Haberler

Belek'in Çirkin Su Kemerleri

Tarih: 17 Mayıs 2006 Kaynak: Akşam Yazan: Şerif Yenen
Kendisine özgü çam ormanları, pırıl pırıl denizi, son yıllarda birbiri arkasına açılan birinci sınıf tatil köyleri ve golf sahalarıyla adından çok söz ettiren Belek, turizmde örnek projelere imza atmaya devam ediyor. Belek'teki kongre salonlarına, sağlık ve fitness merkezlerine, tenis sahalarına ve yeni golf yatırımlarına her yıl bir yenisi eklenirken, bölgedeki turizmciler de örnek bir dayanışma sergiliyor. Turizmcilerin hem Belek'in hem de Türkiye'nin tanıtımı için gösterdikleri çaba takdire değer. Yerel yönetimle el ele vererek yepyeni bir turizm merkezi yaratan turizm profesyonellerinin elinde daha birçok proje var. Bu projelerin çoğunda deniz, kum, güneş, doğa ve tarih iç içe girmiş durumda.

Belek, sadece günümüz turistleri için değil, aynı zamanda gelecek bin yılın turistleri için de projeler üretme konusunda çok başarılı. Ancak, böylesi bir beldede yapılan son bir proje bizce bölgenin özelliğine hiç yakışmıyor. Belek Belediyesi'nin kent merkezinde yol boyunca inşa ettiği, antik görünümlü, plastik türü bir malzemeden yapılmış su kemerlerinden söz ediyoruz. Belek'te kent merkezine gittiğinizde bu 'plastik' görünümlü, otantizmden uzak antik su kemerinin yanından geçmek zorundasınız. Türkiye, antik eser fakiri bir ülke olsa bu 'yapaylığı' anlamak belki mümkün olabilirdi. Ancak, ülkemizin pek çok yöresi zengin tarihi-kültürel mirasıyla bir kültür turizmi merkezi olabilecek niteliklere sahipken bu yapaylık niye?

Belek Belediyesi internet sayfasında bu projeyi yapma amacını anlatırken şu ifadeleri kullanmış, “Kent merkezine turistik hüviyet kazandırmak, bölge cazibesini artırmak, eğlence ve dinlence alanı olarak kullanmak'... Bu sözlerden belediyenin son derece doğru bir amaçla yola çıktığını anlıyoruz, ancak ortaya konan proje ne yazık ki turistik cazibe kazandırma özelliklerinden çok uzak. Çünkü günümüzün turist profili, gittiği ülkelerde farklı kültürleri, farklı yaşam biçimlerini keşfetmek isteyen, o ülkeye özgü, ayırt edici kültürel ürünler ve otantik eşyalar görmek isteyen bir yapıya sahip; yani turistler 'yapay' ürünleri görmek için seyahate çıkmıyor. Kent merkezine böyle yapay şelaleler veya antik su kemerleri yapmak yerine çevreye uyumlu düzenlemeler, parklar, hatta temalı parklar gibi projeler yapılsa çok daha doğru olmaz mı? Birbirinden güzel turistik tesislere imza atmış bölge profesyonelleri böyle bir yapaylıktan memnun mu?

Türkiye doğal, tarihsel ve kültürel koşulları göz önüne alındığında, çeşitli alanlarda turizm geliri elde edilebilecek bir yapıya ve zenginliğe sahip. Raftingten dağcılığa, sualtından tarihi ve kültürel mirasımıza, burada tek tek saymaya gerek görmediğimiz pek çok konuda var olan olanaklardan yararlanarak turizmde çeşitlilik sağlamak çok kolay. Ayrıca, turistlerin ziyaret ettikleri bölgelerde daha fazla vakit geçirmesini sağlayacak çekim merkezleri oluşturulması gerekiyor. Temalı parklar, eğlence-dinlence merkezleri, kültür ve sanat faaliyetleri, açık-kapalı sergiler vb. projeler ve etkinlikler turistlerin tesislerimizdeki geceleme sayısını artırırken ülkemize daha fazla döviz bırakmalarını da sağlayabilecektir.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.