Haberler

"Bu binada insan kendini İstanbul'un efendisi hisseder"

Tarih: 21 Mayıs 2006 Kaynak: Milliyet
"Düyûn-ı Umûmiye'den İstanbul (Erkek) Lisesi'ne" isimli kitapta okulun tarihiyle beraber içinde bulunduğu binanın mimarisi ve tarihi de anlatılıyor

1890'ların sonunda inşa edilmiş, Düyûn-ı Umûmiye binası olarak yapılmış bir bina... Diğer tarafta 1882 yılından beri eğitim veren İstanbul (Erkek) Lisesi... İkisi 1933'te buluştu. Hem binanın hem lisenin tarihi de "Düyûn-ı Umûmiye'den İstanbul (Erkek) Lisesi'ne" isimli kitapta birleşti. Bina ve okulun tarihi dışında aslında kitapta asıl olarak bu yapının mimarisi anlatılıyor.

D&R'larda ve Remzi Kitabevi'nde satılan kitabı hazırlayanlar Düyûn-ı Umûmiye tarihini yazan Prof. Dr. Zafer Toprak, binanın mimarisini anlatan Hasan Kuruyazıcı, lisenin tarihini yazan Levent Deniz ve fotoğrafları çeken Tansel Atasagun. Deniz ve Atasagun aynı zamanda İstanbul Lisesi mezunu.

Her yıl bir kitap çıkarmayı düşündüklerini söyleyen Deniz geçtiğimiz yıl da okulun kurucusu Mehmet Nadir'in pedagoji ile ilgili yazdığı makalelerden bir kitap oluşturduklarını belirtiyor. Okulun adıyla ilgili de şöyle bir açıklama yapıyor: "İlk olarak 1967 yılında kızlar okula alınmaya başlanıyor. Okulun adı 1982 yılına kadar İstanbul Erkek Lisesi olarak kalıyor. Şu anda İstanbul Lisesi. Ama herkes burayı yine İstanbul Erkek diye biliyor. NTV spikeri Banu Güven de bu okuldan mezun. O mesela 'İstanbul Erkek demekten onur duyuyorum' der. Buradaki erkek erkekliği değil, geleneksel bir yapıyı, ismi anlatır."
Yine Deniz'den öğrendiğimiz kadarıyla Düyûn-ı Umûmiye zamanında genel müdür odası olan oda şimdi okul müdürünün odası. Eskiden müzayede salonu olan yer ise kantin. Kasa odası da şimdi bir müze gibi kullanılıyor.

"Mimarı Osmanlı mimarisini çok iyi bilen bir Levanten"

Hasan Kuruyazıcı

1890'ların sonundan kalan bu binanın mimarı Alexandre Vallauri. Fransız kökenli bir Levanten. Dolayısıyla Osmanlı. 19'uncu yüzyılda mimarlar Osmanlı azınlıkları, Ermenilerden, Rumlardan ya da Levantenlerden çıkıyordu. Bir de yabancı mimarlar vardı. Vallauri 20'nci yüzyılın başında da İstanbul'da çok önemli binaları yapmış bir mimar. Bu binadan da anlaşıldığı kadarıyla Vallauri, Osmanlı'nın mimarisini biliyor. O bakımdan benzer binalar yapan yabancı mimarlardan ayrılıyor. Oryantalist bir mimarlık içinde değil bence.

Sonuçta bu bina Duyûn-ı Umûmiye binası olarak yapılmış. Yani Osmanlı'nın borçlarını ödetmek üzere kurulan bir kurumun binası. Tabiri caizse Osmanlı'nın tepesine binecek, kendini hissettirecek olan bir kurum. Bunu da yapısıyla belli etmesi gerekir, varlığını hissettirmeli. Vallauri bunu yapmış, bir yandan da çevresine uyum göstermiş. Şu anda müdürün odasının üst katında toplantı salonu var.

O salondan bakınca bir yanda saray, onun tepesinden bakıyor. Bütün şehre, kurumlara tepeden bakıyor. Yani o odada oturan insan kendini İstanbul'un efendisi gibi hissedebilir.

"10 binden fazla fotoğraf çektim"

Tansel Atasagun
Fotoğraflar dört ayda çekildi. Elendikten sonra 10 bin fotoğraf vardı elimde. Ama hâlâ eksik kareler olduğunu düşünüyorum.
Bu kitapla eşzamanlı olarak bir de sergi yaptık nisan ayında: "Yüzeye Dokunmak". Aynı sergiyi 26 Mayıs'ta tekrar açacağız. Sergide bu kitaptakiler dışında başka fotoğraflar da olacak.

Okulun ünlüleri
Sait Faik Abasıyanık, Erol Evgin, Sadri Alışık, Münir Özkul, Ferhat Boratav, Ali Saydam, Ahmet Davutoğlu, Sami Güner, Sulhi Dönmezer, Tanıl Bora, Ümit Kıvanç, birçok politikacı ve işadamı İstanbul Lisesi mezunu.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.