Nejat Çuhadaroğlu’nun ilginç ve görülmeye değer bir hobisi var. Maketlerle savaşları anlatıyor. Şişli’deki ofisinin bir katı askeri müze gibi. Çuhadaroğlu yıllardır yaptığı bu maket koleksiyonunu yakın bir gelecekte müzeye taşımayı planlıyor. 6 yaşından beri yaptığı maket koleksiyonu için harcadığı parayı hesaplayamıyor. Hesaplamak da istemiyor...
1964 yılında babanız Ahmet Çuhadaroğlu’nun kurduğu şirketin büyüme hikayesini anlatır mısınız?
Babam Sivas’tan İstanbul’a okumak için gelmiş. Mimar Sinan Üniversitesi’nde mimarlık okuduktan sonra mesleğinin o dönemde çok verimli olmadığını düşünmüş. Bazı inşaat işlerinde danışmanlık yaptıktan sonra alüminyum doğramanın temeli olan demir doğrama atölyesi kurmuş. Zamanla daha kullanışlı olan alüminyum doğramaya dönmüş. Yurtdışındaki fuarlarda Bayer firmasıyla anlaşma yaparak ham maddeleri yurtdışından gelen Çekomastik silikon markasını yarattı. Böylece kimya firmasını da kurmuş oldu.
Köyden şehre bir başarı öyküsü var sanki?
Babam Sivas’ta kalsaydı, İstanbul’a gelip okumasaydı herhalde orada çobanlık yapıyor olacaktı.
Holding ne zaman kuruldu ve siz oğullar işe nasıl dahil oldunuz?
Alüminyum sektörünün büyümesi 1980’lerin başında oldu. Özel döneminde yüksek katlı binaların inşası başladı. Büyük binaların giydirme cephe sistemlerini oluşturmaya başladık. Sektörün lideri olduk. Pazarlama firmamız kuruldu. 1996’da 12 firma ile holding oluştu. Ortaokulda okurken yaz tatillerinde fabrikada çalışıyorduk. Üniversite sonrası ağabeyimle birlikte başladık, ama hemen firmaların başına geçmedik. Şef pozisyonunda başlayarak yükseldik. İşi alttan öğrenerek geldik. Çalışanlarınız da sizi küçümsemiyor.
İlk yurtdışı projeniz neydi?
1980’lerin başında ilk ihracatımız Suudi Arabistan Prensi’nin Sarayı ve bir alışveriş merkezi oldu. Sonra Libya da oldu. Bugün Rusya, Türki Cumhuriyetler, İsrail ve Avrupa pazarlarında projeler yapıyoruz.
Hem özel hem de kamu projeleri yapmışsınız. Hangi tip yapılar ağırlıkta?
Genelde devlet ile iş yapmıyoruz. Devlet ihalelerinde kaliteden çok fiyata önem veriliyor. Teknoloji ağırlıklı ve kaliteli çalıştığımız için genelde özel sektöre çalıştık. İş kuleleri, oteller, Atatürk Havalimanı, genel müdürlükler, alışveriş merkezleri gibi birçok binayı giydirdik. Biz aslında terzilik yapıyoruz. Binaya göre farklılıklar gösteriyor.
Türkiye’de en beğendiğiniz proje hangisi?
İş Bankası kuleleri, HSBC Bank ve Paris’te yaptığımızı projeleri beğeniyorum.
HSBC Bank binası da terör saldırısı sonucu kullanılamaz halde. Anti-terör sistemler geliştiriliyor mu?
Londra’da İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın giydirme cephe sistemleriyle ile ilgili teklifte bombaya dayanıklı istiyorlardı. Bir İngiliz firma ile ortak proje yürüttük. O işi alamadık ama bende bir şimşek çaktı. Yurtdışında yaşanan terörist saldırılar da artınca bombaya dayanıklı doğramalar yapmamız gerektiğini anladım. Eskiden binaları ve insanları sıcaktan, tozdan ve rüzgârdan koruyorduk. Artık bombalardan, kurşunlardan ve yangınlardan korumalıyız. Bu bilinç yabancı şirketlerde başladı. Ar-ge bölümüzün çalışması ile Türkiye’deki ilk ve tek her türlü kurşuna ve yangına dayanıklı doğramalarımız var. Dünyada ilk üç firmadan biriyiz. Şu anda Fransa İçişleri Bakanlığı ile böyle bir proje üzerinde konuşuyoruz. Yurtiçinde NATO’nun bazı lojmanlarına yaptık. İncirlik Üssü için teklif hazırlıyoruz. Avrupa’da yangına dayanıklı kapılar kullanıyor. Türkiye’de bu bilinç yok.
Pazar payınız nedir?
Yurtdışında spot işler yapılır, bu yüzden bir pazar payı ortaya çıkmaz. Biz taahhüt iş alır, projeleri bitiririz. Türkiye’deki payımız %10. Konut sektöründe merdivenaltı firmalar da olduğu için sağlıklı bir istatiksel bilgi bulmak zor. Doğrama sektörünü baz alırsak %50’nin üstündeyiz.
Rahmi Koç gibi şahsi bir müzem olsun istiyorum
6 yaşından beri maket yapıyorsunuz. İlginiz nasıl başladı?
Annem resim-heykel mezunu. Babam yüksek mimar. Onların genlerinden resim ve heykel kabiliyetim var. Küçük yaşta çizgi roman çizmeye başladım. İlk maketlerimi ilkokulda yaptım. Maketlerimi bir kompozisyon içerisinde organize etmeye başladım. Bir konuyu araba, uçak maketleri ve insan figürleriyle anlatıyorum. Ben de işin bu boyuta geleceğini tahmin etmiyordum. Dünya çapında tek başına bunu bu boyutta yapan yok.
Neden hep savaş teması ön planda?
Romantik maket yapılmaz. Maketler askeri kökenlidir. Bu iş kurşun askerlerden çıkmadır. Savaşta her türlü duygu vardır. Nefret, dostluk, aşk, korku, heyecan, dehşet var. İnsanlar savaşın ne olduğunu bilirse bir daha savaşmaz.
Bir müzede sergilemeyi düşünüyor musunuz?
Müzeyi oluşturan her şey tamam. Rahmi Koç gibi şahsi bir müzem olsun istiyorum. İstanbul’da merkezi yüksek katlı eski bir fabrikayı alıp restore edeceğim.
2006 yılı ciro hedefimiz 160 milyon $
2005 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2006 yılı beklentiniz nedir?
2004 daha verimli geçmişti. 2005 hedeflerimizi tutturduk. Tesisimizin kapasitesini büyütüyoruz. Grubun cirosu 120 milyon dolar oldu. Hedefimiz bunu 160 milyona çıkarmak.
Beylikdüzü’ndeki 70.000 m’lik fabrika dışında yeni bir üretim tesisi planınız var mı?
Alüminyumcular Kooperatif’inde de bir fabrikamız var. Otomotik kapılar ve menteşe aksesuarlarla ilgili üretim yapıyoruz. Yurtdışında düşünmüyoruz. Haute-Couture tarz bir iş yaptığımız için kontrol altında tutmak gerekiyor. 2010’a kadar mevcut fabrikamızı maksimum kapasitede çalıştıracağız. Sonra başka arazilere yerleşimi ve yatırımı düşüneceğiz.
Bir ara turizme girecektiniz? Tekrar düşünüyor musunuz?
Turizm işine girmek istedik. O dönemde Antalya’da istediğimiz standartlarda bir arazi elde edemedik.