Haberler

İstanbul'da Çevre Düzeni Planı Yapmak

Tarih: 19 Temmuz 2006 Kaynak: Birgün
Bugünlerde sıkça tartıştığımız konulardan biri yine İstanbul oldu. Geçtiğimiz hafta 14 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nce onaylanan 1/100.000 İstanbul İl Çevre Düzeni Planı İstanbul'un ve dolayısıyla Türkiye'nin gündemine oturdu. Şehir planlama meslek ve akademi çevrelerinde uzun yıllardır dillendirilen İstanbul'un üst ölçekli planlama ihtiyacı, yapılan plan ile giderilmeye çalışılırken kaçınılmaz olarak plan üzerine yapılan tartışmalar da arttı.

İlk olarak İstanbul'un böyle bir planlama deneyimi yaşayabilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Valiliği'nin katılımıyla hazırlanan bir protokol ile bu planın yapılaması görevi Çevre ve Orman Bakanlığı'nın plan yapma yetkisini devretmesi ile İBB'ye verildi. Bu yetld devrinin ardından da sekiz aylık bir hazırlık sürecinin sonunda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, belediye şirketlerinden BİMTAŞ bünyesinde kurulan "İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi" (İMP) tarafından hazırlanan "1/100 000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı" 14 Temmuz'da İBB meclisince onaylandı. 12 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürülüğe giren 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'ndaki "Belediye sınırlan il sınırı olan Büyükşehir Belediyelerinde il çevre düzeni planı ilgili Büyükşehir Belediyeleri tarafından yapılır veya yaptırılır ve doğrudan Belediye Meclisi tarafından onaylanır" şeklindeki değişiklik ile eşzamanlı olarak onanan planın İl Özel İdaresi onayı bertaraf edilirken bu değişiklik plan üzerindeki kuşkuları arttırdı. Aynı zamanda planlama grubunun bir belediye şirketi bünyesinde oluşturulması ve yasal yetki bakımından sorunlu bir konumda kalması, kamuoyu tartışmasının sağlıklı bir zemine oturmasını da maalesef engelledi.

Arazi Kullanımı Planı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca bu plan ile birlikte "İstanbul'un ilk kez il ölçeğinde bir arazi kullanım planına kavuştuğu" ifade edilirken gerçekten de hepimizin aklında olan bir soruya da yanıt verilmiş oldu. Bu plan İstanbul gibi katılıma ve şeffaflığa ihtiyaç duyan bir kentin stratejik planlama ihtiyacını mı karşılayacaktı, yoksa bize üst ölçekli bir arazi kullanım planı mı sunacaktı. Kentsel kalitenin ve yaşam standartlarının yükseltilmesi hedefiyle, hukuki, sosyo-kültürel, ekonomik ve fiziki boyutları olan bir dönüşüm sürecinin planlanabilmesi için, kendine özgü bir mekânsal stratejik planlama anlayışına ihtiyaç duyan İstanbul, bu plan ile birlikte mekânsal bir stratejik plan yerine üst ölçekli arazi kullanım kararları veren bir plana kavuşmuş oldu.

Plan Disipilini Yok
İstanbul gibi işlevsel planlama sınırlan il sınırlarını aşan, çok büyük kentleşme sorunları bulunan, doğal ve kültürel değerleri tehdit altında olan ve başta deprem olmak üzere afet riskine yüksek düzeyde maruz kalan bir metropolün; üst ölçekli mekânsal strateji planından kentsel tasarım ölçeğine kadar bir bütün olarak ele alındığı, şeffaf, katılımlı ve devamlılığı olan bir planlama örgütüne ihtiyacı olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Fakat İMP tarafından hazırlanan 1/100.000 planların yapım sürecinde şeffaf ve katılımcı bir üretim yolu izlenmezken ortaya konan üründe üst ölçekli arazi kullanım planı olmaktan öteye gidememiştir.

