Haberler

Akşehir Gölü’nde kırmızı alarm

Tarih: 18 Haziran 2007 Kaynak: Hürriyet Yazan: Yalçın Doğan
Eski Konya Ovası’nda, şimdi Konya Çölü’nde, eski Akşehir Gölü’nde, şimdi Akşehir otlağında, afet bölgesinde kilometrelerce dolaşıyorum.

Uçsuz bucaksız kıraç arazi... Toprak çatlıyor, kavruluyor... Toprak kavruldukça, insanlar kavruluyor...

Balıkçılıkla geçinen köyler, aynı yerde artık hayvan otlatıyor. Göle maya çalmak artık yapay göletlerde. Burası Türkiye’nin beşinci büyük gölü, Akşehir Gölü. Ya da bir zamanlar beşinci büyük gölüydü. Şimdi her yer yeşillik, otlak. İneklerin otladığı geniş bir ova.

Nasreddin Hoca’nın, "göle maya çalmak, ya tutarsa" öyküsü, yıllardır belirli bir zamanda temsili olarak canlandırılıyor. İşte, yıllardır temsili olarak, göle maya çalınan yerdeyim. Tam burası. Artık göl falan yok. Toprak ıslak bile değil.

Oysa, Sakarya Nehri’nin doğduğu yer bu topraklarda. Gökpınar’da doğuyor. Gölleri ve diğer akarsuları besliyor. Hayır, artık beslemiyor. Akşehir Gölü’ne Gökpınar’dan su getirme projesi var. Ama, "proje." Henüz fiili adım atılmış değil.

Eskiden 35-40 metre derinliğe varan Akşehir Gölü’nde, suyun bulunduğu yerdeki derinlik şimdi 1-1.5 metreyi geçmiyor. Su azaldıkça, kuyu açılıyor.

Göl çevresinde toplam 3 bin 150 kuyu var. Açılan her kuyu, gölü biraz daha kurutuyor. O yeraltı suları, başıboş bir biçimde kullanılıyor. Bu bir başka tehlikeyi beraberinde getiriyor. Tuz Gölü’nün Akşehir’e karışması. On yıl içinde, böyle giderse ve hiçbir önlem alınmazsa, bu topraklar tuzlanacak. Çölleşme artacak.

Göl bas bas bağırıyor
Gölün kuruması, bu yılki kuraklık sonucu değil. Beş-altı yıldır, "Kuruyorum" diye bas bas bağıran göle bakan olmuyor. Sonuç, bu yıl artık kırmızı alarm.

Göle giden yolda binlerce kiraz ağacı. Dalından kopar ye. Zaten bahçe sahipleri ikramda birbiriyle yarışıyor. Kiraz, Akşehir ve çevresine yılda 120 milyon dolar (160 milyon YTL) gelir sağlıyor. Böyle giderse, on yıl içinde, o gelir de uçup gidecek.

Bu yıl arpa, buğday, pancar ve diğer ürünlerde kuraklık nedeniyle, rekolte yüzde 60 daha düşük. Oysa, masraf yine yüklü.

Konya İl Genel Meclisi on gün önce bir karar alıyor: "Konya, afet bölgesi ilan edilsin".

İş bu noktaya kadar geliyor. Afet bölgesi, doğada sıkıyönetim gibi. Bunun ilk anlamı, çiftçinin yaptığı masrafın tohum, ilaçlama, gübre, mazot gibi, devlet tarafından karşılanması. Masraf var, ama ürün yok.

Afet bölgesi ilan kararı, hükümete ait. Konya İl Genel Meclisi görüşünü Ankara’ya iletiyor.

Daha önceki yıllarda, afet bölgesi ilanı, deprem, sel baskını gibi doğal yıkım olaylarında alınıyor ve hükümetler bu yönde kararlar alıyor.

İlgililer belleklerini yokluyor. Kuraklık nedeniyle, bir bölgenin afet bölgesi ilan edilmesini, anımsayan yok.

Eski Konya Ovası’nda, şimdi "Konya Çölü"nde, eski Akşehir Gölü’nde, şimdi Akşehir otlağında, afet bölgesinde kilometrelerce dolaşıyorum. Uçsuz bucaksız kıraç arazi.

Toprak çatlıyor, kavruluyor. Toprak kavruldukça, insanlar kavruluyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.