Haberler

Belediyeler ve 'uzman oda' ittifakı!

Tarih: 24 Temmuz 2007 Kaynak: Radikal Yazan: Hasan Üstün
Antalya'da belediye, kurul ve odalar işbirliği marifetlerini sürdürüyor. Son örnek: 60 yıllık İsmet İnönü Kız Enstitüsü binası yıkıldı, yerine yeraltı çarşısı yapılacak. Anıtlar Kurulu ve Antalya Mimarlar Odası'nı mercek altına almanın zamanı gelmedi mi?

Antalya'da korkulan oldu! Antalya Büyükşehir Belediyesi, "kentsel dönüşüm" adı altında yıkıp yeraltı çarşısı yapmak istediği İsmet İnönü Kız Enstitüsü'nün 60 yıllık binasını 28 Haziran akşamı altı saatte yerle bir etti. İnönü İlköğretim Okulu da aynı amaçla 19 Haziran'da boşaltmıştı. Boşaltma ve yıkım için okul aile birliğinin 2. Bölge İdare Mahkemesi'nde açtığı davada, 21 Haziran'da "yürütmeyi durdurma" kararı çıktı. Bu karar üzerine, Büyükşehir Belediyesi, üç gün sonra, okulu eski binasına taşımak zorunda kaldı. Otoritesi sarsılan Büyükşehir Başkanı Menderes Türel, başarısız(!) okul taşıma işlemi ve yıkım girişiminden ders alarak(!) bitişik parseldeki Kız Enstitüsü binası için "fiili durum" yarattı. Eğitim Sen'in Kız Enstitüsü'nü yıkma girişimine karşı hukuki süreç başlatacağını açıklamasından bir gün sonra dört devasa iş makinesi ile saat 18.00'de yıkım başlattı. (1) Zabıtalar eşliğinde savaş yöneten bir komutan edasıyla yıkımı yerinde denetleyen Başkan Türel, İnönü İlköğretim'de sarsılan imajını tamir etmeye çalıştı. Gece karanlığında sürdürülen yıkım saat 24.00'te tamamlandı ve 40 derece sıcakla başetmekle meşgul Antalyalıların tepkisi de bertaraf edildi!

Antalya'nın yıkım tarihi
Antalyalıları -"Binalar kentin belleğidir, korunsun" ve "Çarşı turist çeker, yıkılsın" diye- ikiye ayıran bu yıkım süreci çok tartışıldı. (2) Bu tartışma bundan sonra da tekrarlanacak. Çünkü Antalya'da iktidar olanların ilk icraatı, mevcut yapıları yıkıp rant alanları yaratmak. Bu yıkımlardan ilk akla gelenler:

- 1930'larda Kale Surlar'ı yıkıldı, taşları inşaatlarda kullanıldı.
- 1940'larda gayrimüslim mezarlıkları ve ibadethaneleri yıkıldı ve yerine halkevi, okul vb. yapıldı.
- 1970-80'lerde belediye, hapishane, hükümet konağı ve il özel idaresi gibi kamu yapıları yıkıldı ve çoğunun yerine iş merkezi dikildi.
- Bu "utanç listesi"ne yıkılıp yeri "park" olan Memleket Hastanesi, Elhamra Sineması, Un Fabrikası, Vatan Kıraathanesi, sivil mimari örneği binlerce ev ve işyeri de eklenebilir.
- 2004'te Büyükşehir ve Kepez'de iktidar olan AKP'li belediyeler ve Antbirlik yıkımları hızlandırdı. Kepez Belediyesi'nin yıkıp iş merkezi yapmak istediği Dokuma Fabrikası, kısmen kurtarıldı. (3) Antbirlik, Cumhuriyet'in ilanının kutlandığı asırlık kır kahvesini yerle bir etti. (4)
- Son olarak Kız Enstitüsü yıkıldı. İnönü İlköğretim ve Doğumevi ise sırada.

Temas-mesafe sorunu
Türkiye'de her zaman rastlanan bu yıkımlarda yeni olan "uzman odalar" ile "yıkıcı" belediyelerin ittifakı. Bu nedenle, son üç yıkımı meşrulaştırmayı misyon edinen Antalya Mimarlar Odası ve Başkanı Osman Aydın'ın ve ona açık ya da örtülü destek olan Şehir Plancıları ve İnşaat Mühendisleri Odası yöneticilerinin "yıkıcı" belediyelerle ittifakı TMMOB ve üye odalarda ivedilikle tartışılmalıdır. Bu tartışmada öncelikle sorulması gereken soru, kentin rantını dağıtan belediyeler ile "kamu yararı"nı gözetmesi beklenen(!) "uzman oda"ların "temas" ve "mesafesi"nin ölçüsünün ne olacağı ve bu ölçünün hangi toplumsal sınıflardan yana belirleneceğidir. Adnan Menderes'in siyasi mirasçısı Menderes Türel, kendisini Antalya Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığından Büyükşehir'e terfi ettiren sınıfların çıkarını başarıyla savunuyor. Kendi deyimiyle Antalya'yı "tüccar gibi" yöneten Türel, "kentsel dönüşüm" adı altında okul, hastane ve park alanlarını imar değişikliği marifeti ile yerel ve uluslararası sermayeye açarak görevinin hakkını fazlasıyla veriyor! Peki AKP'li Büyükşehir'e "imar danışmanlığı" yapan CHP'li Mimarlar Odası Başkanı, bu rant yaratma operasyonlarında hangi sınıfı temsil ediyor?

