Fotoğraflar: Ayten Başdemir
Ev: Bir Yerleşme Müzakeresi adlı mimarlık sergisi kapsamında 30 Eylül 2006 Cumartesi günü 14:00-16:30 saatleri arasında sergi mekanı olan Bilsar Binası’nda bir toplantı düzenlendi.
Sergiye katılan mimarların işleri ile ilgili açıklamalar yaptığı toplantıda yapımcılar bitmemiş işlerin masaların üzerine yatırılmasını böylece üzerlerinde tekrar tekrar müzakere edilebilmesini sağlamak istediklerini, sergi mekanının da şantiye halinde olma durumuyla amaca çok uygun düştüğünü söylediler. Katılımcılar ise sergi çağrısı ile birlikte konuyu nasıl ele aldıklarından bahsettiler.
Deniz Güner, Nilüfer Talu ile birlikte hazırladıkları video projeleriyle, sergiyi mimarın konut üretme sürecinden çok, ev olgusu üzerinden değerlendirdiklerini söyledi. Konutun çözülüp dağılmasıyla yeni bir ev konsepsiyonunun oluşabileceğinden, evsizlerin kenti kullanmaları örneği üzerinde durarak konuyu ele aldıklarından bahsetti.
Toplantıda öne çıkan konu, konut mu?-ev mi? tartışmasıydı. Deniz Güner tarafından konutun ufak tasarım becerileriyle farklılaşabilen standart bir nesneden öteye geçemediği, evin içinde yaşayan öznenin varlığıyla meydana geldiği belirtildi.
Aynı zamanda mimarlık gibi özneninde fazla romantik ele alınmaması gerekebileceğinden bahsedildi. Sadece konutun standartlaşmadığına öznenin de standartlaştığına dikkat çekildi. Çağlayan Çağbayır burada öznemsi kategorinin ne yönde mimarlık üzerinden üretildiğinin sorgulanabileceği üzerinde durdu.
Özgür Bingöl, Emre Savga ve İlke Barka bitmiş bir projeyi masaya yatırmayı anlamsız buldukları ve konutu pratiğin içindeki mekanizmalar tarafından üretilmiş herhangi birşeyden farklı göremedikleri ve yine evin özneden bağımsız oluşamayacağını düşündükleri için sergiye "özne"lerle yapacakları bir atölye çalışması ile katılmaya karar verdiklerini belirttiler.
Hayriye Sözen’in ise sergideki işiyle evi iç-dış kavramları üzerinden mimarlık formasyonu almış bir özne olarak yorumladığı gözlendi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinden oluşan Modulor Grubu Levent Şentürk danışmanlığında geliştirdikleri projelerinden bahsettiler. Le Courbusier’in Unite de Habitation konut bloğu üzerinden, tek tipleştirmeye karşı deformasyonu denedikleri çalışmalarında, birçok kısa film ve bir büyük makete yerleştirilmiş deformasyon üniteleri yer alıyor.
Bora Özkuş, Ceren Kerpiç ve Evren Öztürk ile birlikte hazırladıkları işlerinde "terkedilmiş, düzensiz arka bahçeler, uydu antenlerine bırakılmış çatılar ve sıkıcı bakımsız apartman boşlukları"nın yarı kamusallık potansiyellerine dikkat çekmek, çok basitin bile yapılabilirliğini göstermek istediklerinden bahsettiler. Bu alanların müzakere alanları olduklarını belirttiler. Mimarın mevcut duruma seyirci kalmayabileceğini, duruma nasıl adapte olmayı deneyebileceğini gösterdiler.
Benzer bir kaygıyla Boğaçhan Dündaralp’de mülkiyetin iki boyuttaki bir problem olduğuna üçüncü boyutta göz ardı edilen potansiyellerin varlığına dikkat çekti. Günümüzde zamanı ve mekanı kullanma pratiklerinin değiştiğinden ve sergideki "kent göçebeleri" projesinin "eve gitme" zorunluluğunu ortadan kaldırabileceğinden bahsetti.
Son olarak Teğet Mimarlık’tan Ertuğ Uçar dönüştürülmemiş konut mu başarılı mimarlıktır sorusuna yanıt aramaya çalıştı.
Toplantı serginin süreceği 20 Ekim gününe kadar belirlenecek başka bir günde devam etme niyetinin dile getirilmesiyle sona erdi.
Bütün yorumları forumda okuyun!Bütün yorumları forumda okuyun!