Haberler

İda'nın Su Havzalarının Yeni Tanrıları

Tarih: 27 Ağustos 2007 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Türkel Minibaş
Bilmem farkında mısınız? Yabancılara taşınmaz satışıyla ilgili yasa yeniden düzenleniyor!..

Yeni düzenleme "memleket toprakları yabancılara gidiyor" diyenleri rahatlatacak gibi gözükse de... Yabancılara her ilin ekonomik ve stratejik önemine göre taşınmaz edinme izni verdiğinden, düşündürücü!

Ne de olsa taşınmaz dediğiniz evden fabrikaya, barajdan madene kadar çok geniş bir alan. Dahası Türkiye'nin her ili, yaşayanlarının farkında olmadığı kadar coğrafi ve kültürel zenginlikte. Dolayısıyla, ekonomik ve stratejik önemi yüksek!

Susuz İstanbul pek farkında değil ama Ege'nin insanı, yabancılara taşınmaz satışı ve benzeri yasa değişikliklerine endişeyle bakıyor. Çünkü :

Maden firmaları su alanlarında maden arayıp, dağları düz ettikçe !..

Sahilleri maden cüruflarıyla doldurdukça!..

Zeytinlikler kondu-villa sitelerine dönüştükçe!..

Madencilerin kamyonları Edremit-Havran-Bergama-İzmir hattını yarış pistine döndürdükçe!..

Flamingoların, leyleklerin gelmez olduğunun; farelerin, yılanların arttığının; arıların azaldığının farkındalar.

Ege'nin zeytinden dalları yeri öpen zeytinlikleri giderek kuruyor. Her dönemde dünyaya doğal zenginlikleriyle damgasını vuran Ege çölleşiyor!

Egeliler endişeli ama kimin umurunda?..

Umurlarında değil, çünkü bazıları için önemli olan, Bergama-Ovacık'daki, Uşak-Kışladağ'daki siyanürlü altın madeni tesislerinin daha hızlı ve daha yüksek kâr etmesi. Kaz Dağları'ndaki damarların bir an önce açılması. Yakın beldelerde toprak rantlarının yükselmesi. İnşaat fiyatlarının artması!

Oysa maden dediğiniz, ülke kalkınmasının en temel kaynaklarından biri. Tencereden çamaşır makinesine, tarladaki traktörden yoldaki graydere kadar üretimin temel girdisi. Üretimin ülkenin kendi madenleriyle yapılabilmesi de maden arama ihalelerinin açılmasına ve işletilmesine bağlı.

Altın üretiminin böyle bir işlevi yok ama!.. Altın tek başına çıkmadığı ve uranyum, bakır gibi başka madenlerle birlikte çıktığı için, maden firmaları için altın yatakları çok önemli. Cominco, Tuprag, Eldorado gibi maden devlerinin son 10 yılda Türkiye'yi mesken edinmesi, Danıştay'ın kapatma kararlarına rağmen kazmaya devam etmeleri de zaten bu nedenle değil mi?.

Bilmem hatırlar mısınız? İki yıl önceydi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, AKP'nin muhalefetteyken karşı çıktığı, iktidara gelince mimarlığını yaptığı 3213 Sayılı Maden Yasası'na dayanarak 3.344 maden sahası için ihale açmıştı. 9 Temmuz 2005 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan duyurudan sonra madenlerin koordinat dokümanları ve maden alanlarını içeren ihale listeleri yayımlanmaya başlamıştı.

Şimdi yıl 2007. Maden şirketleri bu koordinatlara göre Edremit Körfezi'ni global mantıkla kazıyor. Hem de su alanı, tarım alanı demeden!.. Çünkü Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği: Maden şirketlerinin su havzaları, tarım, orman, yaban hayatı koruma ve mera alanlarındaki arama ve işletme çalışmalarını siyasi otoriteye bırakmakta!

Siyasi otorite de su havzası, doğal ve kültürel sit alanı demeden maden işletmelerine çalışma iznini veri veriyor.

Küresel ısınma kuraklığa bahane değil
Yetkililer küresel ısınma bahanesini kullansa da bugün Ege'de yaşanan kuraklığın temel sebebi Egelilere göre küresel ısınma değil. Yeraltı sularının verimli kullanılmaması ve maden arama adına su havzalarını besleyen kanalların kurutulması!..

En somut örnek ise Bergama'dan. Bergama'nın Ovacık, Çamköy arazilerinde yeraltı su seviyesi:

* 1990'lı yıllarda 60 metredeyken, 2000'li yıllarda 100 metreye indi. Altın madeninin işlemeye başlaması ile 120-160 metre derine düştü!..

* Sıcak havalarda su havuzlarında su seviyesi buharlaşma nedeniyle düştüğünden kuyu ve dere sularının kullanıma sokulması yeraltı su tablasının azalmasına ve suyun tuzluluk seviyesinin yükselmesine neden olmakta!..

* Su kimyasında yapılan araştırmalar nitrit, nitrat, arsenik, kükürt ve tuz bileşenlerinin giderek arttığını göstermekte!

Yılların maden mühendisi Hasan Gökvardar 'ın Dikili Belediyesi'nin gazetesinde çıkan yazısını okuduysanız: Yılda 300 bin ton cevher için projelendirilen Ovacık altın madeninin yıllık su ihtiyacı 350 bin ton civarında. İhtiyacın bir kısmı araziden ve kuyulardan pompayla çekilerek karşılanmaya çalışılmakta. 300 bin tonu da barajdan karşılanmakta.

Anlaşılan, bir ton cevher için bir tondan fazla su gerekmekte!

1 ton altın içeren cevheri açığa çıkarmak için ise:

* En az 10-15 ton cevher dışı yani içinde altın bulunmayan yan kayaç hafriyatı;

* Hafriyatın tozunu bastırmak için de günde en az 10 tanker yani günde 100 ton, yılda 300 bin ton su gerekiyormuş!

Bu durumda sadece Ovacık'taki altın madeninin 650 bin ton ham su, havuzdan da 300 bin ton suya ihtiyacı var. Bu da yılda 3 ton altın elde eden bir tesis ve işletme için en az 1 milyon ton su gerektiğini göstermekte!.

Şimdi gelin de yabancılara taşınmaz satışındaki düzenlenmeden endişelenmeyin, mümkün mü?

30 Ağustos Zafer Bayramı herkese kutlu olsun.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.