Türkiye'nin en büyük tatlı su gölünü bünyesinde barındıran, tarihi ve doğal güzellikleriyle adeta göz kamaştıran Beyşehir, keşfedilmeyi bekliyor.
1993 yılında milli park ilan edilen ve bu nedenle yeterince turizm yatırımı yapılamayan ilçede hedef bu güzellikleri tüm dünya ile paylaşmak.
Beyşehir'in geleceğini turizmin belirleyeceğini kaydeden Belediye Başkanı Nazif Tekinöz, ilçenin Türkiye'nin en nadide bölgelerinden biri olduğuna işaret ederek; "Elimizin altında böylesi güzel bir doğa harikası var. Ancak ne yazık ki bugüne kadar bir türlü değerlendirememişiz. Beyşehir ve havzası alternatif turizm kaynakları ile önemli bir potansiyel. Bu potansiyeli harekete geçirmemiz şart" dedi. İlçeye bağlı Yeşildağ, Kurucuova ve Gölyaka beldelerinin dağcılık, kamp ve amatör avcılık faaliyetleriyle doğa yürüyüşü, tırmanışlar, doğa sporları, yamaç paraşütçülüğü, mağaracılık, kuş gözlemciliği için son derece uygun özellikler taşıdığını ifade eden Başkan Tekinöz, "Beyşehir Gölü'nde eşsiz güzelliğe sahip gün batımını izlemek için bile çok uzaklardan buraya gelinebilir. Özellikle Kurucuova beldesindeki Dedegöl Dağları'nın eteğinde bulunan Anamas Yaylaları, yamaç paraşütü, dağcılık, kaya tırmanışı, safari turu, doğa yürüyüşü, dağ gölü kampçılığı, atlı doğa yürüyüşü, kamping, dağ bisikleti, rüzgar sörfü için son derece uygun" diye konuştu.