Köşe Yazısı

Mimar Ubu

Yazan: Gürhan Tümer Tarih: 14 Ekim 2009
Bükreş
Avrupa'nın ortasından, Kara Ormanlar'dan doğan, Avusturya'yı, Çekoslavakya'yı, Macaristan'ı, Bulgaristan'ı yani Viyana'yı, Budapeşte'yi, Belgrad'ı geçerek yaklaşık 3000 kilometreyi aşarak Karadeniz'e dökülen Tuna Nehri'nin küçük bir kolu olan Dimbovita'nın kıyısındaki Bükreş'in çok zengin bir arkeolojik geçmişe sahip olduğu söylenemez. Gerçekten de yapılan kazılarda bulunan belgeler içinde "Bucureşti" adına ilk olarak, ancak 1459'da "Kazıklı Voyvoda" adıyla anılan III. Vlad Tepeş'in egemenliği döneminde, yani XV. yüzyılın ortalarında rastlanmıştır.

Daha sonraları Osmanlı'nın egemenliği altına giren Bükreş, Eflâk'ın ve Boğdan'ın ekonomi merkezi olarak gelişmiş, 1688-1714 yılları arasında hüküm süren Prens Konstantin Brâncoveanu'nun döneminde büyük, geniş caddelerle donatılmıştır.

XVII. yüzyılda yaşamış olan Evliya Çelebi bu kent ile ilgili olarak şu bilgileri verir: Şehir bayırlı bir yerde kurulmuştur. Şehir içinden Dumboşse nehri akar. Bu nehrin iki tarafı şehirdir. Bir taraftan bir tarafa yirmi bir yerden ağaç köprülerle geçilir. Büyük bir şehirdir ama kalesi yoktur. On dört büyük manastırı vardır. Her yeri birer kale gibi duvarlıdır. Koca Mihal Kilisesi bir bayır üzerinde, kârgir odalı kilisedir.


Bükreş Şehir Planı

[...]Bey Sarayı şehrin tam ortasında olup, etrafı kalın meşe ağaçlarından yalın kat palanga duvarlı saraydır. Sarayın içinde çeşitli kargir odalar, salonlar, güzel bir manastır vardır. [...]Sarayın ortası geniş bir meydandır. Bir tarafı büyük ahırdır. Divanhanesinden içeri iç oğlanları odaları, çeşitli küçük köşkler, harem odaları[vardır].

Anabritannica'da ise 1862'de Romanya'nın başkenti olan Bükreş ile ilgili şu saptamalar yer alır: Hükümet Sarayı ve tarihsel Cretulescu Kilisesi'nin yer aldığı Cumhuriyet Meydanı kentin en güzel alanlarından biridir. Burası Romanya Komünist Partisi'nin merkezi ve sütunlu cephesiyle ünlü Romanya Büyük Kütüphanesi gibi görkemli yönetim ve kültür yapılarıyla çevrili Saray Meydanı ile bağlantılıdır.

1917-1918 yılları arasında, yani I. Dünya Savaşı sırasında Tasvir-i Efkâr gazetesi adına Avrupa'da bir geziye çıkan Cenab Şehabeddin, Avrupa Mektupları başlığı altında yazdığı yazılarında Bükreş'ten şöyle söz eder: Bükreş Viyana gibi şık, Viyana'dan ziyade şen ve şuhtur[...]Şehrin etrafında ormanlar yeşil, içerisinde bahçeler yeşil, bulvarlarında ağaçlar yeşil [...]Binalar birer tâş-ı tebessüm gibi zarif ve mesuttur. Bükreş'in ebniyesi [binaları] arasında öyleleri vardır ki Berlin'de ve Paris'te bile nazar-ı dikkati celp eder.[...]


Bükreş

Bütün şehir sahib-i zevk-i selim bir kuyumcu elinden çıkmış sanırsınız, öyle işlenmiş, o kadar oynaktır.

Günümüzde ise, Bükreş, bilindiği gibi Avrupa Birliği üyesi bir ülke olan Romanya'nın başkenti olarak varlığını sürdürmektedir.

Nicolae Ceausescu
Nicolae Ceausescu, 26 Ocak 1918'de, Romanya'da Scorniceşti'de doğmuş, 1930'larda komünist gençlik hareketine katılmış, bu nedenle 4 yıl hapis yatmış, hapishaneden kaçtıktan sonra Komünist Gençlik Birliği'nin sekreterliğini yapmış, 1947 yılında komünistlerin iktidarı tam olarak ele geçirmelerinden sonra "tümgeneral" rütbesiyle Silahlı Kuvvetler Bakan Yardımcılığı görevinde bulunmuş, Romanya İşçi Partisi'nin önderi Georghe Gheorghiu-Dej'e yakın bir kişi olarak Politbüro ve Parti sekreterliğinde önemli görevler almış,  bir süre sonra ikinci adam konumuna gelmiş; 1965'te Parti genel sekreteri, 1967'de Devlet Konseyi Başkanı olmuş, 1974'de Devlet Başkanı seçilmiş, bu görevi sırasında Varşova Paktı'na girmeyerek Sovyetler Birliği'ne kafa tutmuş, bağımsız bir dış politika izlemiş, içeride çok sert bir dikta yönetimi kurmuş, kanlı bir darbe ile devrilmiş ve karısı Elena ile birlikte 29 Aralık 1989'da kurşuna dizilmiştir.

