Haberler

Şentepe’yi de Çayyolu gibi gözde yapacağım

Tarih: 4 Temmuz 2007 Kaynak: Hürriyet Yazan: Levent Seğmen
Türkiye’de bulunan 3 bin 225 belediye arasında, büyükşehir belediyeleri dahil, hizmet verilen nüfus oranlarına göre 14. sırada bulunan Yenimahalle Belediyesi’nin Başkanı Ahmet Duyar, Ankara’nın ’kronik varoşu’ Şentepe’de yükselen çok katlı modern sitelerin önüne geldiğinde duygulandı. Duyar, "Çayyolu’ndaki gibi modern yaşam alanları yükseliyor burada. Çayyolu’nu çok seviyorum, Şentepe de aynısı olacak" dedi.

Yenimahalle Belediye Başkanı Ahmet Duyar ile Misafir Odasında, belediye başkanlığı nedir, ne değildir üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Bu tercihimizin en önemli belirleyicisi, Duyar’ın CHP’nin kalesi niteliğinde olan bir belediyenin başına, 15 yıllık CHP yönetiminin ardından gelmiş olmasıydı. Duyar hakkında, saatler süren sohbetimizde edindiğimiz izlenim, ’İçi dışı bir başkan’ oldu.

Yenimahalle Belediyesi’ni, CHP’li başkanların 15 yıllık yönetiminin ardından devraldınız. İlk izlenimiz ne idi?
Biz en fazla sıkıntı veren konulardan birisi, devraldığımız boçlardı. Hemen bir borç tablosu çıkarttık ve baktık ki 100 trilyonun üzerinde borcumuz var. Ama işin en üzücü yanlarnından birisi, bu borçlardan ciddi bir kısmının burada çalışan personelin borçları olmasıydı. Emeklilik süresi gelmiş personel emekli olmak istemiyordu, çünkü maaşını alamadığı için tazminatını alacağından şüphe ediyordu. Personelin bütün alacaklarını ödedik, emeklilik işini de standarta bağladık. Artık emeklilik dilekçesini verdikleri anda, iki ay sonra günü geldiğinde kıdem tazminatını, taksitsiz ve eksiksiz olarak veriyoruz. Zaten kamuya olan borçlarımızı da artık zamanında ödüyoruz. Bir diğer önemli konu, üçüncü şahıslara borçlarımızı da düzenli ödememiz.

Üç yılınız sadece borç ödemekle mi geçti?
Hayır. Bunun yanında çok ciddi yatırımlar da yaptık.

Devraldığınız belediyenin borçlarınından yakındığınızı hatırlamıyoruz. Yanlış mı acaba?
Onu da pek doğru bulmuyoruz. Biz yöneticiyiz. Yenimahalle halkı bize hizmet için beş yıllığına görev vermiş. Buraları dert yanma yerleri değil. Sorun var mı? Var. Sorun varsa, sorunu çözeceksin. Biz sorunları çözmek için geldik. Borç varsa, borcu ödeyeceksin. Zaten borcu ödemek için geldik. Dolayısıyla (şöyle borç var, böyle borç var) diye ağlamaya, sızlanmaya, dertlenmeye ve bunu da en önemlisi siyasi şeye dönüştürmeye gerek yok. Bunlar doğru değil. Vatandaş herşeyi biliyor.

Başkaları üzerinden prim yapmak

Bir şeyin altını da özellikle çizmek isterim. Başkalarının açıkları, zaafiyetleri ya da başarısızlıkları noktasından prim yapmayı değil, kendi projelerimizle, kendi çalışmalarımızla artıya geçmeyi hesaplamamız lazım. Yenimahalle’de, bizden önceki yönetim şöyle yapmış, bizden önceki başkan mahvetmiş, batırmış, öldürmüş. Bence bunlar proje üretememenin, ortaya başarılı bir hizmet koyamamanın sonucu. Niye? Çünkü senin halka sunacak bir projen yok, halktan takdir alacak çalışmaların yok. Yenimahalle için halka hizmet adına bizden önce kaç belediye başkanı geldiyse, hepsi birşeyler yapma gayreti içinde olmuştur. Yenimahalle’de kim bir çivi çaktıysa, herkesten Allah razı olsun. Kimisi az çalışmış, Kimisi çok çalışmış. Az çalıştıysa zaten her beş yılda bir bu seçilenler halkın karşısına çıkar. Halk onlara karnesini verir.

Belediye başkanlığı döneminde öğrendiğiniz en önemli şey ne oldu?
Birincisi, vatandaşı dinleme tahammülünü ve sabrını göstermek lazım. Vatandaşın şikayeti, talebi isteği haksız bile olsa, herşeyden önce onun düşüncesine saygılı olmak mecburiyetindeyiz. Bizi üzecek şekilde de konuşsa, onu sabırla dinleme hoşgörüsüne sahip olmamız lazım. İkincisi, biz yöneticilerin kendileri gibi düyünmeyen, kendileri gibi yaşamayan, kendileri gibi yorumlamayan insanları da dinlemeleri ve onlara saygı göstermeleri gerekir.

Sivil toplumla sorununuz yok gibi konuştunuz.
Yenimahalle’de sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler, meslek odaları, siyasi partiler, hiç biri ile görüşme, konuşma, bir araya gelip sohbet etme konusunda problemimiz yok, engelimiz yok.

