Haberler

Müze eliyle lahit kıyımı

Tarih: 3 Eylül 2007 Kaynak: Milliyet Yazan: Ömer Erbil
Ilıca ile Çeşme arasında yer alan Kalemburnu yarımadası, antikçağda Ionya bölgesinin en önemli yerleşmelerinden biriydi.

Daha önceki kazılarda Kalemburnu yarımadası üzerinde çok sayıda geometrik, arkaik ve klasik döneme, yani milattan önce 8-4. yüzyıllara ait çanak çömlek parçaları bulundu.

Hatta Myken dönemine ait (milattan önce 14-12. yüzyıllar) seramiğin de bulunduğu yine yabancı bilim adamları tarafından da sözlü olarak ifade edildi.

Bu önemli kent Altın Yunus Oteli ve sonrasında yapılan Altın Evler sitesiyle önemli ölçüde tahrip edildi.

Arkeolog 2 gün yok!
Antik kent tahrip olmasına rağmen son dönemde inşaat hafriyatlarında kentle ilgili önemli veriler ortaya çıktı. En son bir otel inşaatı için yapılan müracaat sonucunda Çeşme Müzesi burada sondaj kazılarına başladı.

Kazılarda milattan önce 6. yüzyıla ait önemli toprak lahitlere rastlandı. Lahitlerin parçalandığı ihbarı üzerine Milliyet İzmir'e giderek olayı yerinde inceledi. Kazı alanında yaklaşık 10 işçi çalışıyordu. Müze görevlisi arkeolog ise yoktu. İşçiler arkeoloğun iki gün boyunca gelmeyeceğini söyledi. Toprak lahitler ise ihbarda anlatıldığı gibi tahrip edilmişti. Eşsiz eserler kırılmış ve işçilerin bilinçsiz ellerine bırakılmıştı. Oysa Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü'nün Kazı ve Sondaj Yönetmeliği, arkeolog olmadan kesinlikle kazı yapılamayacağı yönündeydi.

'Yeterli personel yok'
Çeşme Müzesi yetkilileri, lahitlerin defineciler tarafından 40 yıl önce kırılmış olduğunu savunarak, yeterli personel olmadığı için kazıya sürekli arkeolog gönderilemediğini belirtti.

Ancak müzedeki toprak lahitlerin içler acısı hali, müze yetkililerini doğrulamıyordu. Lahitler yol üzerine ve duvar kenarlarına atılmış, hiçbir onarıma tabi tutulmamıştı. Kırılmış lahitler açıkta, doğanın acımasız koşullarına terk edilmişti. Yani bu eşsiz lahitler müzede de korunmuyordu.

İnşaatların yolu açıldı
Lahitlerin çıkarıldığı Boyalık mevkiinde daha önceki inşaat hafriyat çalışmaları sırasında da lahitlere rastlanmış, ancak İzmir 1 No.lu Koruma Kurulu inşaatlara izin vermişti. Tarihi kalıntılara rastlanmasına rağmen, 1. derecede arkeolojik sit alanı olması gereken Boyalık mevkii, 3. derece arkeolojik sit alanı olarak bırakıldı. Böylece bölgede çok sayıda otel ve ev inşaatının yolu açılmış oldu. Oysa 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 6. maddesine göre nekropol alanları (mezarlık), korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları. Bu durumda arkeolojik kazı yapılan alanın, bilimsel kazılara devam edilerek korunması gerekiyor. Yeni bulunan lahitlerden sonra Koruma Kurulu'nun vereceği karar merakla bekleniyor.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.