Haberler

Her Şeyi Gören Göz

Tarih: 8 Mayıs 2007 Kaynak: Mark Yazan: Arthur Wortmann Çeviren: Melis Göker

Caltech Üniversitesi Kampüsü
Fotoğraflar: Iwan Baan

Fotoğrafçı Iwan Baan’ın son yıllarda, balıkgözü lenslerle ve odak noktasının daima aynı noktada kalmasını sağlayan tripodlarla fotoğraf çekiyor. Elbette seyahatleri sırasında. Altı haftada bir Amsterdam’dan Pekin’e uçan Baan, aynı zamanda sürekli New York, Los Angeles ve diğer şehirlere uçuyor. Yani mimarların bir fotoğrafçıya ihtiyaç duyduğu her yere. Iwan’ı bu yolculuklarından boş kalan bir zamanında Amsterdam’ın batısında, endüstri bölgesinde yer alan ofisinde yakaladım. Eski bir depo binasında yer alan stüdyonun asma katını başka bir fotoğrafçıyla paylaşıyor. Stüdyoda bir film yapımcısı, bir fotoğrafçı, bir Fiat 500, 3 adet eski kanepe ve minik bir bilgisayar parkı yer alıyor.

Sizin yenilikçi fotoğraf teknikleriniz geçen yıl tüm mimarlık dünyasına yayıldı. Mimarlıkla karşılaşmanız için “ilk görüşte aşk” diyebilir miyiz?

Iwan Baan: Tam olarak değil. Benim mimari alana son giriş deneyimim, çocukluğumda mimar olmak istememe rağmen o kadar da başarılı değildi. Mimarlık alanına dair bir anlaşmayı kabul ettiğimde hep bir adım geri dönmem gerekti. Çünkü ya kadrajıma insanlar giriyordu ya ışık doğru değildi ya da fotoğraflar çok fazla çevresel faktör içeriyordu. Son zamanlarda genellikle belgesel fotoğrafçılık yaptım ve New York’ta Joost Elffers’le birkaç kitap hazırladım.

Fakat tüm bunlar OMA’nın devreye girmesiyle değişti.

IB: Öğrencilik yıllarımdan beri panaromik fotoğraflar çekiyorum. OMA’da mimarlık yapan eski bir arkadaşım, Lok Jansen OMA’nın”Avrupa’nın İmajı (Image of Europe)” projesi için panaromik fotoğraflar kurguladığından bahsetti. Brüksel ve Münih’teki sergileri gezdim, birkaç fotoğraf çektim ve sergiye interaktif bir boyut kazandırmayı planlamaya başladım. Çalışmalarımı Rem Kollhaas’a gösterdiğimde bana “Çalışmalarının bitmiş halini yarından sonra bize ulaşatırabilir misin?” diye sordu. OMA’nın Avrupa Birliği’ne sergiyi fiziksel bir etkinlikten görsel bir olaya dönüştürmeyi planladıklarını anlatan bir sunum yapacaklarını söyledi. Çalışmalarımın bitmiş halini hazırlayıp sunum için Rem’le birlikte Brüksel’ e gittiğimde Rem’in başka bir ilginç fikri daha vardı. Onlarla çalışmak isteyip istemediğimi sordu. Çünkü ben her zaman serbest çalıştım ve kendimi bir ofiste çalışırken hayal bile edemiyordum. Bu yüzden de teklifini kabul etmedim.


Londra'daki Serpentine Gallery

Fakat buradan üretken bir ortaklık doğdu.

IB: Evet. Özellikle Rem’in Domus d’Autore için hazırladığı özel sayısı olan “Post Occupancy” için birçok fotoğraf çektim. Bu proje sayesinde panaromik fotoğraf tekniğimi geliştime şansı elde ettim. Panaromik fotoğraflar için tercih edilen Quick-TimeVR gibi programlar mimariye uygun değil. Kamerayı hareket ettirdiğinizde çok fazla bozulma oluyordu. Bir arkadaşımla birlikte teknik kamera fonksiyonlarını kullanabileceğimiz bir program yazdık. Sonuç olarak makinayı yukarı çevirdikçe çok az bozulma yaratan fotoğraflar oluştu. Eğer mimarinin fotoğrafını çekiyorsanız çok daha doğal imajlar elde etmeniz gerekiyor.

