Haberler

Çankaya Merkez Camisi’nde Olup Bitenler

Tarih: 9 Temmuz 2007

Ankara’nın kent içi camileri arasında nitelikli mimarisi ve modern kimliğiyle öne çıkan ve Hayati Tabanlıoğlu tarafından tasarlandığı söylenen 1961 tarihli Çankaya Merkez Camisi’nin üzerinde son bir senedir kara bulutlar dolaşıyor. Başarılı mimarisiyle kent içindeki nadir camilerden biri olan Çankaya Merkez Cami, imamının “… Cuma ve bayram namazlarında cemaat camiye sığmıyor” bahanesiyle yıkıp yerine daha büyük bir cami yapmak istemesi yüzünden tehlikede.

Konuyla ilgili ilk bilgilendirmeyi yapan ve bir insiyatif oluşuturulması yönünde çeşitli adımlar atan Aslı Özbay ile konuştuk ve geçtiğimiz seneden günümüze yaşananları kendisine sorduk.

Emine Merdim Yılmaz: Çankaya Merkezi Camisi’nin yıkılıp yeniden yapılması ile ilgili geçen seneden beri yaşanan süreçten biraz bahsedebilir misiniz?

Aslı Özbay:
Camiyi yıktırmak için, orada 13 yıldır görevli olan imam ve dernek üyeleri yıllardır uğraşıyorlarmış. Sığamamak bahane, ülkedeki hiçbir cami Cumaları yeterli olmuyor ama diğer günler namazda 3-5 kişiden fazlası olmuyor. Asıl amaç, altı dükkanlı ve daha büyük lojmanlı, çok katlı bir cami yaptırmak. İsteklerini gerçekleştirmek de Melih Gökçek’e kısmetmiş… Geçen yaz Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 18.08.2006/2027 tarihli toplantısında 1/5000 ölçekli nazım planda değişiklik yapmasıyla ortam hareketlendi. Caminin bulunduğu parselin yapılaşma hakkını 7 misli arttırdılar. (%0.20’den %1.50’ye) Bu da demektir ki orada çok katlı bir yapı yapmanın yolu belediye kanalı ile açıldı. Fakat mevzuat gereği Büyükşehir Belediyesi bunu Çankaya Belediyesi’ne göndermek zorunda olduğu için, uygulama imar planlarını yani 1/1000 ölçekli planları yapamıyorlar. Bu arada da, Çankaya Belediyesi plan değişikliğini dava ediyor. Bilirkişi raporunun Haziran ayında Büyükşehir Belediyesi’ne ulaştığı söyleniyor. Dolayısıyla ben de biraz rahatladım, henüz yapının yıkım tehlikesi yok, çünkü dava sürüyor.

Ama bu arada, Çankaya Belediyesi İmar Dairesi de alternatif bir plan hazırlıyor ve %80 emsal veriyorlar ki bu da caminin yıkılması demek! Caminin üstüne oturduğu parselin yanı başında şu anda otopark olarak kullanılan bir parsel daha var. Bu ikisini bir arada değerlendirdikleri zaman çok iri kıyım bir bina yapabilme imkanına kavuşuyorlar ve bu da belli ki “iştah kabartıyor”. Fakat dava sonuçlanmadan Çankaya Belediyesi’ninki de geçerli değil.

EMY: Caminin tescillenmesi için herhangi bir çalışma daha önce yapılmış mı?

AÖ:
Tabi. Bu işler yapılabilsin diye öncelikle Koruma Kuruluna müracaat ediliyor ve yapının tescilden düşürülmesi isteniyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden uzman raporları isteniyor. İki kez rapor hazırlanıyor ve her iki rapor da yapının korunmaya değer bir mimari eser olduğunu belgeliyor. Yapının gündeme alındığı iki toplantıda da Ankara Kurulu binanın tescilini koruyor ve aslında konunun bu noktada kapanması gerekiyor. Çünkü bir bina ile ilgili tescil kararı söz konusu olduğunda (Anıtlar Yüksek Kurulu’nun ilke kararları gereği) ikiden fazla toplantı yapmak mümkün değil. Fakat sırf yapıyı yıkabilmek için uğraşmayı sürdürüyorlar ve Yüksek Kurul’a ilke kararını değiştirtiyorlar. (Kurulların siyaseten teslimiyetine bir örnek daha… Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı Yüksek Kurul toplantısına baskı yapıyor olmalı.) Dolayısıyla Ankara Bölge Koruma Kurulu’nda konuyu yeniden gündeme aldırıyorlar ve bu kez kurul binanın tescilden düşürülmesi önerisini kabul ediyor. Böylece yapının yıkımını sağlayacak plan değişikliği sürecinin de önü açılmış oluyor.

