Haberler

Binalar hasta ediyor

Tarih: 2 Ağustos 2007 Kaynak: Hürriyet Yazan: Meltem Kara
Büyük şehirlerde evlerin üst üste inşa edilmesi, alışveriş merkezleri ve iş yerlerinin gökdelenlerin arasına sıkışmasıyla birlikte insanlar artık açık hava ve doğadan uzaklaşarak günün büyük kısmını kapalı alanlarda geçiriyor. Açık havada 3-4 saatlik bir zaman harcayan şehir insanı, günün 20 saatini ise ev, okul, fabrika ve ofis gibi kapalı ortamlarda kullanıyor. Peki içinde yaşanılan binalarda bizi neler bekliyor?

Hasta bina sendromu
Zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz tüm ortak yaşam alanlarında sağlımızı olumsuz yönde etkileyen faktörler bilim adamları tarafından ’Hasta Bina Sendromu’ (HBS) olarak adlandırılıyor. Modern çağın yeni hastalığı olarak tanımlanan HBS, binaların hastalanması sonucunda ortaya çıkan rahatsızlıklar anlamına geliyor. Bu hastalık binaların insan sağlığı için zararlı herhangi bir maddeyle sarılması sonucu oluşuyor. Havanın kalitesinin düşmesi ve ortamdaki kirletici faktörlerle içinde yaşayanların sağlığını tehdit ediyor.

Binalar nasıl hastalanıyor
Bilinçsizce yapılan boya.

Duvardan duvara döşenen halıların yeterince temizlenmemesi.

Spreyler, kimyasallar ve temizlik malzemelerinin doğru kullanılıp depolanmaması.

Kapalı ortam içinde ölen böceklerin havayı kirletmesi.

Evin yeterince temiz olmaması ve rutubet.

Klima filtrelerinin, çamaşır makinesi ve buzdolabı gibi beyaz eşyaların düzenli olarak temizlenmemesi.

Ofislerde ise evlerdekine ek olarak çalışan sayısına göre havalandırmanın olmaması, kağıt malzeme biriktirmek ve basın, ısı ve nemin doğru ayarlanmaması.

Sağlığımızı nasıl etkiliyor
Baş ve sinüs ağrısı

Baş dönmesi, bulantı

Ağız ve gözlerin kuruluğu

Yorgunluk ve halsizlik

Konsantrasyon bozukluğu

Gribal enfeksiyonlar

Alerji

Ortamı terk etme isteği

Göz ve burun nezlesi

Asabiyet

Lejyoner hastalığı

Astım rahatsızlıkları

Cilt kuruluğu ve kaşıntı

Önce binalar, ardından yaşayanlar hastalanıyor
Zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz tüm ortak yaşam alanlarında sağlımızı olumsuz yönde etkileyen faktörler bilim adamları tarafından ’Hasta Bina Sendromu’ (HBS) olarak adlandırılıyor. Modern çağın yeni hastalığı olarak tanımlanan HBS, binaların hastalanması sonucunda ortaya çıkan rahatsızlıklar anlamına geliyor. Bu hastalık binaların insan sağlığı için zararlı herhangi bir maddeyle sarılması sonucu oluşuyor ve havanın kalitesinin düşmesi ve ortamdaki kirletici faktörlerle içinde yaşayanların sağlığını tehdit ediyor.

Plaza, gökdelen ve alışveriş merkezlerinin her geçen gün arttığı metropol şehirlere özgü hastalıklara bir de, "Hasta Bina Sendromu" (HBS) eklendi. Bilimadamları tarafından ilk kez 80’li yıllarda anılmaya başlayan HBS, atmosfer ve çevresel kaynaklı etkenlerin, hava kirliliğinin ve mikroorganizmaların binaları kirletmesiyle ortaya çıkıyor. Hastalanan bina daha sonra günlük vaktinin yüzde 90’ını kapalı alanda geçiren insanları hasta ediyor. Ofis, apartman, bakım evi, hastane, konut ve okul gibi toplu yaşanılan tüm ortamlarda görülen HBS’nin ilk belirtileri, kişinin yaşama alanıyla ilgili şikayetlerinin başlamasıyla görülüyor.

Türkiye’de HBS’yle ilgili ilk kapsamlı araştırmayı gerçekleştiren Dr. Oğuz Özyaral ve Dr. Yaşar Keskin, "İşyerlerimizde ve konutlarımıza bizi bekleyen tehlikelerin farkına varıp, bunların önlenmesi için gerekli tedbirleri önceden alarak, kalitesi yüksek, verimli bir işgücünün sağlanması ve sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum haline gelmek hepimizin dileğidir" diyor.
HBS nedir?
Modern çağın yeni hastalığı olarak tanımlanan HBS, binaların hastalanması sonucunda ortaya çıkan rahatsızlıklar anlamına geliyor. HBS’nin, binaların insan sağlığı için zararlı herhangi bir maddeyle sarılması sonucu ortaya çıktığını söyleyen Dr. Oğuz Özyaral, "İçinde yaşadığımız ortamdaki havanın kalitesinin düşmesi ve ortamdaki kirletici faktörlerin sağlığımızı olumsuz etkilemesiyle oluşan hastalıklar zincirine, HBS diyoruz. Bu sorunlar, bünyeden bünyeye farklılık gösteriyor" dedi. HBS’nin ortaya çıkmasında bina karakterinin ve çevresel şartların önemli rol oynadığını da dile getiren Özyaral, "Binada kullanılan malzemenin kaliteli olması gerekiyor. Kimi zaman bina kaliteli olsa bile çevresel şartlar binanın hastalanmasına neden olabiliyor. Ormanlık alan veya deniz kenarına inşa edilen binalarda coğrafi faktörlere uygun malzeme kullanılması gerekiyor" dedi.