Bu tekniği kullanarak macera oyunlarına benzeyen sunumlar yapabiliyosunuz. “hotspots”u seçtiğinizde binanın çevresinde 360°’lik panaromalar elde edebiliyosunuz. Noktalar arasında gezmek istediğinizde bunu sağlayabileceğiniz birçok yöntem var. Resimlerin kalitesi muhteşem ve sunum binaya fantastik bir görünüm katıyor. İnsan böyle bir sunum gördükten sonra mimarlığın daha iyi bir şekilde anlatılamayacağını düşünüyor.

IB: Bu yine de hala emek isteyen bir çalışma. Tek bir panaroma üzerinde post prodüksiyon yapmak tüm gününüzü alabilir. Bütün imajları benzer bir şekilde kesmek, renk ve ışık duyarlılığı için tüm ayarlamaları yapmak ve her yönde gerçekleşen tüm hareketlerin ve olayların tek bir fotoğrafta gösterilebilecek şekilde tek potada eritmek gerekiyor. Domus’ta yer alan 4 OMA binasının fotoğraflarının hazırlanabilmesi için 3 kişinin tam zamanlı olarak iki buçuk ay çalışması gerekti.

Oyun endüstrisi iki temel eğlence türü içeriyor; Myst gibi sersemletici bir çevrede gerçekleşen statik maceralar ve Quake gibi görsel bir alanda yer alan hareketli oyunlar. Eğer Le Courbusier müşteriniz olsaydı muhtemelen sizden hareket isteyecekti çünkü o mimarinin ancak hareket vesilesiyle deneyimlenebileceğini düşünüyor.

IB: Şu an için Le Courbusier’i sanırım hayal kırıklığına uğratacağım fakat bu teknoloji üzerine kurulu. Doğru türden akışkan hareket yaratabilmek günümüzün bilgisayarları için çok fazla. Nesneleri hareket ettirmek çok fazla titremeye neden oluyor ve düşük kaliteli görüntüler elde ediliyor. Benim yaptığım sunum tarzı için ise bir video kartı ve Shockwave yeterli. Yine de işin içine dinamiklik katmanın başka yöntemleri de var. OMA’nın Serpentine Gallery’deki sunumunda klavyedeki tek tuşla günün farklı zamanlarında tam olarak aynı noktadan çekilmiş fotoğraflar arasında gidip gelmenizi sağlıyordu. Binayı hem boşken hem de açılış seramonisi esnasında görüntüleyebiliyordunuz. Aynı zamanda gündüz şeffaflığını ve ışık etkisiyle gece görünüşü karşılaştırarak panaromaya animasyonlar ekleyebiliyorduk.

Geleneksel bir hisle bir fotoğrafçının yeteneği bir imajı kurgulayabilmesiyle bağlantılıdır değil mi?

IB:
Fakat artık bir kurgudan bahsedemeyiz. Panaromik fotoğraftaki her şey kurgunun ardındadır. Benim işim her yönde deneysel bir şeylerin gerçekleştiği merkanı ele alarak deklanşöre basacağım doğu anı bilmek. Beni sık sık tellere tırmanmış veya bir merdivenin tepesine çıkmış halde görebilirsiniz.


Seattle Halk Kütüphanesi

Siz aynı zamanda henüz gerçekleştirilmemiş, geleceğe dair modellerin sunumlarını da yapıyorsunuz. Sanırım bu maketlerin içinde kameranızı ve tripodunuzu alıp yuvarlanma şansınız olmuyor.

IB:
Evet, bu maalesef imkansız. Henüz gerçekleşmemiş objelerin panaromalarını hazırlamak için kendi ürettiğim bir yöntem kullanıyorum.

Özellikle lensi şekillendiren ve ona yüksek yansıtma özelliği kazandıran bir lens üreticisi kullanıyorum. Maketin içerisine yerleştirilebilecek kadar küçük olan bu aynalar kameram maketin dışında olsa da fotoğraf çekememi sağlıyor. Bu milimetrik hatta nanometrik bir iş.

Bir endoskopla çalışabilir misiniz?

IB: Bir endeskopun sınırlı bir görüntüleme açısı var. Bu da 360°’lik bir panaroma hazırlamayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Ayrıca arazinin derinliği de burada sınırlı bir şekilde gösterilebiliyor. Ayrıca endoskopu, görünür bağlar olmaksızın birbirini tamamlayan objeleri birlikte görebilmek için kendi lensi etrafında döndürmek de çok zor.

