Haberler

Çevreyi kirletenlerin yararlandığı

Tarih: 11 Mayıs 2006 Kaynak: Radikal Yazan: Tarhan Erdem
Ne zaman, yönetimin yerelleşmesi gereğinden bahsedilse, 'Bugünkü belediyelerle mi?' sorusuyla karşılaşılır. Örnek olarak da, son günlerde karşılaştığımıza benzer olaylar öne sürülür. İşte üç örnek:

Geçenlerde Gebze'deki çevre kirlenmesi vahşetini yaşadık. Dün de arkadaşımız İsmail Saymaz'ın hazırladığı, 'Derici döker, zehir akar, devlet bakar' başlıklı haber yayımlandı. Milliyet'te bir-iki gündür Göçek koyunun yapılaşmaya açılması olayını içimiz sızlayarak okuyoruz.

Çorlu haberinde, dericilerin atıklarını tarım arazisine gömdüğü, Çorlu Deresi'nin can çekiştiği yazıldıktan sonra, ilçe belediyesi ve çevre yetkililerinin çaresizliği üzerinde duruluyordu.

Haberde, yönetim sistemimizi sergileyen yöneticilerin sözlerine de yer verilmişti: Yaklaşım örneklerini okuyalım:
Belediye Başkanı: "Atıklar, benim 1980'lere dek içinde yüzülebilen ve balık tutulabilen deremi öldürdü." Mahalle muhtarı: "Belediye ve jandarmayı haberdar ettik ama sonuç alamadık. Hâlâ döküyorlar." Çevre ve Orman Müdürü: "Benim sekiz personelim var. Bu koşullarda çalışma yürütüyoruz. (...) Biz geçen yıldan beri yönetmeliğe uymayan
20 fabrikaya kilit vurduk." Sanayi bölgesi yöneticisi: "Şu an bir kanalımız patladı, bu geçici bir durum, bunun dışında herhangi bir karışma söz konusu değil."

Kimin sorumlu olduğunu, asıl önemlisi kimin sorumluluğu üstlendiğini anladınız mı? Gebzedeki sorumlu nasıl ortaya çıkmamışsa, Çorlu'da çıkmasını beklemeyin!

Göçek koyunun yapılaşmaya açılmasıyla ilgili haberde de, kamu yönetimindeki karmaşa açıkça ortadaydı. Orada da bakanın, belediye başkanının ve diğer ilgililerin söyledikleri Çorlu örneğinden farklı değil.

Gebze'de de, Muğla'da da, Çorum'da da çevre konusunda yetkili kimdir, kim karar verir, kim sorumludur belirsizdir!
Çevre konusunda böyledir de, imar konusu farklı mı? Ya sağlık, ya eğitim, ya trafikte kim nerede ne kadar sorumludur kimse bilemez ve mahkemeler de ayıramaz. Sonra bizler, baktığımız yerden kimi ne kadar görebiliyorsak, onları suçlarız.
Bu karmaşa, Anayasa'da tanımlanan yönetim sistemimizin sonucudur. Merkezi hükümet, Van Gölü'ne veya Karadeniz kıyılarına olduğu gibi Konya'ya özgü bir konuda da kanun çıkarır; Çorlu'daki bir konuda da karar verip, tebliğ eder!
Çorlu'ya özgü konularda Çorlu Belediyesi mi, Tekirdağ İl Özel İdaresi mi, hükümet mi ilk ve tam yetkilidir bilinmez.
Çünkü, Anayasa'da 'idarenin bütünlüğü', 'yetki genişliği' ve 'idari vesayet' ilkeleri vardır ve bunların 'kamu yararına' olduğu sanılmaktadır.

Türkiyenin her ilinde ve kasabasında geçerli çevre kurallarını Meclis'in koymasını; hükümetin o kuralların uygulanıp uygulanmadığını denetlemesini ve belediyelerin o yerin çevresini korumada ilk ve gerçek yetkilisi olması gereğini birbirine karıştırmaktayız. Bu karışıklık Anayasa'dan kaynaklanmaktadır.

Çorlu özelinde belediye, ülkenin genelinde uygulanmak üzere konulmuş kanunlara uyma koşuluyla, fabrikaların kurulması da dahil çevre konusunda ilk ve tam yetkili olmalıdır.

Gebze, Çorlu ve Göçek'teki olayların gelişmesini izleyiniz, olayların karmaşadan yararlanarak çevreyi kirletenler yararına sonuçlanacağını göreceksiniz!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.