Bir belediye başkanının içine düşebileceği en büyük hata nedir size göre?
Öncelikle, kamu menfaatini şahıs menfaatlerinin ya da kendi menfaatlerinin önünde tutması gerekir. İkincisi, ayağının ucuna bakarak, burnunun ucuna bakarak günü kurtarmak adına ya da siyasi hesaplara dayanarak, kısa vadeli hesaplara dayanarak proje üretmemeli, yatırım yapmamalı ve söz vermemeli. Mutlaka hedeflerini gelecek nesilleri de kucaklayacak şekilde, 20-30-50-100 yıl sonrasında bile vatandaşın ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde koymalı. 100 yıl sonrasını hesaplamalı. Evrensel boyutu olan, geniş ufuklu, bilimsel boyutu olan projeleri düşünmesi lazım ve yatırımlarını, hesaplarını, sözlerini, bu doğrultuda ortaya koyması gerekir. Hizmetlerini yaparken kesinlikle vatandaşlar arasında ayırım yapmaması lazım. Hiçbir yekilde, siyasi, sosyal, ekonomik farklılıkları dikkate almamalı. Bir diğer konu da, kamu kaynaklarının bize verilmiş birer emanet olduğunu unutlamamalı.

Yenimahallenin en büyük sorunu nedir?
En büyük sorun imardır. Yıllardır çözülememiş ve çok büyük bir nüfusu ilgilendiren bir sorundur. Şentepesi ile, Demetevleri ile, Mehmet Akif’i ile, Macun’u ile... Başkent’e yakışmayan, olumsuz göüntüler hala var. O sorunu da büyük ölçüde çözdük ve bir değişim süreci başladı. Düğümü çözdük. Bundan sonra yapmamız gereken, bu değişim ve dönüşüm sürecini hızla geçmek.

Belediye başkanlığı göreviniz boyunca sizi uykusuz bırakan birşey oldu mu?
25 yıla yakın ticari yaşamım var. İş dünyasından geliyorum. Bir işadamı, sanayici, üretici kimliğim var. Uzun yıllar kendi işimde personel çalıştırdım. Çalıştırdığımız insanların ücretlerinin zamanında verilmesi çok önemli. Buna çok dikkat ettim, özen gösterdim. Yeri geldi param pulum olmadı, eşten dosttan borç aldım, ama gününü geçirmeden ödemeye çok özen gösterdim. Buraya geldiğimizde çalışanlarımıza baktık ki, 3 yıla yakın zamandan beri maaşlarını alamıyorlar. Belediyede çalışan bir devlet personelinin esnafın nezdinde, piyasada itibarı kalmamış. Dolayısıya bu beni ilk geldiğim zamanlar, geceler boyu uykusuz bıraktı.

Torna mamulü değiliz

AKP’li belediyeler denince akla gelen içki, yaşam tarzı, hatta sanat ile ilgili farklı değerlendirmeler var. Sizin de kırmızı çizgileriniz var mı?
Herkesin kendine ait bi yaşam tarzı vardır. Kimisi alkol kullanır, içki içer, kimisi kullanmaz. Bir diğer taraftan kimisi az dindardır, kimisi çok dindardır. Kimisi inanır, kimisi inanmaz. Bunları çoğaltabiliriz. Bizim hepimiz tornadan çıkmış basmakalıp mamuller değiliz ki. Hepimiz aynı düşüneceğiz, hepimiz aynı yaşayacağız. Benim gibi yaşamayan bu hizmetten istifade edemez, hayat hakkı olmaz. Bu çağdaş dünyada da yok, medeni dünyada da yok, dünyanın bilim ve teknolojisinde de yok. Dinlerde de böyle birşey yok. Önce herkese insan olarak bakmamız gerekir. Dini yönden bile ele alsak, Cenab-ı Hak Kuran’ı Kerim’in birçok yerinde ’ey insanlar’ diye hitap eder, niye? Çünkü ayırmıyor. İnsanların birilerine şirin görünmek için, birileri beni alkışlasın diye inanmadıkları şeyleri yapmamaları lazım. Yaparlarsa o iki yüzlülüğe girer, tehlikelidir. Kimsenin yaşam tarzını, felsefesini, inançlarını bizim tayin etme belirleme hakkımız yok. Böyle bir hakka sahip değiliz. Bunu yaparsak, bu hiçbir şeyle izah edilmez.

Bu enkazlarda gözyaşı yok

Ahmet Duyar ile Şentepe’den Batıkent’e, Çayyolu’ndan Demetevlere kadar Yenimahalle’nin her yerini gezdik. Şentepe’de, Çayyolu’nda olduğu gibi çok katlı modern sitelerin yükselmesi dikkatimizi çekti. Duyar 15 katlı bloklara bakarken, "Çayyolu’nu çok seviyorum, Şentepe de aynısı olacak" dedi. Vatandaş ile uzlaşarak yıkılan gecekonduların enkazı üzerinde dolaşırken, evleri yıkılan vatandaşlar çay ikram etti. Başkan Duyar ile dertleşti. Enkazların üzerinden yükselen yeni Şentepe için Duyar, "Bu enkazlarda gözyaşı yok" diye konuştu.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.