Haberler

Town binasından kuşbakışı Sydney

Tarih: 7 Nisan 2011 Kaynak: Yeni Asır Yazan: Besim Kazado
Sydney'in en yüksek binalarından biri olan ve tepesine asansörle çıkıldığında, tüm Sydney'i görebileceğiniz 'Tower' Paris'in Eiffel'i, New York'un Empire State'i gibi...

Manzara muhteşem, tepede restoran, hediyelik eşya mağazaları var. Bina ve caddelarin arasında yemyeşil parkları ihmal etmemişler.

George Street'te gezmeye devam ediyoruz. Dr. jivago afişleri her yerde. Aradığım da bulamadığım diyorum, bu muhteşem müzikal, Broadway'den evvel Sydney'de sahneye konuyor ve yeni başlamış. Derhal bilet temin ediyor arkadaşım Tanyeli. Bu arada Tıpatıp Show için eksik olan bir peruğu bulmak için bir iki dükkana fikir danıştık. Tower'da bulabileceğimiz söylendi. Dev binayı hemen bulduk. Her katında bildiğimiz, bilmediğimiz tüm markaların dev dükkanlarını bulduk. 3. kat restoranlar katı imiş. Bir tur atalım dedik bu renkli yerde. Hemen karşımıza 'Dergah' restoran çıkıverdi. Bir izzet, bir ikram... Ne kadar yeni kahvaltı ettik dediysek, dinletemedik hemen önümüzde gozlemeler, kebaplar yapiliverdi. Bu kadar lezzetlisini az yerde yiyebilirsiniz, inanın. Tabii yanında demli çaylar. Sahibi Kosovalı, çalışanların ikisi İstanbul, ikisi Ankaralı. Kocaman katin turunu tamamlıyorduk ki tesadüfen bu dolaştığımız binanın meşhur 'Tower' binası yani, Sydney'in en yüksek binalarından biri ve tepesine asansörle çıkıldığında, tüm Sydney'i görebileceğiniz yapı olduğunu anladık. (Hani Paris Eiffel, NY Empire State gibi...)

Büyüleyici Manzara

Biletleri alıp bir çırpıda tepeye çıktık. Manzara muhteşem, tam diğer şehirlerdeki yapılar gibi tepede restoran, hediyelik eşya mağazaları var. Aşağıya yani şehre tepeden baktığınızda biraz New York, biraz Hong Kong, biraz Singapur'u görüyorsunuz. Tüm bina ve caddelarin arasında yemyeşil parkları ihmal etmemişler. Her şeyi ile cidden harika bir şehir.

Tepede mağazaları gezdik tabii ki. Koala ve kanguru oyuncaklarından bayraklarının üzerinde bulunduğu terliklere kadar her türlü hediyelik eşyalar satılıyor buralarda. Aşağı inerken yine tüm mağazaları gördük, bu sefer başka markalaları, çünkü bir kaç girişi ve çıkışı var. Bu arada dev bir mağaza açılmak üzere, herkes de bunu bekliyor, Zara...

Otele doğru yola koyulduk. Binalar arasında onlarca motorsiklet adeta dekor vazifesini görüyor. Çoğu gencin gidecekleri yerlere acele varmak için motorsikletleri var. Her caddede mutlak bir kaç tane 'gym salonu' var. Hepsi de birbiri ile rekabete girmişçesine çok modern, temiz ve de çok kalabalık.

Balık Halinde Ziyafet

Otelde randevulaştığımız Tanyeli ve Alex ile buluşmak üzere acilen Darling Harbour'dan bir kez daha geçtik. Otelden yürüme mesafesindeki Bang Kök'ta gittiğim ve hayran kaldığım 'Fish Market'e (balık haline) geçtik. Çok büyük bir saha içine kurulmuş burası. Hem çiğ, hem de pişmiş olarak emrinizde sayamayacağım kadar balık çeşidi. Kendiniz seçiyor, hangisini seçerseniz o restoranın önünüzde pişirilen mutfağına veriyorsunuz. Önünüzde istediğiniz şekilde yemeğe sunuluyor balık ve onlarca çeşit deniz mahsulü. Masanıza oturuyorsunuz, içeceklerinizle birlikte taze deniz harikaları geliyor. Bu arada dışarıda deniz üzerinde de büyük bir keyifle ziyafetinizi yapabiliyorsunuz. Balık halinde dev gıda marketleri ve bol yağ, peynir, reçel vs olan şarküteriler bulunuyor. Tertemiz ve çok ucuza mutfak alışverişinizi yapabilirsiniz. Buraları da Güney Afrika'ya benziyor.

Yemekten sonra dondurmalarımızı alıp deniz kenarına geçtik. Pek ama pek keyifli idi. Epey tok olduğumuz için yürüyerek 'Çin Mahallesi'ne geçtik. Aynı NY'taki gibi Çin Restoranları, Çin eşyası satan dükkanları, Çin aydınlatmaları, Çin tatlıları yapan pastaneler, Çin mimarisini içeren evlerle çevrelenmiş bir mahalle... Dükkana giriyorsunuz, nerenizde olursa olsun ağrınızı anında dindiren merhem, Çin tabloları, Çin kıyafetleri, Çin yiyecekleri, Çin kokuları... Çin'de dolaşıyoruz sanki. Satıcılar da Çinli...

Her Şey Çok Ucuza

Hemen Çin Mahallesi'ni geçiyorsunuz ki Sydney'in en ucuz giyim, hediyelik eşya vs.sinin satıldığı kocaman bir binanın önüne geliyorsunuz. Market City ve girişinde 'Paddy's'. Ucu bucağı yok buranın. Ucuz mallar var, çok ama çok ucuz. Bir de hediyelik eşyalar, o kadar ucuz ki hani almıyayım, fazla ucuz elimde kırılır dersiniz ya öyle ucuz...

Yine Çin Mahallesi'nden geçip meşhur George Street'in öbür başına geçtik. Ara caddeleri de yaparak tabii ki. Burada 'HYPE' ayakkabı mağazasına girdik. Girdik ama çıkamadık kolay kolay. aklınıza ne tarz ve ne ülkeden ayakkabı geliyorsa bilhassa spor tarzı hepsi var. Hani dev markalar değil de iyi sağlam spor markalar. Fatih'le epey çakıştık, aynı numaradan aynı modelden birer tane kalınca ne olur? O oldu işte... Sonuçta birer çift aldık, diğerlerinin üzerine hava pek de sıcak olduğundan birer soğuk maden suyu içtik.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.