Haberler

Bereketli Topraklar;Taş ve Barış: Gelveri

Tarih: 31 Ağustos 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Ersoy Soydan
Gelveri'nin sokaklarında dolaşırken zaman tünelinde yolculuk yapıyormuş gibi bir duyguya kapılmak mümkün. Sokaklar, evler geçmişin tüm izleri geçen yüzyılın başında olduğu gibi duruyor...

Bu hafta Kapadokya'nın en güzel köşelerinden .birine, Gelveri'ye gidiyoruz. Gelveri, muazzam taş konakları, kayalara oyulmuş kilise ve manastırları ve güleryüzlü insanlarıyla çok etkileyici bir atmosfere sahip. Burada hem gezip, görülecek çok yer var, hem de tarihle iç içe tatil yapma imkânı. Farklı bir ortam arayanlar için birebir. 20.yüzyıl başında Aksaray çevresindeki en kalabalık Rum kasabası olan Gelveri'de 250 Türk ve 3500 Türkçe konuşan Rum yaşıyormuş.

Mübadeleyle gönderilen Rumların yerine Yunanistan'ın Kozan ve Kastorya yöresinden gelen Türkler yerleştirilmiş. Gelverililer Yunanistan'da Kavala yakınlarında Nea Kalvari adında bir yerleşim kurmuşlar. Antik dönemde Karballa olan kasabanın adı Osmanlı döneminde Gelveri olarak anılmaya başlanmış. 1965 yılında adı Güzelyurt olarak değiştirilmiş, ancak halk Gelveri adını kullanmaya devam ediyor.

Ağlayarak Uğurlandılar
Yüzlerce yıldır bir arada yaşayan komşuları yerinden, yurdundan eden mübadele büyük bir dramdı kuşkusuz. Anadolu halklarının "sözde değil, özde kardeş" olduğunu, din ve ırk gibi ayrımları umursamadığını ve hatta komşularının gidişini kabullenemediğini mübadele anılarından da anlamak mümkün. Gelve-rili Politeseni Katrancis mübadele günlerini şöyle anlatır: "Yayla zamanı idi, mayıs ya da haziran ayı. Gel-veri'den Ihlara'dan ya da Aksaray'dan Hasan Da-ğı'nın yamaçlarına sürüleriyle göç eden Müslüman komşularımız bize ağlayarak el sallıyorlardı. Hakkınızı helal edin, dediler. (...) Komşularımız arkamız

dan su attılar. Tekrar geri gelelim diye." (Dursun Özdenle röportajından) Ne karşı kıyıya göç edenler, ne de buraya gelenler komşularını, vatanlarını ve bir arada yaşamanın değerini unutmamış. Araya giren denizler, dağlar buna engel olmamış, atalarının bıraktığı evleri, kiliseleri ziyaret etmeyi sürdürmüşler, Gelveriler de gelenlere sevgiyle kucak açmış her zaman. Anadolu'nun ortasında barış ve kardeşliğin ne demek olduğunu herkese göstermişler. Üç yıldır iki kıyıyı bir araya getiren ama medyaya hiç yansımayan bir festival düzenleniyor Gelveri'de. Güzelyurt (Gelveri) Belediyesi tarafından düzenlenen Türk-Yunan Dosduk Kültür ve Turizm Festivali bu yıl bugün ve yarın gerçekleşecek. Umarım Gelverilerin bu çabası herkese örnek olur.

Gelveri'nin sokaklarında dolaşırken zaman tünelinde yolculuk yapıyormuş gibi bir duyguya kapılmak mümkün. Sokaklar, evler geçmişin tüm izleri geçen yüzyılın başında olduğu gibi duruyor. Özellikle Yukarı Mahalle'de bazısı onarılarak turizme açılmış çok sayıda konak var, dükkânların yer aldığı çarşı ve resmi binalar da burada toplanmış. Yukarı Mahalle'de benzeri pek görülmeyen kayalara oyulmuş bir cami de var.

Elliye Yakın Kilise ve Manastır
Aşağı Mahalle'de de yarısı kayalara oyulmuş, yarısı da duvarlarla oluşturulmuş konutlarla ve Kilise Camisi var. Kilise Camisi (Hagios Gregorios Theologos Kilisesi) Gelveri'nin en görkemli yapısıdır. Yapının ilk olarak Kapadokya'da Hıristiyanlığın yayılmasında büyük rol oynayan ve bu nedenle kilise babalarından biri olarak görülen Nazianzoslu (Bekarsultan) Aziz Gregorios'un anısına 5.yy'da inşa edildiği sanılır. Ancak günümüze ulaşan yapı yeni sayılır, 1896 yılında eski yapının yerinde temelden kesme taştan ve kubbeli olarak inşa edilmiştir.

Nüfus mübadelesinde kilisede korunan Aziz Gregorios'un kemikleri de Yunanistan'a götürülmüş. Şimdi Nea Kalvari'de kurulan kültür merkezinde Gel-veri'den götürülen diğer eşyalarla birlikte sergileni-yormuş. Camiye çevrilen yapının ahşap ambonu (vaaz kürsüsü) yerinde duruyor, ikonostasinin bir bölümü minber olarak kullanılıyor, duvarlarını süsleyen fresklerin üstüyse badanayla örtülmüş.

