Sade hatlarıyla dikkati çeken bir İskandinav kahve takımı ile işlemeli bir Sevr porselen takımını karşılaştırarak, birincinin bizde "demokrasi, zarafet ve mantık" gibi duygular uyandırdığını, ikincisinin ise "resmiyet ve aristokrat sınıf bilinci" duygusu yarattığını anlatıyor.
AKP’nin yeni binasında Genel Başkan için hazırlanan çalışma odasının fotoğraflarına bakarken hatırladım bunları.
Oda mor koltuklar, bol miktarda renkli minderler, oymalı sehpalar, altın kaplama izlenimi yaratan ve eski büyük şamdanlara benzeyen ayaklar üzerine oturtulmuş abajur başları, ağır ve oturaklı kristal avizeler ile doldurulmuş.
Fotoğraflardan çıkartabildiğim kadarıyla yerde de bol desenli dev ipek halılar var.
Vatan muhabirinin yazdığına göre bu odayı görenler hemen "Sultan Makamı" yakıştırması yapıyorlarmış.
Botton "Tasarım ürünlerinin ve mimari yapıtların bize anlattığı şey, kendi temsil ettikleri kavramlarla bağdaşacak yaşam biçimidir" diye yazıyor.
Evlerimizi, çalıştığımız alanları dekore etme şeklimizin bizi şöyle veya böyle bir insan olmaya davet ettiğini anlatıyor.
Mobilyalarımız, bir anlamda iç dünyamızı yansıtıyor. Görsel olarak, duygusal algılarımızın ortaya konmasına aracılık ediyor.
Yeni odasının döşenme biçimine bakınca, Başbakan Erdoğan’ın "iç dünyasını yansıtma biçiminden" ürktüğümü söylemeliyim.
Böyle bir oda herhangi birisinin olsa "Ne yapalım, o da böyle bir zevk işte" der geçerdim ama söz konusu kişi Türkiye’yi dört buçuk yıldır yönetiyor ve bir beş yıl yönetmeye daha talip!
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!