Mark ve Peter Anderson’un prefabrikasyona yaklaşımları, saha dışı inşaatlardaki yenilikler için yeni standart haline geliyor. Başarılı mimarları anmak amacıyla ilk olarak 1982’de Architectural League tarafından hazırlanan bir seri konferans olan Emerging Voices 2007’nin bir bölümü olarak, Anderson kardeşler 8 Mart’da Urban Center’da kalabalık bir seyirciye hitap ettiler.

Merkezi San Fransisko ve Seattle’da olan Anderson Anderson Mimarlık’ın tasarım ilkeleri, Tacoma’nın sanayi bölgesinde büyüyen inşaat işçileri ve marangozlar olarak geçmişlerini özetlemeleriyle başladı. Japon inşaat şirketleriyle basit ortaklıklar onlara Peter Anderson’un kelimeleriyle “etkinlik ve dünyayı değiştirmek için inşaattaki büyük fırsatların, proje yönetimi ve proje teslimi, malzemenin alana nasıl getirildiği, nerede üretildiği, nasıl biraraya geldiği gibi çok daha geniş bir çerçeveden geçerek geldiğini” öğretti. Prefab Prototypes: Site - Spesific Design for Offsite Construction (Princeton Architectural Press, 2007) isimli yeni kitaplarının yayınlanışıyla aynı zamana denk gelen konferansta metodolojilerinin deneysel ve bölgeye özel kökenlerinden, şimdiki saha dışı prefabrik inşaat süreçlerine ve geri dönüşümlü malzemelere uzanan gelişim süreçlerinin altını çizdiler.



Peter eski Manhattanlılar için Sebastopol, Kaliforniya’daki yüzyıllık Gravenstein elma ağaçlarının arasında inşa ettikleri özel bir malikane olan Orchard House’dan (2005) uzun uzun bahsetti. Mimarların yapıyı daha önceden varolan meyve ağaçlarının oluşturduğu aksa konuşlandırması, duvarları güçsüz ya da eksik bir ağacın olduğu yere yerleştirmesi ancak bölgedeki 322 ağacın fotoğraflanması, listelenmesi ve isimlendirilmesinden sonra mümkün olabilmiş. Ev bölgedeki artıklardan, çimentodan ve prefabrik “u” şeklinde duvarlardan yapılmış.

Mark çok işlevli aile yaşamı birimleri için prefabrik modül sistemlerini, doğal havalandırmayı, enerji biriktirmeyi ve yağmur suyu geri dönüşümünü uyarladıkları bir seri projeden bahsederek konferansa devam etti. Bu sistemin en karmaşık uygulaması Bywater, New Orleans’da Mississippi Nehri’nin kıyısındaki bir bölge için yapılanıydı ve bu uygulama High Ground Yarışması’nda High Density Ödülü’nü kazandı. Camel Back Shot Gun Sponge Garden isimli projeleri, prefabrik çelik çerçeveli yaşam üniteleriyle, yağmur suyunu süngersi bahçe sehpalarına ve bitkiler için hazırlanmış duvar panellerine aktaracak duvar ve çatılarıbir araya getirmişti.

Anderson kardeşlerin “inşaat sürecini rasyonalize etmek” olarak adlandırdıkları yöntemi sıklıkla bölgenin ciddi bir şekilde bedelinin belirlenmesiyle başlıyor ve doğal ve endüstriyel sistemlerin karmaşık bir şekilde katmanlaştırılmasıyla devam ediyor. Peter “ insanların dünyaya ait deneyimlerinin makinelerle dolu çevremizde dönüştürülebilmesi ve yeniden inşa edilebilmesiyle çok ilgiliyiz” diyor. “Havanın binadan dışarı atılmasını, taze havanın içeri girmesini, suyun toplanma ve biriktirilme biçimlerini, ve tüm bu zengin yaşam deneyiminin tek bir yoğun ve modülarize sistemde toplanabilmesini keşfediyoruz.”