Bükreş ve Nicolae Ceausescu


Bükreş

Bu panoramik bakıştan sonra, yazımın bundan sonraki bölümünde Nicolae Ceausescu'nun, Bükreş ile ilgili olan ve mimarlık bağlamında yer alan girişimlerine daha ayrıntılı olarak değineceğim. Şöyle ki: Ceausescu zırhlı limuzini ile şantiyelere gider, bir binanın beğenmediği detaylarını değiştirtir; bir başka binadaki kolonların sayısını az bulur, onların çoğaltılmasını ister; inşa edilmekte olan Uranus mahallesini sulayan Dimbovista Nehri'nin üzerindeki köprünün istediği gibi yüksek kemerli olarak değil de düz olarak inşa edilmesine kızar, kağıt üzerinde pek düşünemediğinden, kimi binaların örneğin koskoca bir kubbenin 1/1 ölçekte yapılmasını ister. Onun bu gibi isteklerine karşı çıkmaya cesaret edemeyen ve her seferinde projeyi yenilemek, yeni çizimler yapmak zorunda kalan mimarlar bunalıma girerler. İşçiler ise, onun mimari buyruklarını, yapılmasını istediği şeyleri, havaya parmağı ile çizdiği için, "her şeyi bildiren parmak" diyerekten onunla gizliden gizliye alay ederler.

"First Lady" Elena Ceausescu
Bir de şu: Romanya'nın "first lady"si Elena Ceausescu'nun mimari kararları, daha doğrusu mimari kaprisleri kocasınınkilerden hiç mi hiç aşağı kalmamaktadır.

Örneğin bir gün bir maketi incelerken, yeni yapılmakta olan "görkemli binanın" çok yakınında bulunduğu gerekçesiyle, eski bir kilisenin yıkılmasını istemiştir. Kocası Nicolae ise aynı düşüncede değildir, kilisenin yerinde kalabileceği inancındadır. Ama Elena çok kararlıdır ve kilisenin maketini bulunduğu yerden büyük bir öfkeyle koparıp cebine sokmuştur ve böylece, Nicolae'nin bile engelleyemediği bir "imar tadilatını", o an orada gerçekleştirivermiştir.

Uranus ve Casa di Populi


Casa di Populi

Gençliğinde bir yandan komünist hareketlere karışırken, bir yandan da kunduracılık yapan Nicolae Ceausescu, iktidarı eline geçirdikten sonra, bir gün aklına esmiş, hiç kimseye sormadan, danışmadan Bükreş'in en eski, en değerli, en önemli yapılarını ve mekanlarını içeren, dört tane Louvre'u içine alabilecek kadar büyük bir alanı, kentin yaklaşık beşte birini yıktırmıştır. "Karpatların dehası", "Aydınlanmış Rehber" gibi sıfatları da benimseyen Nicolae Ceausescu'yu, bakanları, Bükreş kentindeki yıkım ve yapım girişimlerinden dolayı, Paris'in Haussmann'ına benzetirler ve bunu kendisine de söyleyerek onu mutlu ederler.

Nicolae Ceausescu'nun amacı yıktırdığı bölgede dev bir yönetim mahallesi kurmaktır. Daha sonra, yıktırdığı bu Uranus Mahallesi'nin yeniden imarı için, Romanya'daki mimarları seferber etmiştir. Bu konuyla ilgili maket sergilerini gezerken, Anca Petrescu adındaki genç bir kadın mimarın önerilerini çok beğenmiş ve onu baş mimar olarak atamıştır.


Casa di Populi

Nicolae Ceausescu bütün bunlara ek olarak her gün sabahtan akşama, kimi zaman daha bile sık karar değiştirir. Örneğin bir gün, tepedeki Casa di Populi'ye, yani aslında bir saray olan Halk Evi'ne giden 125 metre genişliğindeki "Sosyalizmin Zaferi" adlı caddenin ortasında durup, caddenin soluna kestane, sağına da kavak ağaçları dikilmesini emretmiştir. Ama az sonra, şöyle demiştir yanındakilere: Yarın bana gelip, nereye hangi ağacı dikeceğinizi sormayın. Soluma kestane sağıma kavak dedim.

Ne var ki, bunları söylerken geri dönmüştür, yani yönünü değiştirmiştir. Eğer Ceausescu'nun bu yeni konumu dikkati alınırsa kestanelerle kavakların yerlerini değiştirmek gerekecektir.

"Mimar Ubu Bükreş'te"
Lionel Duroy'un, ünlü L'Architecture d'Aujourd'hui dergisinde yayınlanan bir yazısı "Ubu Architecte à Bucarest" ("Mimar Ubu Bükreş'te") başlığını taşır. Ubu adı ise, ünlü Fransız yazar Alfred Jarry'nin 1896 yılında uyumsuzluk tiyatrosu bağlamında kaleme aldığı Ubu roi (Kral Ubu) adlı tiyatro oyunundan gelir. Anabritannica'da, "Jarry Alfred" maddesinde "ubu" şöyle anlatılır: Oyunun başkişisi olan Polonya kralı Ubu, grotesk ve itici bir kişiliğe sahipti. İktidar hırsıyla otoritesini kötüye kullanıyor ve ne olduğu belirsiz ilkeler adına vahşet uygulayarak burjuvazinin budalalığını ve aç gözlülüğünü simgesel olarak ortaya çıkarıyordu. Oyun, ilk sahnelenişinde bir skandala yol açtı ve iki gece sonra sahneden kaldırıldı. Bu talihsiz başlangıca yol açan bir başka neden de, Ubu'nun, o oyunda özellikle bozarak kullandığı kaba ve uygunsuz sözcüklerin ve alaycı saçmalıklarla anlaşılmaz hale getirdiği konuşmasının izleyiciyi öfkelendirmesiydi.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: sayý beþ, küçük harf "h", büyük harf "P", küçük harf "w", sayý üç, sayý yedi

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız