Haberler

Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi

Tarih: 15 Mayıs 2007 Yazan: Gökçe Aras

Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi

İstanbul’da hız kazanan “Kentsel Yenileme Projeleri” görücüye çıkıyor. Bu projeler tasarlanırken aynı zamanda bölge halkı için çeşitli yaşam senaryoları da üretmek gerekiyor. Fatih Belediyesi, Fener - Balat, Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri (Sulukule), Kürkçübaşı Mahallesi (Bulgur Palas çevresi), Ayvansaray ve Fener - Balat Sahil Kesimi alanlarını kentsel yenileme alanı olarak belirleyerek 2005 yılından itibaren çalışmalara başladı. Bu projelerden biri olan Eğrikapı ve Haliç arasında Anemas Zindanları’na komşu Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi’nin mimari projesini üstlenen Utopia Mimarlık’ın kurucularından Serhan Sarıpınar’dan proje ile ilgili bilgi aldık. Projenin en önemli özelliği bölge sakinlerinin isterlerse bölgede kalabileceği kadar konutu da içinde barındırması.

Gökçe Aras: Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi’nden kısaca bahseder misiniz?

Serhan Sarıpınar:
Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi işini Aralık 2005’de Fatih İlçe Belediyesi’nden ihale ile aldık. Proje 16 adet 2 – 3 katlı eski binadan ve 30 – 32 adet yeni binadan oluşuyor. Bu 16 adet eski binanın röleve – restorasyon restitüsyon çalışmaları da projeye dahil. Yeni yaptığımız binalar ise yine 2 – 3 katlı dokuya uygun çelik strüktürlü binalar, bunun yanında 2007 yılında tasarlandığı da belli olan binalar. Yeni malzemeler kullanmaya çalıştık.

Bu binalara ek olarak bir de küçük motelimiz var. Fakat bu motel binası da yine 2 – 3 katlı bağımsız binalardan oluşuyor, büyük bir otel binası koymayı uygun bulmadık.

Proje 4 adet yapı adasından ve 52 parselden oluşuyor. Aynı zamanda öneri projemizde bu alanı yayalaştırdık. İnen kalkan bariyerlerimiz var. Geceleri ve acil durumlarda ambulans, itfaiye ve çöp arabası girebiliyor.

Projenin Haliç’le ilişkisini de kurmaya çalıştık. Surların yıkık olduğu bölge bizim proje alanımızın tam ortasına denk geliyor bu bizim için bir avantaj oldu. Surun üstünden yanından atlamak zorunda kalmadan o yıkıntı bölgeyi kullanıyoruz geçiş için.

Daha önce de belirttiğim gibi proje 4 yapı adasından oluşuyor. Birinci adayı tamamen ofis binaları yaptık. İkinci büyük yapı adasına ise küçük iki katlı binalardan oluşan otelimizi koyduk. Bu otellerin her biri ayrı ayrı çalışıyor. Bunun dışındaki alanlar ise konut.

Aynı zamanda o bölgede en olmayan şey meydandı. Biz proje alanında sokak sürekliliğini ve kotlarla ilişkiyi kaybetmeden küçük meydanlar yapmaya çalıştık.

GA: Ayvansaray’daki yenileme çalışmaları kapsamında surdibinde var olan niteliksiz yapılar (gecekondular) ile ilgili nasıl bir çalışma yaptınız?

SS: Proje kapsamında sura yakın olan tescilli olmayan binaları yıkıp biraz geri çekip yeniden inşa etmeyi önerdik. Neden böyle yapıyoruza gelince şu sıralar gündemde bir sürü yenileme projesi var. Bir çok projede çeşitli senaryolar ortaya konuyor. Örneğin bölgeden gitmek istemeyen buradan ev satın alsın deniyor ama insanların parası yok. Ya da biz para verelim gitsin deniyor ama insanlar gitmek de istemiyorlar. Biz bu sorunları bertaraf etmek için üç tane senaryo ürettik. Proje şu anda ihale sürecinde olduğu için söyleyemiyoruz fakat kesinlikle daha gerçekçi çözümler.

Bölgeden gitmek istemeyenlere mutlaka bölgeden bir şeyler verip oradan uzaklaştırmamak lazım. Burada en karlı olan şey bu 2 – 3 katlı binaları büro binası yapmaktı ama biz ısrarla bu projeye en azından mevcut konut kadar konut yapmayı şart koştuk ve o şekilde projelendirdik ki bölgede yaşayanların hepsi de gitmek istemezse hepsi de burada barınabilsin. Projenin karlılık oranı düşecek ama olsun biz projeyi ona göre yaptık.


Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi - Konut Avlusuna Bakış

GA: Anemas Zindanları etrafında bir rekreasyon alanı projeniz var mı?

SS:
Anemas Zindanları’nda başka bir mimarlık bürosu Doğan Tekeli danışmanlığında bir rölöve – restorasyon - restitüsyon çalışması yapıyor. Bölgede bizim projemiz gibi 4 – 5 tane daha proje var. Bütün bu projeler 2003’de fikir olarak oluştu, 2005’de ise ihale edilmeye başlandı. 2005 yılı ihale edilirken biz Utopia Mimarlık olarak şöyle bir taahhütte bulunduk: Projeleri hangi büro alırsa alsın biz bunları bir üst ölçekte birleştirmeye, harmanlamaya, birbirleriyle ilişkisini kurmaya açığız.

Anemas Zindanları’ndan Ayvansaray’a fiziksel bir geçiş sağlamaya, ikisinin otoparkını birlikte surun arka tarafında oluşturmaya, Sultanahmet aksına alternatif olarak Tekfur Sarayı’ndan başlayıp, Anemas Zindanları’na oradan Ayvansaray’a doğru bir turizm aksı oluşturulması için çalışma yapmaya, projemizi paylaşmaya açık olduğumuzu söyledik. Bu bölgelerin her birinin projesi ayrı ayrı yapıldı. Biz de bunların arasındaki hem fiziksel hem de sirkülasyon ilişkisini kurabilmek için elimizden geleni yapmayı taahhüt ettik. Dolayısıyla ilk olarak Anemas Zindanları’nın proje müellifi ile Fatih Belediyesi tarafından organize edilen bir toplantıda görüştük. Dedik ki: “Biz bir proje yapıyoruz ve sizinle sınırdaşız. Biz bizim elimizdekileri size verelim siz sizin elinizdekileri bize verin biribirimize fikirlerimizi söyleyelim bunları nasıl bir arada kaynaştırırız, nasıl verimli hale getiririz tartışalım”. Onlar da bu isteğimizi olumlu karşıladılar. Dolayısıyla projede Anemas Zindanları’ndan ortadaki meydana bir geçiş sağlayacağız.

Biz bu bölgeyi izole bir bölge gibi düşünmek istemiyoruz çevredeki projelerle de ilişki kurmaya çalışıyoruz. Aksi halde proje çok gerçekçi olmayabilir? Projesi çok iyi çıkar, inşaat ihalesi çok iyi yapılır, inşaat firması gelir muhteşem binalar yapar ama bölgenin etrafını tellerle çevirip yukarıdaki fakir insanların buradan geçmesini engelleyecek halimiz yok. Daha büyük ölçekte halkalar halinde bu olayı yavaş yavaş halletmeliyiz. Bu fikrimizi de sürekli hem belediyeyle hem diğer projeci arkadaşlarla paylaşıyoruz. Aklın yolu bir burası böyle izole bir yer olamayacağına göre herkes bizimle projelerini ve fikirlerini paylaşıyor.

GA: Bölgenin denizle ilişkisini nasıl kurdunuz ve deniz kenarı için ne önerdiniz?

SS: Önerimizde surun yıkık olduğu yerden başlayarak köprülerle denize ulaşılıyor ve deniz kenarında da kafeteryalar, hafif çelik strüktürlü membranlar ve rekreasyon alanları yer alıyor. Bölgede var olan iskele İDO tarafından yapıldı fakat biz de teknelerin gelip yanaşabileceği insanların balık tutabileceği küçük bir iskele önerdik.

GA: Projeyi tasarlarken Tarihi Yarımada için İMP tarafından yapılan üst ölçekli planlar ne derece etkili oldu?

SS:
Tarihi Yarımada için yapılan üst ölçekli planlarda pencere boyutları bile belli. O oranda yaptığınız zaman zaten hep aynı pencere çıkıyor. Biz bunu nasıl hallettik? Evet bu bölgede büyük bir proje yapılmış. Bizim projemizle de uymuyor tabii ki. Görüşmelerimiz sonucunda önce çelik olması konusunda anlaştık, sonra lamine modern yeni bir ahşap olmasını kabul ettirdik. Pencere oranları açısından ikna etmek için de eski binalarda yer alan hayat birimini yeni binalarda da kullandığımızı ve cumbayı da farklı şekilde yorumladığımızı söyledik. Onlar da anlayışlı davrandılar ve belli bir noktaya geldik. Her ilçenin belli bir programı ve yöntemi var. Bütün bölgeler için bir plana uyulması çok zor.İmaj Galerisi
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.