Köy Enstitüleri ve benzer pek çok mimari mirasın korunmasına öncülük eden Mimar Odası Genel Merkezi, Cumhuriyet dönemi yapılarının korunması için 2007'de yeni bir kampanya başlattı. Antalya Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın ise, Büyükşehir İmar Danışmanı, Koruma Kurulu'nun "uzman oda" temsilcisi (diğeri Şehir Plancıları Odası), Kent Müzesi Danışma Kurulu üyesi ve Kent Konseyi'nin "daimi" başkanvekili sıfatlarıyla erken Cumhuriyet yapıları Doğumevi (1945), Kız Enstitüsü (1942) ve İnönü İlkokulu (1946) için "yıkılsın" dedi. Bu tutum, sadece Mimarlar Odası'nın koruma politikaları ile değil, 2004'te CHP'den Muratpaşa Belediye Başkanı aday adayı iken bu binaların kültürel amaçla kullanılmasını savunan Aydın'ın kendi fikirleriyle de çelişkilidir (5). Aydın'ın Dokuma Fabrikası için "Tarihi değeri yok, yıkılabilir" demesini, İnşaat Mühendisleri Odası'nın "Dokuma binaları beton ömrünü tamamlamıştır, yıkılabilir" raporu yazmasını ve Şehir Plancıları Odası'nın da söz konusu yıkımlarla ilgili ses çıkarmamasını izah etmek güçleşiyor.

"Oda+şirket" modeli
Kültür Bakanlığı, üniversiteler, belediye ve baro gibi kurumların dengeli temsiline dayalı Koruma Kurullarının Antalya'da bir istisnası var. İlgili belediyeler Kurul'da bir üye (imar müdürü) ile temsil edilir. Antalya'da ise Büyükşehir'in İmar Başdanışmanı Feridun Uyar da Kültür Bakanlığı adına Kurul üyesidir. Kurul Başkanı Prof. Haluk Abbasoğlu gibi, bu "istisnai" temsili hayra yorabiliriz. Ancak, yukarıda anılan örneklerin tümünde olduğu gibi "uzman oda" temsilcileri ile Büyükşehir'in görüşlerinin çakışması durumunda diğer Kurul üyelerinin işi kolay olmasa gerek!

Örneğin, Doğan Kuban, Özcan Altaban, Cengiz Bektaş gibi uzmanlar, Doğumevi, Kız Enstitüsü ve İnönü İlköğretim binalarını erken dönem Cumhuriyet mimarisi örneği olarak onarılıp korunacak nitelikte bulmuştu. (6) Antalya Koruma Kurulu ise aynı binalar için "mimari değeri yok sadece anı değeri var" dedi. Kurul kararının özeti bu ifade ise, Kurul incelemesinden bir süre önce Mimarlar Odası Başkanı'nın ağzından haber manşeti olmuştu. Bu örnekler, TMMOB'u tasfiyeye hazırlanan AKP'nin ve Galataport ve Dokuma gibi alanlara talip olan uluslararası sermayenin de teşvik ettiği "oda+şirket" modelinin Antalya'daki hazırlık süreci olarak okunmalıdır. Antalya Mimarlar Odası, "oda+şirket" modelini karara bağlamak üzere 10 Şubat 2007'de olağanüstü kurul toplayarak TMMOB'un "tasfiyesi" sonrası sürece kendini hazırlamış bile. "Mimar... A.Ş." ana sözleşmesi yazılmış ve ortak kaydı devam ediyor...

Sonuç
Başta TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ve Mimarlar Odası gibi diğer oda yöneticileri, "oda+şirket" modelini ve buna bağlı olan "temas" ve "mesafe" tartışmasını ertelediği ve üye oda yöneticilerinin sınıfsal tercihlerini kamuya açık olarak sorgulamadıkları sürece, hem AKP, TMMOB'u "tasfiye" için adeta "kaleyi içeriden fethetmiş" olacak hem de bilimsel aklı devre dışı bırakan ve "uzmanlığı" da ranta dayalı kent yönetimi politikalarını meşrulaştırma aracı olarak gören yıkıcı "kent patronları", kamusal yapılardan ve alanlardan yeni rant bölgeleri yaratıp sermayenin hizmetine sunmaya devam edecektir!

Dipnotlar:
1. www.kanalvip.com.tr/haber_detay.asp?ID=22407&baslik_id=18
2. Hasan Üstün, "Kadınların tarihi erkeklerin kararı", Radikal İki, 18 Mart 2007
3. www.bianet.org/2005/12/23/72055.htm  
4. Cemil Cahit Sönmez, "Ben yüzyıllık kır kahvesi idim", Radikal İki, 1 Nisan 2007
5. Cemil Cahit Sönmez, "Binaları koruma (ma) kriteri arsasının rant değeri mi?", Radikal İki, 13 Mayıs 2007
6. www.bianet.org/2007/04/10/94397.htm
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.