Nüfus artış hesapları ve beklentileri, İstanbul merkezi iş alanının gelişimine ilişkin kararlar, içme suyu havzalarına yaklaşım, orman 2/B alanlarındaki yapılaşmalara karşı tutum, ulaşım kararları, "lojistik" alanlarına ilişkin tanımlamalar, kıyılar ve limanlara yönelik belirlemeler yapan ve çeşitli noktalarda ayrıntılı arazi kullanım kararları içeren İstanbul Çevre Düzeni Planı bu belirlemelerinde de bazı hatalar içermektedir.

Kamuoyunun son yıllarda İstanbul'daki duyarlılıklarına planın ne şekilde bir yaklaşım geliştirdiği sorgulandığında planın bu yönde de eksik kaldığı görülmektedir. Bu kapsamda, merkezi iş alanı gelişmeleri bağlamında "Dubai Kuleleri" ve benzeri noktasal gelişmeler ile turizm hedefleri bağlamında "Galataport", Haydarpaşa Projesi gibi bütünsellikten yoksun gelişme kararlarına İstanbul Çevre Düzeni Planı'nın kesin bir biçimde üst ölçekli plan disiplini getirmediği saptanmaktadır. 1/100.000 ölçekli planın getirdiği merkezi iş alanı kararı ve alansal ifadesi, son yıllarda çokça eleştirilen türden gelişmeleri mümkün kılmaktadır. Yine İstanbul'un turizm hedefleri konusunda iç tutarlılığı olan bir yaklaşım getirmeyerek de noktasal yatırım kararlarını disiplin altına alma iddiasından vazgeçmektedir.

Sorunlar Derinleşecek
Başka bir taraftan planın içeriğine girdiğimizde de hazırlanan planın iki yaka arasındaki dengesizliklerin giderilmesi, ulaşım ve arazi kullanım kararları arasında uyum sağlanması, 2B ve havza alanları ile ilgili çözüm üretilmesi konusunda yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu saptamaya göre, iki yaka arasındaki mevcut nüfus istihdam donatı dengesizliğinin planla daha da büyütülmesi sonucu kentin iki yakası arasındaki ulaşım taleplerinin gereksiz yere artırılmasına neden olacak ve 3. ve 4. boğaz köprülerini her ne kadar planda yer verilmemese de tekrar gündeme getirecektir. Ek olarak yeterli etüd ve inceleme yapılmayan ulaşım ve lojistik odaklarına ilişkin plan kararları da ulaşımdaki bu açmazı daha da derinleştirecektir.
2B ve Havza alanlarına baktığımızda da bu alanların doğal eşik sentezlerinde korunması gereken alanlar olarak tanımlanmasına rağmen kentsel işlevlere dönüştürüldüğü görülmektedir. İstanbul için mutlak korunması gereken doğal eşiklerde öngörülen kentsel işlevler, İstanbul'un sağlıklı bir kentsel çevre sunma imkanını ortadan kaldırmaktadır. Özellikle nitelikli tarım arazileri, 2B ve havza alanları üzerinde yer alan kentsel işlev kararları, bu alanlarda İstanbul için geri dönüşü mümkün olmayan kayıplara neden olacaktır.

Plan Açmazlarla Dolu
Bu çerçevede, plan hakkında genel bir değerlendirme olarak belirtmek gerekir ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının kamuoyuna yaptığı açıklamalara da yansıdığı gibi, bu planın bir "arazi kullanım planı" olarak hazırlandığı anlaşılmaktadır. Oysa, ek dokümanlarında da ifade edildiği gibi, planın, mekânsal strateji planı tekniğinde hazırlanarak, arazi kullanım kararları yerine temel hedefleri, yasal ve yönetimsel altyapıyı, uygulama araçlarını ve bir bütün olarak süreci planlamayı öne alması ve katılımcı bir yöntem benimsemesi gerekmektedir. Çevre Düzeni Planı'nda çeşitli noktalarda izlenen ayrıntılı arazi kullanım kararları, planın stratejik planlama tekniklerine uygun olarak hazırlanmadığını açık bir biçimde ortaya koyarken, bu parçacıl yaklaşımlar da az önce bahsettiğimiz gibi İstanbul'un geleceği için önemli açmazlar içermektedir.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.