Haberler

Güvenlikli kentler

Tarih: 28 Ağustos 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Yaşar Seyman
"Kent ve Güvenlik" günümüzde birbirini yoğun olarak duyumsatan iki kavram. Bu iki kavram öyle yaşamsal ki, insanlar artık kentleri güvenlik durumlarıyla birlikte düşünüyor... Ve o kentlerde yaşam, tatil, sanatsal etkinlikler güvenlik kavramını da çağrıştırıyor.

"Kentler de yitiyor insanlar gibi" Şimdi düşünüyorumda sevdam Altındağ'ın o ışıltılı tepelerine istediğim saatlerde gidemiyorum. Oysa bir akşam, o ışıklı tepelerde özlem tüketmek, gecenin bir saatinde yalnız başıma Beyoğlu, İstiklal Caddesi'nde insan kalabalığına karışmamak ne acı...

Ağustos sıcağında bana bu kentlerin sadece gündüzlerini bırakan güvenliği düşünüyorum da geceleri elimden alınmış bir yoksunluk içinde buluyorum kendimi. Avrupa Konseyi tarafından 1992 yılında onaylanan ve duyurulan Avrupa Kentsel Şar-tı'nda "Avrupa'da yaşayan kent sakinleri; mümkün olduğunca suç, şiddet ve yasa dışı olaylardan arındırılmış emin ve güvenli bir kentte yaşama hakkına sahiptir" diyor. Türkiye, Avrupa ailesinin bir üyesi olacaksa; kentsel yaşam konusunda da aynı duyarlığı göstermeli. Kentlerin doğuş öyküsünde bir araya toplanma ve güvenliği sağlama temel güdüydü. Tarih boyu insanlar kendini kentlerde daha güvenli duyumsadı.

Modern çağda suç oranının artması ile kent güvenliği gündeme geldi. Kentler eskisi gibi değil çok büyüdü güvenliği sağlamak zorlaştı. Kentlerde suç oranları arttı. Son yıllarda varoşlardaki kent yoksullarının artmasıyla, yoksulluk, yoksulluğa bağlı suç oranı da arttı. Kent güvenliği sorununa sadece suç ve şiddet penceresinden bakmak doğru olmaz. Kentsel yaşamın güvenlikli olması için kentli insanlar ve toplumsal kesimler kent kültürüne sahip olmalı. Ancak kent kültürü bir kentte yaşayan insanların sahip olmaları gereken çağdaş sosyal refah düzeyine ulaşmış ya da ulaştırılmış olmasıyla ilgilidir. Çünkü kentte yaşayanlar kent yaşamının çağdaş ilişkilerinden kendine bir pay verilmesini ister.

İnsanlar kentte olması gereken sosyal refahtan adil olarak en az insan olmanın gerektirdiği ölçüde pay alamıyorsa; kendini kent yaşamında dışlanmış duyumsar. Doğal olarak sosyal refahtan insan olmanın gerektirdiği payı almak için çaba gösterir, mücadele eder, hırçınlaşır, dışlanmışlık duygularını gidermek için kentte yaşamak adına kentin normal düzeni ile çatışmaya başlar. Kendisi için hak gördüğü payı almak için elinden geleni yapar. Arka sokakların intikamı kent dışına itilmiş mahallelerde filizlenir. Kent ve yasalar yeniden yazılır...

Fiziki anlamda güvenlikli siteler yetmez. Güvenlikli olan siteler değil kent yaşamıdır. Siteler dışında yaşayanlar refah içinde değilse; kentlerde güvenlik sağlanamaz. Güvenlik elbette birey ve kurumların yasadışlıklara, uygarlık dışı davranışlara karşı tedbirli olması ise de asıl güvenlik kentte yaşayan birey ve kurumların kentin her alanında ve zaman diliminde güvenlik içinde olduğunu bilmeleridir. "Seni, güvenlikli kentte bıraktım, gözüm arkada kalır mı?" Merkezi yönetim hızla kentsel yerleşim alanlarını, alt yapıyı, eğitimsizliği, işsizliği çağdaş projelerle çözmeli...

Kent ve güvenlik sözcükleri kentte yaşayanlara 'Güvenlikli siteleri' değil kentin her köşesinde güven içinde yaşamı anlatabilmeli.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.