Buna göre, İstanbul kıyılarında oluşması muhtemel en büyük dalga yüksekliği 5,56 metre olacak. En yüksek dalganın ulaşacağı kıyı bandı İstanbul'un doğusu ve kıyıya paralel 10 kilometrelik kıyı çizgisi olarak tespit edildi. Tsunami dalgasının kıyılara erişme zamanı 8 dakika, kıyılarda ilerleme mesafesi ise 150 metreden az olacak. Tsunami, İstanbul'da daha çok sığ deniz bölgeleri, küçük tekne barınakları, ırmak ve dere ağızları, denizden 100-150 metre uzakta bulanan karadaki kıyı alanlarını etkileyecek. Beton yapılara zarar vermeyen tsunami, ancak ahşap yapılarda hasar oluşturabilecek.

Belediyenin hazırladığı ''Bilgi Kartları'' başlıklı kitapta, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin son 7 yılda ulaşımdan altyapıya, kentsel dönüşümden çevre kirliliğine kadar çeşitli alanlarda gerçekleştirdiği hizmetlerin yanı sıra kentte olası bir depreme karşı yapılan hazırlıklar da anlatılıyor.

23 Kasım 2010'de kabul edilen Çevre Düzeni Plan Notu'nda depreme karşı dayanıksız olan binaların yenilerinin yapılması planlanıyor. Plan gereğince sağlıklı yapılaşma düzeninde uygun büyüklükte parseller oluşturulması amaçlanıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından deprem riskine karşı bugüne kadar toplam 1 milyar 19 milyon TL harcama yapıldı. Öncelikle riskli ilçeler olan Avcılar, Küçükçekmece, Fatih, Bakırköy, Bayrampaşa, Adalar, Beyoğlu, Zeytinburnu ve Bahçelievler'de taramalar yapıldı ve 146 bin 987 binanın 42 bin 500'ünün riskli olduğu görüldü.

İstanbul'un birçok bölgesinde deprem dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Zeytinburnu Sümer Mahallesi'ndeki ilk etap inşaatı 2013'te bitecek. Kat karşılığı anlaşma modeli uygulanan projede hasarlı binalarda oturanların yeni evlere taşınmasıyla 2. etap çalışmaları başlayacak.

Önümüzdeki dönemde Esenler, Bağcılar, Eminönü ve Beyoğlu'nda çalışmalar yapılacak. Kayabaşı'nda depreme dayanıklı yapılacak 60 bin konutun 3 yılda tamamlanması planlanıyor. Zeytinburnu Sümer Mahallesi'nde mevcut 1.038 konut yıkılarak, 1.536 adet depreme dayanıklı konut inşa edilecek. Şu ana kadar ilçede 16 bin 30 konut tarandı, 652 konutun inşasına başlandı. Sümer Mahallesi deprem odaklı kentsel dönüşüm projesi 171 bin metrekarelik konut alanı ve 46 bin 500 metrekarelik dükkan alanını kapsıyor. Projede kat karşılığı anlaşma modeli öngörülüyor.

TOKİ, Maltepe, Küçükçekmece, Tuzla, Gaziosmanpaşa, Taşoluk'da toplam 10 bin 312 konut yaptı. 2 bin 500 kişiye de parası verildi. Deprem nedeniyle alınan vergiler bir fonda toplanmayarak, genel bütçeye aktarıldı. Maliye Bakanlığı verilerine göre 2009 sonu itibariyle 30 milyon 119 bin TL toplandı.

Tüm bu hazırlıklara rağmen deprem sonrasında insanların toplanacağı ve barınacağı geniş alanlar konusunda ilerleme sağlanmamış durumda. Şu anda kentte insanların afet sonrasında gidebilecekleri geniş alanlar olmadığını belirten uzmanlar, mevcut alanların ise kamu kurumları eliyle inşaat projelerinde kullanılmaya çalışıldığını söyledi.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Prof.Dr. Cemal Gökçe, İstanbul'da boş bulunan her yere, normalde kamu, belediye ya da vakıf arazisi olan her yere binalar yapıldığını, dolayısıyla insanların evlerinden çıktıktan sonra toplanacakları alan kalmadığını belirtiyor. Sahil yollarının dolgu olduğunu ve depremde yıkılıp su altında kalmayacağının garantisi olmadığını anlatıyor ve ekliyor:

"Şişli'de nerede toplanacak insanlar? Ali Sami Yen'i, eski likör fabrikasını yıkıp yerine residans yapıyorlar. Levent'te İBB mülkiyetindeki İETT arazisinin satılmamasıyla ilgili dava açtık ve yürütmeyi durdurduk. Durdurmamızın temel nedenlerinden biri de buydu. Çünkü o bölgedeki insanların toplanacakları alan yok. Şimdi tekrar satışa çıkarıyorlar. Depremde en az 50 bin insanın ölebileceği tahmin ediliyor. 50 bin insanın gömülebileceği bir mezar yeri bile yok."

TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu ise "17 Ağustos 1999 Depremi'nden sonra yeni açık alanlar, park alanları, deprem anında buluşma alanları yapılması gerekirken tam tersine var olan açık alanların yapılaşma yoluyla ortadan kaldırılması söz konusu. Bunlardan birisi Kadıköy'deki Kuşdili Çayırı (Eski salı pazarı arazisi). Burası Kadıköy'de deprem sırasında buluşma ve sığınma alanı olarak kullanılabilecek en önemli yer. SİT alanı olmasına rağmen buranın bir alışveriş merkezi, vs. şekilde betonlaştırılması için yoğun çaba sarfedilmekte. Ataşehir, Ataköy, Bahçeşehir gibi yerleşim alanlarının ortak donatı ve yeşil alanları da ortadan kaldırılıyor" diyor.



Deprem için Türkiye'nin söyleyeceği lafın bol olduğu raporlardan anlaşılıyor. Ancak ne yazıkki depremin şakası yok. Her an, olmasından korktuğumuz deprem tehlikesiyle birlikte yaşıyoruz. Depremle ilgili önlem ve eğitimlerin bir an önce eyleme geçilmesi için dua ediyoruz. Uzmanların dediklerine hak vermek lazım, Japonya'da gerçekleşen depremin aynı şiddetteki bir diğeri yaşadığımız coğrafyada gerçekleşse hazırsızlığımız felaketin boyutlarını katlayarak arttıracak...
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.