Alsancak Garı Dönüşüm Projesi adıyla hazırlanan projede, gar ve çevresinde otel, aquapark, kafetarya, kuaför gibi mekanlar açılması öngörülüyor. BTS yetkilileri, Haydarpaşa Garı'na ilişkin hazırlanan projelerin sivil toplum kuruluşlarının tepkisiyle 'bekleme' sürecine alındığını anımsatarak, İzmirlileri de duyarlı olmaya çağırıyor. Projenin sahibi Yaka İnşaat yetkilileri ise, kültürel ve tarihi yapıyı koruyacaklarını ileri sürüyor.

Devlet Planlama Teşkilatı'ndan dönen Galataport ve "bekleme" sürecindeki Haydarpaşa projelerinin bir benzeri Alsancak Garı için hazırlandı. "Alsancak Garı Dönüşüm Projesi" adı altında TCDD'ye sunulan teklifte, Alsancak Gar havzasına, otel, aquapark, yürüyüş ve rekreasyon alanları, kafeterya, kuaför gibi bölümler yapılması öngörülüyor.

Aydın-İzmir demiryolu hattı çerçevesinde yapılan ilk garlardan olan Alsancak Garı, yap-işlet-devret modeliyle elden çıkarılmak isteniyor. TCDD'nin "mülklerini elden çıkarma" politikası çerçevesinde, şimdi gözler Alsancak Garı'na çevrildi. Yaka İnşaat adlı şirketin, bu kapsamda, Alsancak'a ilişkin bir proje hazırlayarak TCDD'ye sunduğu öğrenildi. Kentte rantın en yoğun olduğu bölgesinde yer alan, aynı zamanda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun güvencesi altındaki "tarihi" yapıya ilişkin hazırlıklar, ilk olarak TCDD'de örgütlü sendikayı ayaklandırdı. Birleşik Taşımacılık Sendikası İzmir Şube Başkanı Bülent Çuhadar , Alsancak Garı'nın özelliğini yitirmesine izin vermeyeceklerini söyledi. Haydarpaşı Garı için de benzer projenin ortaya atıldığını anımsatan Çuhadar, "Orada yapılmak istenen projeye, mimar mühendis odaları, çevre mühendisleri odası ve dernekler karşı çıktılar. Proje şimdilik rafa kalktı. Ancak İzmir'de proje sessiz ve derinden yaşama geçirilmeye çalışılıyor. Eğer bu proje uygulanırsa, TCDD yavaş yavaş özelliğini yitirecek. Sivil toplum örgütleri bu konuya duyarsız kalmamalı. Kentin dokusunu kuaför yapmayalım. Burada peşkeşe izin vermeyeceğiz" dedi. Çuhadar, İzmirlileri de projeye tepki göstermeye çağırdı.

Teklifi sunan Yaka İnşaat'ın sahibi Cem Cemil Öztürk ise, projede tarihi yapıyı da koruyacaklarını ileri sürdü. Projenin 150 dönümlük bir alanı kapsadığını kaydeden Öztürk, şunları söyledi:

"Burada kültür, turizm ve sosyal içerikli bir tesis kurmak istiyoruz. Dokuz mimar arkadaşla proje hazırladık, 7 ay önce TCDD'ye sunduk. Bu çalışmalarda bin 500 noktasal fotoğraf arşivimiz oluştu. Bu proje mevcut yapıları koruyan, yeni yapıları ciddiye almayan önemli bir çalışma. Burada, etnoğrafya müzesi, gençlik merkezi, yürüyüş parkurları, otel, aquapark, bedesten, kuaför, cafe, restoran olacak. Tarihsel dokuya saygılı, Alsancak çevre dokusuyla uyumlu, yeşil ağırlık bir çalışma yapacağız. Alsancak Garı içinde önden görülmeyen, bir sürü güzel bina var. Çatısı çökmüş, içinde hiçbir şey olmayan fare yuvası niteliğindeki bu yerleri koruma ve işlevlendirme amacıyla komplike bir projeyi gündeme getirdik. TCDD en son bunu bize verecek diye bir şey yok. Sanırım ihaleye çıkılacak."

Sonunda Alsancak Garı'na da uzan TCDD taşınmazlarının satışının altında, 1995 yılında Dünya Bankası finansmanında hazırlanan Boozallen Hamilton Raporu'nun ardından 2004 yılında Kanadalı bir şirkete hazırlatılan raporun yattığı belirtiliyor. TCDD'nin Canac şirketine 800 bin dolar ödediği son raporda, 15 bin çalışanın işine son verilmesinin yanı sıra mal varlıklarının da elden çıkarılması öngörülüyor. Rapordaki bazı maddelerde, özetle şöyle deniyor:

- Kâr etmeyen istasyonları kapatın, tren seferlerini kaldırın.

- Bölge müdürlüklerini ortadan kaldırın.

- Limanları satın ve fabrikaları özelleştirin.

- Uygun konaklama yerlerinin olduğu bölgelerde, buralara kullanın ve personel yatakhanelerini kapatın.

- Gereksiz hale gelen tüm binaları yıkın veya başka türlü elden çıkarın.

- Yol bakım işgücünü azaltın.

TCDD taşınmazlarının elden çıkarılmasının altında, Kanadalı Canac şirketine hazırlatılan raporun yattığı belirtiliyor. 1995 yılındaki Dünya Bankası destekli raporda da 'satış' isteniyordu.