HBS’nin baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, alerji, astım, yorgunluk gibi belirtileri olduğunu söyleyen Dr. Yaşar Keskin ise "Bina ortamında herhangi bir hastalık yokmuş gibi gözüküyor, ancak insanlar hastalanıyor. HBS’nin etkisiyle kimi zaman insanların davranışları ve birbirleriyle olan etkileşimleri bile değişiyor" diye konuştu.

Temizlik önemli
Hasta bina sendromunun oluşması için binanın eski, yeni, ahşap veya modern olmasının fark etmediğini belirten Dr. Oğuz Özyaral, toz, küf, rutubet, sigara dumanı, böcekler, birikmiş kağıtlar, spreyler, filtresi temizlenmeyen klimalar, nem ve gürültünün hasta bina sedromunun oluşmasını tetiklediğini belirtiyor. Özyaral, hasta bina sendromundan korunmak için alınacak önlemleri şöyle anlatıyor: "Bilinçsizce yapılan boya, evlerin hastalanmasına yol açabilir. Bunun için boya seçimine dikkat edilmesi gerekiyor. Duvardan duvara döşenen halıların temizliğine özen gösterilmesi gerekiyor. Konutlarda kullandığımız spreylerin, kimyasalların ve temizlik malzemelerinin doğru şekilde depolanması gerekiyor. Kapalı ortam içinde ölen böcekler de havayı kirletiyor bu nedenle evin temizliğine ve rutubetsiz olmasına dikkat edilmeli. Klima filtrelerinin, çamaşır makinesi, buzdolabı gibi beyaz eşyaların da düzenli olarak temizlenmesi gerekiyor" dedi. Ofislerde alınması gereken önlemlere de değinen Özyaral, "Ofis planını bilmemiz gerekiyor. Metrekarede kaç kişinin çalıştığını ve kaç metreküp taze havaya ihtiyaç duyulduğunun hesaplanması gerekiyor. Ofislerdeki havanın belli bir akış içerisinde olması gerekiyor" diye konuştu. Ofislerde kağıt malzeme biriktirmenin de zararlı olduğunu söyleyen Özyaral, basınç, ısı ve nemin doğru ayarlanması gerektiğini de hatırlatıyor.

Neler yapılmalı
Hasta Bina Sendromu’ndan(HBS) korunmak için konut ve ofislerdeki havanın tazeliğinin korunması gerekiyor. Düzenli temizlik yapılması ve deterjan, sprey gibi dezenfektanların kullanım talimatlarına uyulması öneriliyor. Oda içi nemin oranı yüzde 40-60 arasında tutulmasına ve ısının 19-23 derece arasında olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Evin havalandırılması ve klimaların, havalandırma sistemlerinin filtrelerinin temizlenmesi gerekiyor. Konutlarda gereksiz eşya biriktirmemek, toz oluşturan kağıt ve gazeteleri saklamamak, kütüphaneleri yatak odalarına yerleştirmemek gerekiyor. Ayrıca konut ve ofis içerisinde kullanım alanlarını genişletmek gerekiyor.

Bina amacına uygun kullanılmalı
Binanın sağlığının onun yapı özelliği kadar amacına uygun olarak kullanılıp, kullanılmadığına bağlı. İkamet amacıyla inşa edilen herhangi bir binanın ofis, klinik, depo, arşiv, dersane, ardiye gibi amaçlarla kullanımı, binanın doğasına aykırı düşüyor. Çünkü inşa amacının dışında kullanılan binalarda sorunlar artıyor. Yapım amacına uygun kullanılan binalara göre daha çabuk yıpranıyor ve hastalanabiliyor.

Minumum eşya maksimum alan
Konutlarda biliçli davranılması gerektiğini vurgulayan Oğuz Özyaral, "Konutlarda herşeyin saklanmaması gerekiyor. Ne kadar çok şey saklarsak bizim için o kadar zararlı. Çünkü sakladığımız ne olursa olsun belli bir zaman sonra rutubetleniyor ve evdeki havanın kalitesini düşürüyor. Bu nedenle konutlarda az eşya kullanılmalı ve yeterince kullanım alanı açılmalı" dedi.

Binaların korunma yöntemleri
Kapalı ortamlarda sıcaklık 19-23 dereceler arasında tutulmalı.

Havadaki nem oranı yüzde 40 ile yüzde 70 arasında olmalı.

İç ortam atmosferi için gereken toplam taze havanın saatte ortalama 4-6 kez değişimi sağlanmalı.

Bir çalışma ortamındaki gürültü faktörü için tavan limiti olan 46 dBA aşılmamalı.

Genel bir çalışma ortamı için ışıklandırma 500 lüks olmalı.

Belirli aralıklarla ortam havasındaki mikrobiyolojik seviyenin tespit edilmesine dikkat edilmeli.

Büyük yapraklı bitki yetiştirmek gerekiyor
Konutlarında çiçek yetiştirenlerin, topraklarda mikroorganizma ve böcek gelişimini engelleyen ürünlerden alması gerektiğini söyleyen Dr. Oğuz Özyaral, "Konut içerisinde her bitkiyi yetiştirmek doğru değil. Ancak büyük yapraklı bitkiler kükürt, karbonmonoksit ve karbondioksiti çekerek hastalanmayı engelliyor" dedi.

HBS’yi tetikleyen faktörler
Hasta bina sendromunu tetikleyen faktörler hava kaynaklı kirleticiler, havalandırmayı sağlayan iklimleyici sistemler, solunan havanın kalitesi-sıcak hava konforu ve ortamda yaşanılan stres olmak üzere dört ana grupta inceleniyor. Bu dört faktörden herhangi biri binanın hastalanmasına neden olabiliyor.
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.