Modern Çin şu anda bir değişim içerisinde; yıllarca katı bir sosyalist sistem ve ortak toplumsal değerler içerisinde yaşayan halk şu anda batıyı model alarak oluşturduğu bireysel bir yaşam tarzına adapte oluyor. Bunu yaparken de bir hükümet sloganı olan “Zengin olmak şerefli birşeydir” ile destekleniyorlar.
Özel mülkiyet ve tüketim artık birer tabu olmaktan çıkmış durumda, “iş adamı” kavramı ise desteklenen birşey. Reklamlar ve hükümet propagandası her bir vatandaşa özel bir araba ile modern metropollerde bir daire vaad ediyor. Çin’in en genç sanatçıları, mimarları ve tasarımcıları geleneksel komünist değerleri ve katıksız bir laissez-faire kapitalizminin arasındaki yüzde çalışıyorlar.
Peki bu genç sanatçılar bu yeni “Çin Rüyası”nı nasıl algılıyorlar? Kırsaldan metropolitan kültürüne çok hızlı geçişten kaynaklanan kültürel ve sosyal tansiyonla nasıl başa çıkıyorlar? Bu noktada eleştirel ve hatta farklı bir sese yer var mı?