Haberler

'Herkese ev', nerede o bolluk!

Tarih: 11 Mayıs 2006 Kaynak: Milliyet Yazan: Doğan Heper
Ev sahibi olmak artık kolaymış. Kredi veren bankalar herkesin ev sahibi olmasını sağlıyormuş. Yakında "mortgage" kanunu da çıkınca ev sahibi olmayan kalmayacakmış. Gel de, bugünkü gerçekler karşısında bu sözlere inan. Bunlar olsa olsa iyi niyet ifadesi sayılabilir, o kadar. 

Bakın Bakan Abdullah Şener, "Türkiye'de yoksulluk sınırı altında yaşayan 18 milyon kişi olduğunu" söylüyor. Bu 18 milyon kişi toplam nüfusun yüzde 25'ini oluşturuyor. Marifet önce bunlara başlarını sokacak bir mekân sağlamak değil mi? Sonra memur, işçi ve emekliler geliyor. Bunlardan evi olmayanları ev sahibi yapmak sosyal devletin görevlerinin başında gelmiyor mu?

"Herkese ev", nerede o bolluk! Oysa tanıtımlara bakıyoruz, ev furyası var ama bundan zengin olmayan vatandaşın yararlanması mümkün değil. "Apartmanda villa zevki", "160 bin dolara deniz, havuz ve banyo keyfi", "Bilmem ne rezidans, fiyatlar 640 bin dolardan başlıyor", "Terasında tenis kortu, tuvaletinde balkon, kat aralarında bahçe, 31. katta kafeterya var", "275 bin dolara asansörlü villalar." Daha çok çok var. Ben ucuzlarını buraya aldım. Bunların çoğu şehir içinde bile değil. Şehir içindekiler daha pahalı. Hepsi varlıklı işi. Yani Abdüllatif Şener'in sözünü ettiği kesime hitap etmiyor. Oysa onlar gecekondu yapıyor veya satın alıyor. O da şehirleri köy haline çevirmek demek, haksızlık demek. Bakın Başbakan Tayyip Erdoğan bunun için ne diyor:
"Gecekondu yaparak ve vatandaşlık hakkına sığınarak bir bölgenin sahiplenilmesi kabul edilemez. Bu bir vatandaşlık hakkı değildir, bu, vatandaşlık hakkının ihlalidir." Başbakan haklı. Gecekondu savunulamaz. Ama sosyal devlet ve onu temsil eden hükümet bu 18 milyona ve emekliye, işçiye, memura başını sokacak yasal bir yer bulmalı. Bu da önce varlıklıya değil, fakire imkânlar sağlama yolunu açmakla olacaktır. 

Fakir deyince de hakikisini anlıyoruz, sahtesini değil. Sahte fakirleri Gelir İdaresi Başkanlığı açıkladı. İster inanın ister inanmayın, 45 meslek grubundan 23'ünde ortalama kazançlar asgari ücretin altında gösterildi! Ülkenin fakiri bu kadar çok olunca Başbakan'ın işi de zor olur! Bunlara da başlarını sokacak bir konut lazım!.. Allah kolaylık versin!..

AKP'nin dikkatine
Nisan ayı enflasyonu neredeyse beklentilerin 3 misli çıktı. Altın fiyatları ise 25 yılın en yüksek seviyesinde. Yaza giriyoruz, enflasyon rakamlarının bu nedenle bile düşmesi gerekirdi. İktisatçı yazarların çoğu olayların arkasından gidiyor. Oysa çanlar hepimiz için çalıyor.

Variller...
Bu varillere boşuna "zehirli variller" denmedi. Bunlar insanlar için tehlike taşıyordu. Bazı fabrika sahipleri, imal ettikleri malların fiyatına bu zehirli atıkların imhası parasını da ilave ettikleri halde, zehirleri varillere koyup yakınlardaki arsalara gömdü. Oysa bu, cinayete teşebbüstü. Yargılanan var mı, hâlâ bekliyoruz...

Palavra
Kırmızı çizgi ne oldu?
Kuzey Irak son aşamaya geldi. Ankara'nın kırmızı çizgileri filan palavra imiş... Artık bir "ilan" kaldı. Karşımızda ilan edilmemiş bir devlet var. Bu devletin başkanı, başbakanı, adliyesi, polisi, askeri vardı. En son meclisi de olağanüstü toplantısında iki partiden teşekkül eden kabineyi kabul etti. Ne kaldı? İlan. O da yakında olur ve bağımsız bu devlet artık dünyaya duyurulur. Ya bizimkilerin o meclisin açılışına koşmalarına ne demeli. Sanki Erbil'e değil de Ankara'ya gidiyorlar. Selim Sadak, Haşim Haşimi, Mehmet Ali Eren, Macit Furizbeyoğlu, Raşit Delil, Erbil'e gidenlerden bazılarıydı. Türkiye'den gidenlerin arasında biri var ki, o eski bir bakan da olan Şerafettin Elçi. Şerafettin Elçi'yi "Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek isteyenlerin başında geliyor" diye tanıyorum. Bilmem haklı mıyım?

Özgürlük mü?
Ayıptır, ayıp ayıp...
Bu hafta midemi bulandıran, yüzümü kızartan iki olay oldu. Biri programa reyting sağlamak, diğeri ünlü olmak için iki olay. TV'de biliyorsunuz Pop Star programı var. Bu hafta iğrenç bir tartışma o programa damgasını vurdu. "Bülent Ersoy gaz kaçırdı mı, kaçırmadı mı?" Ne tartışma değil mi? Ayıptır, ayıp... Tanınma isteği uğruna yaratılan olaysa Avustralya'da geçti. Bir ressam, penisiyle başbakan ve muhalefet liderinin resimlerini yapınca ünlü oldu. Bu yolla reyting ve bu ün ne kadar sürer bilemem ama benden okkalı bir küfür aldılar.

Beyoğlu
Zoraki Başkan

İstiklal Caddesi'nin bazı yerlerindeki Türk bayraklarının feci halini bu köşede yazdım, 15 gün oldu. Hafta sonu bir de baktım, o bayraklar Başkan'ın yüz karası olarak yine yerlerinde duruyorlar. Hele bir bayrağa benzemeyen bayrak var ki o Beyoğlu Belediyesi hizmet binası önünde.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.