Maketlerin panaromik fotoğraflarını çekmenin sırrı objerleri içerisinde yer aldıkla çevreyele birlikte gerçekçi bir tarzda gösterebilmekte yatıyor. REX’in Caltech için hazırladığı üniversite binasının sunumunda çevreyi hem iç mekandan hem de çatı bahçesinden görebiliyoruz. Sizin gördüğünüz şey de bu mu?

IB:
Kesinlikle. Ben bu maketi New York’taki stüdyoda fotoğrafladım ve ayrıca Los Angeles’ta binanın ileride inşa edileceği bölgede de çeşitli fotoğraflar çektim. GPS’nin yardımıyla maketteki lenslerin yerlerinin benim arsaya dair çektiğim fotoğraflarla aynı noktalar olduğuna emin olabildim. LA’de doğru yükseklikteki noktalardan fotoğrafları çekebilmek için bir kiraz toplayıcısı kiraladım. Yoldan geçenler için bir sepetin üzerine çıkmış fotoğraf çeken birisini görmek oldukça garip olmalı fakat fotoğrafları maket üzerinde çektiğim fotoğrafların üsütüne koyduğumda ortaya tamamen gerçekçi bir resim çıktı. Bu arada yakın zaman önce bu tip projelerde kullanabilmek için 12 metre yüksekliğinde bir tripod aldım. Amacım vizörün üzerine bir video kamera monte ederek belli bir uzaklıktan kameramın lenslerinin görüş alanını algılayabilmek, yani kendi boyumdan 12 metre yukarıdan.


Seattle Halk Kütüphanesi

Bazı sunumlar müşteriye projenin araştırmaya deyeceğini göstermek için yapılıyor.

IB:
Evet. Buna verilebilecek son örnek OMA’nın Londra’da Rothschild Genel Merkez Binası için tasarladığı ve yarışmayı kazanan projesi. Panaromik sunumlar karar verme noktasında çok önemli bir rol oynuyor. Böylelikle projenin şehirde çok fazla alan açacağı ve şehre yeni bir soluk getirebileceği anlaşılabiliyor.

Bunların hepsi itaat etmeye birer örneklermiş gibi. Fotoğrafçı sihirli deyneğini sallıyor ve müşterisine komisyon kazandırıyor. Peki sizce bağımsız bir sanatçı olarak geriye ne kalıyor?

IB:
Ben meseleyi böyle algılamıyorum. Ben bağımsız bir sanatçı değilim fakat çalışmalarımın çoğu kendi girişimlerimle ve konuya duyduğum merakla ortaya çıktı. Konuyu ve çekim noktalarını belirleyerek iş esnasında gelişmeleri kendi lehine çevirebilmeyi yaratıcı buluyorum. Ve bence teknoloji ikinci bir doğa gibi. Birçok insan panaromik fotoğraf çekiyor fakat kimse benim yaptığım şekilde maket fotoğrafları çekmiyor. Benim en sevdiğim şey ise mimarlık ve belgesel fotoğrafçılığı birleştirmek. Şu anda içinde bulunduğum birçok projeyle bunu yapıyorum. Pekin’deki Olimpiyat Oyunları için tasarlanan bina veya OMA’nın CCTV Kulesi veya Herzog & de Meuron’un stadyumu, Steven Holl’ün Linked Hybrid’i. Son iki yıl içerisinde hem CCTV’nin konstrüksiyonunu hem de orada çalışanların hayatlarını takip etme şansım oldu. Büyüklük gerçekten de inanılmaz. Oraya ilk vardığımda tek gördüğüm şey toprakta 700x300x30 metrelik bir yarıktı. Şu anda gece gündüz alanda 10.000 kişi çalışıyor. Ne yaptıkları benim gibi dışardan bakan biri için genellikle çok karışık. Bazen sadece çevresinde durup izliyorlarmış gibi geliyor fakat bina büyük bir hızla yükseliyor. Mümnkün olduğunca göze batmayacak şekilde ve hafif kameralar kullanarak fotoğraflarımı çekiyorum. Şu anda burada yaptığım işi CCTV’nin açılışıyla basılacak olan bir kitap için yapıyorum.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.