Haberler

İstanbul'dan tersine göç mevsimi

Tarih: 6 Haziran 2006 Kaynak: Radikal Yazan: Selim Efe Erdem

İstanbul'dan ayrılmak isteyen aileleri taşıyan belediyenin ilk tersine göç tırı, Nisan'ın son günlerinden birinde sabah 07.00'de Esenler'den Çorum'a dönmek isteyen aileyle başladı. Saat 11'de Güngören'den Tokat'a, saat 15.00'te de Gazi Mahallesi'nden Kars'a dönecek ailelerin evleri boşaltılarak tıra yüklendi. Her semtte ayrı bir veda hüznü yaşanıyordu. Göç tırı saat 20.00'de Iğdır'a dönecek olan Yüce ailesinin Pendik'teki evinin önündeydi.

Gurbet ve kardeşleri
Çok fazla bir eşya yoktu. Olanlar da toplanıp sandığa konmuştu. Yükleme için elindeki flütle sandığın başında duran Yüce ailesinin 17 yaşındaki kızı Gurbet bekleniyordu. Gurbet, yıllardır İstanbul'da yaşıyordu ama henüz Boğaz'ı, Sultanahmet'i, Adaları, çok merak ettiği Kızkulesi'ni bile göremeden yine göç yolları görünmüştü. En fazla Pendik'e kadar yaklaşabildiği İstanbul'dan sanki bir suçlu gibi, bir gece vakti ayrılıyordu. Çok sevdiği okulu, arkadaşları ve şehri bir tarafa, dönüş yolunda attığı her adımda, müzik öğretmenliği düşünden biraz daha uzaklaştığını hissetmek en çok acı verendi. Dört yıllık büyükşehir macerasında ona ve parçalanmış 16 kişilik ailesine büyük bir gönül kırıklığı düşmüştü. Belediyenin tırıyla önce eşyaları ayrıldı İstanbul'dan. Ardından, belediyenin aldığı Iğdır Hat otobüs biletleriyle Yüce ailesinin fertleri.

Dört sene önce
Gurbet'in babası Şeyhzade Yüce, memleketi Iğdır'da sınır ticareti birikimleriyle İstanbul'da daha iyi bir hayat kuran akrabalarına özenmişti. İş imkanları daha fazla olan İstanbul'da daha çok çalışarak aileme daha iyi bir gelecek kurabilirim diye düşünüyordu. Birisi resmi nikahlı iki eş, ikisinin henüz nüfus kaydı bile bulunmayan 13 çocuklu bir ailesi vardı. İlk eşi ve çocuklarının yarısı Iğdır'da kalmayı tercih etmişti. Ailesinin bir parçasıyla 2002 yılında güzel bir hayat beklentisiyle umuda yolculuğa başlayan Şeyhzade Yüce'nin hikâyesi, İstanbul'a göç sonrası büyük hayal kırıklığı yaşayanların hepsini anlatıyor gibi.

"25 yıllık taksi plakamı 4.5 milyar liraya sattım, bu parayla güzel bir iş kurup zengin olurum diyerek İstanbul'a geldim. Ama olmadı... Paran olmadı mı bir ekmez verilmez, akrabalık da bozulmuş burada. Köyümüzde öyle miydi, kimin kapısına gitsen hemen bir kuzu kesip misafir ederdi. İstanbul'da inşaatlarda yevmiyesi 10 liradan 15-20 gün iş çıkıyor, ayda en fazla 200 lira kazanabiliyorum. Ama evin kirası sadece 140 lira. Hiç çalışmadığım aylar, çalışıp paramı hiç alamadığım günler de oldu. Burada eve bin lira getiriyorsun, bir hafta sonra elinde beş kuruş kalmıyor. Bu para köyde sana altı ay yeter. Kira derdin yok, su, elektrik, yakacak ucuz, ekmeğini kendin yaparsın. Sabah evden çıkarken çocuğun bir şey istiyor, akşam getiremeyince insan kahroluyor. Çocukların bazıları İstanbul'da kaldı, bazıları memlekette, bazıları evlendi gurbet illere gitti. Babam 75 yaşında, köyde çifçilik yapıyor. Ben İstanbul'a gelirken, 'Gitme oğlum' demişti. Onu dinlemeliydim."

Bir biletle 17 bin kişi döndü
Daha iyi iş, eğitim ve sağlık hizmetiyle birlikte güzel bir hayat beklentisiyle İstanbul'a her yıl yeni bir Anadolu şehri ekleniyor ama Yüce ailesinde olduğu gibi, birkaç yılda umutlarla birlikte maddi birikimler de yitiriliyor. 'Bizi köyümüze geri gönderin' diyerek belediyeden yardım isteyen binlerce insan yaşanan hayal kırıklıklarının aynası gibi. Organik tarım ve tersine göçle şehirdeki nüfus artışını kontrol altında tutmayı amaçlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, tersine göçle İstanbul'dan memleketine dönen her bireyin, memleketlerinde yaşadıklarını aktararak İstanbul'a gelecek yeni göçleri engelleneceğini düşünüyor. İstanbul'da yaşamakta zorlanan ailelere verilen nakliye ve otobüs bileti hizmetleriyle 17 bin 200 kişi İstanbul'dan köyüne geri döndü. 2000 yılındaki son sayıma göre nüfusu 10 milyonu aşan İstanbul'un bugünkü tahmini nüfusu yaklaşık 13 milyon. Oysa 1985'te 5 milyondu. Yoğun göçe ev sahipliği yapan Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece, Bağcılar, Ümraniye'nin nüfusu 600 bini aşarak İstanbul'un içinde küçük birer şehir oldu. Bu göç alan ilçelerdeki mutsuz binlerce insan, tıpkı Yüce ailesi gibi, tersine göçle köyüne dönüyor.

Dönenler mutlu
Bolu, Ankara, Erzurum ve Kars derken İstanbul'dan 24 saati aşan otobüs yolculuğuyla Yüce ailesi Iğdır'a, 'memlekete' vardı. Tuzluca Meydanı'nda otobüsten bavullarla inen Yüce ailesini gören hemşerileri, önceden haberdar olmasalar da pek de şaşırmadıklarını 'Sen de mi döndün' diyerek ifade ettiler. Vaktiyle İstanbul'a gidenler son yıllarda birer birer Iğdır'a geri dönüyordu. Yüce ailesi İstanbul'da uğradığı hayal kırıklığını köylerindeki eski huzurlu günleriyle onarmaya çalışacak, ama ne derece başarılı olacak? Buna yanıt bulmak için onlardan önce İstanbul'dan memleketlerine göç etmiş aileleri arıyoruz. İstanbul'da Belediye'nin yardımıyla memleketine dönen Hamdullah Şayir, Iğdır Valisi Halil Ulusoy'un yardımıyla memleketinde de yalnız kalmamış. Köyü yerine kent merkezine yerleşince iş bulamayan 65 yaşındaki Şayir, Vali Ulusoy'un yardımıyla daha önce terör nedeniyle boşalttığı köyüne geri dönerek göç öncesi hayatını sürdürmüş.

İçişleri Bakanlığı Basın Müşavirliği verilerine göre, daha önce terör nedeniyle büyükşehirlere göç etmiş aileler de tersine göçün bir parçası oldu. İstanbul ve İzmir gibi şehirlerden Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya dönüşler son beş yılda 137 bin 636 kişiye ulaştı.

Yüce ailesi yeniden bir araya geldi. Gurbet'in hayalleri artık çok farklı olmak zorunda. Kimbilir, belki de gerçekleşebilecek bir Iğdır rüyası, imkansız bir İstanbul masalından çok daha evladı

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.