EMY: Şimdi yapmayı planladığınız şey nedir?

AÖ:
Mahkemenin Büyükşehir Planı’nı iptal etmesini umuyoruz. Ama diğer yandan, bir eseri korumanın yegane yolu Koruma Kurulları ve mahkeme salonları olmamalı. Ankara gibi bir kentte birçok farklı duyarlılık oluşturulabilir. Bence öncelikle önemli olan, mahalleliyi bilgilendirmek. 46 yıldır bu camiyle yan yana yaşayan insanların hem durumu bilmeye hem de itiraz etmeye hakları olmalı. Eminim yeşiller içindeki bu biblo gibi yapının yerine, her yerde gördüğümüz çok katlı ucubelerden biriyle yaşamak istemeyeceklerdir. Bir el ilanı hazırladım. Bastırmayı başarınca mahalledekilerin posta kutularına atmak ve olup bitenden haberdar olmalarını sağlamak istiyorum.

Yapılması gereken diğer hamle ise Çankaya Belediyesi’nin o %80 emsalli plan değişikliği kararını geri almasını sağlamak. Bunun çok sorun olacağını sanmıyorum, iş ki belediye başkanına ve planlama dairesindekilere ulaşabilelim. Bir yandan arkadaşlarla bununla uğraşıyoruz.

Örgütlerden pek medet ummuyorum: Çünkü Ankara Oteli’nin dönüşümü sürecinde hem Mimarlar Odası, hem de ilgili dernekler o denli yavaş ve hatalı davrandılar ki, hepimiz büyük hayal kırıklığı yaşadık. O yapı şimdi başka bir şeye dönüştü ve değerinden çok şey yitirdi. Örgütlerimiz dikkatli davranmadığında sorunları yoluna sokmak bir yana, daha da kötüleştirebiliyorlar. Kaldı ki bu yapının yaşamını sürdürmesi sadece mimarların derdi de olmamalı. O nedenle bu işle samimi olarak uğraşmaya gönüllü, duyarlı ve becerikli birkaç kişi çok yeterli ve yararlı olacaktır.

Bu yapının korunarak büyütülmesi mümkün. Bu mimarların işi ve çok da güzel yapılabilir. Eğer belediyecileri, imam ve yandaşlarıyla mahalleliyi ikna etmeyi becerirsek, bu yapıyı hem korur hem de otopark, lojman, dükkan vb ihtiyaçlarını karşılayacak başarılı bir mekan tasarlanmasına önayak olabiliriz. Gayretimiz bu yönde olacak.

EMY: Cami bildiğimiz kadarıyla Hayati Tabanlıoğlu’nun tasarımı değil mi?

AÖ:
Öyle olduğu söyleniyor ama bu konuda kesin bir belge bulamadık. Kime ait olduğu çok da önemli değil. Önemli olan onun çok güzel ve korunmaya değer bir dönem yapısı oluşu. Ankara’nın şehir içindeki yegâne modern camisi ve çok yeterli bir ölçeği var. Arsada konumlanışı, malzeme kullanımındaki ve detaylardaki incelmişlik, en ufak detaya kadar tasarlandığı belli olan iç mekan elemanları, işçilik kalitesi, bahçesi… her şeyiyle yaşamayı hak eden bir yapı.

Aslında camiyi meşhur eden Süleyman Demirel’miş. Tüm Cuma namazlarını burada kılarmış ama merdivenleri çıkması zorlaştığından beri gelemiyormuş. Minareyi de kardeşi 1970’lerde ilave olarak yaptırtmış. Belki Süleyman Bey’den de yardım alınabilir.

Oraya yapılacak projenin özenli ve yapıya yakışan bir tasarım olması için ona özel bir süreç tanımlanması çok iyi olur. Keşke Çankaya Belediyesi’ni ikna etsek de mesela bir yarışma düzenletebilsek.

EMY: Yerine yapılması planlanan proje ile ilgili bir bilginiz var mı?

AÖ:
İstanbullu bir ekibin yaptığı bir taslaktan söz ediliyor. Ben görmedim ve yapanları da tanımıyorum. Ama bildiğim kadarıyla şu anda o taslağın resmi bir geçerliliği yok.

EMY: Konuyla ilgili herhangi bir sivil insiyatif oluşturuldu mu? Mahalleli ya da mimarlar tarafından vb...

AÖ:
Henüz internet üzerindeki yazışmalardan öteye gitmedi. Hala uğraşıyorum. Mahalle sakinlerinden bir hanımın duyarlı olduğunu biliyorum. Anlayacağınız “yararlı olacak” birilerine ihtiyaç hala var.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.