Caminin avlusunda 20 basamaklı bir merdivenle inilen ve Ortodokslarca kutsal kabul edilen su kaynağı (ayazma) vardır. Ayazmanın suyunun böbrek ve cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenir. Bu civardaki bir başka önemli yapı da Sivişli Kilisedir. Apsisi kayalara oyulmuş ve diğer kısmı taştan inşa edilmiş kilisenin kubbesinin içinde İsa ve havarilerinin betimleri, duvarlarında da freskler görülür.

Aşağı Mahalle'den başlayıp, ilçe merkezinin dışına doğru 4-5 kilometre boyunca süren vadi ise Manastır Vadisi olarak adlandırılır. Burada da Kapadokya'nın diğer yerlerinde olduğu gibi kayalara oyulmuş kilise ve manastırlar bulunmaktadır. Manastır Vadisi'ne giriş biletlidir, ancak kasabanın içinden, örneğin Kilise Camisi'ne inen sokaktan vadiye girerseniz, biletçi sizi görmez bile. Vadideki bazı kiliselerin duvarları fresklerle süslüdür, bazılarının da dış cephesi yontularak şekil verilmiştir. Manastır vadisindeki 50 civarında kilise arasında Kızıl Kilise, Fırınlı Kilise, Ahmatlı Kilise, Kömürlü Kilise, Kalburlu Kilise ve Koç Kilisesi görülmeye değerdir. Freskleri en iyi durumda olan yapı ise Çömlekçi Kilise'dir.

Güzelyurt yakınlarındaki bir kayalığın üzerinde de halk arasında Yüksek Kilise olarak bilinen Hagios Mamas Manastırı vardır. Manastır eski çağlardan beri yerleşimin olduğu anlaşılan bir tepenin üstüne 1894 yılında inşa edilmiş. Dikdörtgen planlı bir bina ve kubbeli bir kiliseden oluşan manastır 1989 yılında restore edilmiş.

Dünya Mirası Bir Yapı
Gelveri çevresinde görülmeye değer bir başka yapı da Sivrihisar Köyü yakınlarındaki Kızıl Kilisedir. Kırsal alandaki kilise bozkırın ortasında tek başına durmaktadır. Kızıl Kilise adını, yapımında kullanılan koyu kırmızı trakit taşlarından almıştır, 7.yüzyıla tarihlenen kilise, Kapadokya'nın taştan inşa edilmiş ve günümüze en sağlam durumda ulaşmış yapısı olarak kabul edilir. Haç planlı kilisenin kubbesi ayaktadır, ancak haç kollarının üst örtüsü kısmen yıkılmıştır. Kilisenin duvarlarında tanınmaz duruma gelmiş freskler görülür. Ne zaman terk edildiği bilinmez, ancak 2o.yüzyıl başında da terk edilmiş durumda olduğu eski fotoğraflarından anlaşılır. Dünya Anıtlar Fonu, Kızıl Kilise'yi dünya üzerinde en fazla tehlike altında olan ve korunmasına özen gösterilmeyen 100 tarihi eser arasında göstermişti. Neyse ki çok yakında restorasyon başlayacak ve kilise yıkılmaktan kurtulacak.

Herkes için Kutsal
Bence buralara kadar gelmişken görülmesi gereken bir başka yerde Aksaray'ın Gökçe (Mamasın) köyüdür. Bu köyde kayalara oyulmuş Bizans kiliseleri dışında ilgi çekici bir mekân daha vardır: Mamas Baba Türbesi. Bu topraklarda yaşayan insanları birbirine bağlayan ortak değerlerden biri daha. Türbe, cuma günleri Müslümanların cami gibi ibadet ettiği, pazar günleriyse Hıristiyanların bir kilise gibi ibadet ettiği kutsal mekândır. Aslında kayaya oyulmuş haç planlı bir kilise olan yapının içinde Hıristiyanların "Aziz Mamas", Müslümanların "Pir Şammas Baba" olarak adlandırdığı ermişin mezarı vardır. Ruhsal ya da bedensel hastalıkları olan insanlar burada yatıp kalkarak şifa bulmayı ummaktadır. Hıristiyan inanışına göre Mamas Baba'nın öyküsü şöyledir: "Romalıların baskısından dağlara kaçan 12-13 yaşlarında bir çocuk yiyecek bir şey bulamayınca yanına gelen bir geyik akşamları çocuğa süt verir. Romalılar çocuğu yakalayıp hapse atar. Çocuk 'mama, mama' diye bağırınca adı Mamas kalır." Müslümanlara göre ise Mamas, yani Pir Şammas Baba gündüzleri çocuklara ders veren, geceleri ise ibadet eden bir ermiştir.

Nasıl gidilir?
Aksaray'a 45 km uzaklıktaki Gelveri'ye ulaşmak için önce Ankara- Adana yolu üzerindeki Ağaçlı tesislerinin yanından Nevşehir yoluna girilir. 10 km sonra Güzelyurt (Gelveri) ve Ihlara yol ayrımından sağa dönülür, yaklaşık yarım saat sonra Gelveri'ye ulaşılır. Ayrıca Aksaray otogarından da ilçeye düzenli otobüs seferleri bulunmaktadır. Gelveri'de konaklayacak bir çok otel ve pansiyon da bulunuyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.