Haberler

Kamusal alanın hizmet marifetiyle işgal edilişi

Tarih: 29 Haziran 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Ayşe Orbay Kaya
Bugün hemen hemen her sokakta, bankaların otomatik para çekme makinelerini görebiliyoruz. 1987 yılında ülkemize giren bu makineler bizlere günün her saatinde nakit sunabilmeleri açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Şubelerdeki işlemlerini alternatif kanallara yayarak maliyetlerini düşürmeye çalışan bankalar, bu cihazlara giderek daha fazla işlev yüklemekteler. Örneğin 2005 yılından beri ATM'lerde para yatırma işlemi yapabiliyoruz. ATM'ler konuşuyor, bizi uyarıyor. Bugünlerde artık faturalar ödenip, para üstü bile alınabiliyor.

En Güzel Köşeler Kapılıyor
Eskiden müşteriye özel alan yaratmak için geniş kabinlerin içinde olan bu makineler, zamanla evsizlerin evi hale gelmeye başlayıp gerçek sahipleri içeri girmeye korkar hale gelince ya bizlere pencerelerinden bakmaya başladılar ya da iç mekânlarını küçülttüler. ATM kioskları artık içine çamaşır aşılamaz hale getirildi, ama önünden elimizde para ile ayrılırken içimize düşen tedirginlikle etrafa bakmak baki kaldı.

Bir yandan Türkiye'ye ilk kuran bankanın verdiği ürün adı ile anılan, giderek ATM diye dilimize yerleşen bu makineler; en önemli meydanlarda, tüm heybeti (!) ile en güzel köşeleri kapabilmekte. Bir sabah uyandığımızda, rotamızın üzerine kurulmuş ATM veya ATM zinciri bulabiliyoruz ve yaşamımıza onlarla devam ediyoruz. Kimileri ayağına hizmet getirilmiş diye seviniyor; kimileri ise kızıyor bu işgale, görüntü kirliliğine, benim gibi. Bazıları önlerinde metrelerce kuyrukla, sıra beklerken önünde can veren bir ihtiyarla medyada yer bulurken, bazıları istemeden high-tech dolandırıcılara mesken olup can yakıyorlar. Ne bu makineler, ne de onları kuran yaşam yönlendiricileri, yollarını kestikleri, hayatlarına girdikleri insanların aslında pek azını ilgilendirebildik-lerini umursuyorlar. Sanki oradaki tüm yaşanmışlıklara, tarihe tanıklık etmişçesine bir özgüven içerisinde dimdik ayakta duruyorlar.

Yılda 10 Milyon YTL
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2006 yılında bankaların kendi seçtiği yerlere ATM koymalarını engellemek ve bu işi bir düzene koymak amacı güderek, en azından bu söylemle bankalara ATM koymak istedikleri lo-kasyonları sordu ve bunları listeler haline getirerek grup olarak ihaleye çıkardı. En azından bu söylemle deyişimizin nedeni bankalar tarafından istenen lokasyonlara çok da itiraz edilmemesidir.

Tahminlerim İBB'nin bu işten yılda en az 10 milyon YTL gelir elde edebileceği yönünde. Büyük ihtimalle bu uygulamayı ve sonuçlarını gören diğer büyükşehir belediyeleri de aynı uygulamaya başlayacaklar. İstanbul'da ise bu se-neki ihaleler sonucunda sadece altı banka yer kazanabildiği için, farklı lokasyonlar için yeni ihaleler açılmasını beklemek yanlış olmaz.

Kabin Tasarımları
Diğer taraftan, ilçe belediyelerinden yer kiralanarak kurulumu yapılan ATM kioskları İBB tarafından kaldırılamıyor. İlçe belediyelerinin bu gelir kapısını tamamen Büyükşehir'e devretmek istememesi de çok doğal. Ancak sonuç olarak İBB'nin projenin başındaki söylemi bu noktada biraz daha geçerliliğini yitirmiş oluyor. İBB sınırları içinde 43 lokasyonda 147 ATM için belediye tarafından tasarlanan kabinler kuruldu. Bu kabin tasarımları ise, ne kurulum kolaylığı açısından bankaların istediği gibi oldu, ne de görsel açıdan bizleri tatmin etti. Tasarımı veren bizzat belediyenin kendisi olduğu için, çok özel uygulamalara gidilebilir, İstanbul'a özgü imajlar kullanılabilirdi. Örneğin kabin ihalesi şartları biraz değiştirilip, yeni yapı malzemeleri kullanılarak ahşap ev görünümünde üretim yapılabilirdi. Oysa simitçilerin, trafoların bile görsel olarak standart hale getirilmeye çalışıldığı, İstanbul turizminin ön plana çıkarıldığı bu dönemde beyaz plastik görünümlü ATM odalarından oluşan kabinler ana caddelerimizde hüküm sürmeye başladı.

33 Kilometrekarelik Alan
2007 Mart ayı sonu itibariyle Türkiye'deki şube-dışı ATM sayısı 7.272'ye yükseldi. Kabaca bunların beşte dördünün bina dışında kurulduğu varsayımı ile yaklaşık 6.000 adet ATM yollarımızda konuşlanmış durumda. Sokakta görülen bağımsız bir ATM kabini ortalama 5,5 m2 alanı kaplıyor ki bu da hesaplanan ATM adeti için yaklaşık 33 bin m2 eder. Yani 33 kim alanı bu makineler ve tahtları kaplıyor. Şubede yapılabilecek işleri artarak üstlenen ve maliyetleri şubeye göre çok düşük olan ATM adetlerinin; sektörde artan rekabet ve ATM paylaşım anlaşmaları kapsamında bankaların birbirlerine ödedikleri trilyonlarca komisyon tutarı da göz önünde bulundurulduğunda, giderek artması bekleniyor. İşte benim korkum da bu noktada bir kat daha artıyor. Tamamen aynı işi yapan ya da kısa sürede yapması öngörülen çirkin dikdörtgen prizmalar; sadece farklı çatılar ya da reklam tabelaları kullanarak, kente ilişkin görsel hiçbir endişe duymadan kaldırımları, meydanları, vapur iskelelerini kaplıyorlar, daraltıyorlar.

Sokakları ve meydanları bu görüntü kirliliğinden kurtarmanın bir olasılığı bankaların, binaların alt kaltlarında şube benzeri ATM odaları kiralamaları, isteyen her bankanın ATM'le-rini buralara koymaları ve bu odaların sıkı güvenlik teknolojileri ile korunması olabilir. ATM dolandırıcılıklarını da bir nebze engelleyebilecek olan bu yöntem bankalararası sıkı bir ortak çalışma gerektirecek ve görünürlüklerini azaltacaktır. Eğer hukuki bir yaptırım olmazsa bankalar bu fedakârlıkları (!) için bir maliyet avantajı da gözeteceklerdir. Aslında her türlü operasyonun dış kaynağa kaydırılmaya çalışıldığı bu dönemde belki aranan maliyet avantajı ATM'lerin bir araya toplanarak arıza ve ikmal müdahalelerini kolaylaştırmakta yatmaktadır. Belki bu şekilde kaldırımlarımızdaki yasal işgal bitecek ve yolumuz açılacaktır.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.