Haberler

Salı Pazarı'na Kurul Üyelerinin Değişmesiyle Gelen Onay

Tarih: 28 Eylül 2007 Yazan: Zeynep Güney

Fotoğraf: Murat Öztürk

İstanbul'un ünlü semt pazarlarından Salı Pazarı'nın yerine yapılacak, ihalesini Taş Yapı ve Emrullah Turanlı'nın kurduğu Salı Pazarı isimli şirketin kazandığı, tasarımını Hakan Kıran'ın hazırladığı proje, Kongre Vadisi Projesi'nde olduğu gibi, 18 Temmuz 2007 Çarşamba günü Koruma Kurulu'ndan geçerek onaylandı. 1/5000'lik, 1/1000'lik planların ve projelerin bir arada sunulup onaylandığı kurul kararı hakkında Mimarlar Odası Anadolu Yakası Şube Başkanı Arif Atılgan'la görüştük. Proje hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz Arif Atılgan, her şeyden önce projeyi, dolayısıyla mimarı ya da mimariyi eleştirmediğini söyledi ve ekledi: "Mimarı, projeyi veya müteahhidi eleştirecek olursak, oraya öyle bir projenin yapılmasını kabul etmiş ve yapılacak projenin nasıl olabileceğini tartışmaya başlamış oluruz. Oysa biz oraya o tür bir proje yapılmaması gerektiğini savunuyoruz."

Kuşdili Çayırı'nın bugüne kadar geçirdiği süreci anlatan Arif Atılgan, 1981 yılında Doğal Sit Alanı olarak tescil edilen bölgenin aynı zamanda Tarihsel Sit Alanı olarak da değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor:

"Eskiden bu çayırda kuşbazlar, üzeri örtülü kafeslerdeki saka, iskete, florya kuşlarına Kurbağalıdere'deki kurbağaların sesini dinleterek, onların kanarya gibi 'makara çekmesini' sağlarlardı. Bu olaydan dolayı, bölgeye kuşlara dil öğretilen çayır anlamında 'Kuş Dili' adı verildi.

1900'lü yılların başlarında ise Kadıköylüler buradaki dere kenarında 'piyasa' yaparken, diğer taraflarda piknik, panayır gibi etkinliklerde bulunurlardı. Daha sonra uzun yıllar Bayram Yeri olarak da kullanılan bu çayırda, Fenerbahçe Spor Kulübü Lokali, Hamdi'nin Gazinosu, Tramvay Deposu olarak bilinen hangarda Kuşdili Sineması gibi önemli sosyal tesisler vardı.

Kadıköy için çok önemli tarihi anıları olan bu alanı, günümüzde hiç kimsenin koruluk ve çayırlık olarak hatırlamaması üzüntü verici.

1981 yılında bu alan, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 'Eski Kuşdili Çayırı' Doğal Sit alanı olarak tescil edildi. 1994 yılında Kadıköy Merkez Planı olarak bilinen 1/5000 ölçekli Nazım Plan'da ise açık otopark, pazar yeri ve kentsel hizmet alanı olarak gösterildi.

2002 yılında 2 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bu alanla ilgili 'Kuşdili Çayırı ve Çevresi Projesi' adı ile bir düzenleme projesi getirildi. Bu proje meydan düzenleme projesiydi. O zaman bu proje beğenilmişti ancak kurul, 1994 yılında düzenlenen 1/5000 ölçekli planın projeye uydurulmasını istedi.

10 Ekim 2006 tarihinde bu plan ve aynı düzenleme projesi, 5 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na İBB tarafından tekrar getirildi. O tarihlerde benim de gözlemci üye olarak toplantılarına katıldığım 5 No'lu Kurul, 1/1000'lik Koruma Amaçlı Plan hazırlanmadığı için, 1/5000'lik plan içinde Kuşdili Çayırı'nın çerçeveye alınarak korunacak bölge olarak gösterildiği bu plana rapor yazmadı.

13 Nisan 2007 tarihinde konu ilgili kurula tekrar geldi, kurul burası için daha önce alınmış olan SİT alanı kararının devamına ve eski planlarda yerleri belirlenen ağaçların tekrar eski yerlerine dikilmesine karar verdi.



13 Haziran'da ise Hakan Kıran'ın hazırladığı proje kurula sunuldu ancak oldukça tartışmalı geçen toplantıda herhangi bir karara varılamadı.

O toplantıdan bir süre sonra kurul müdürü değişti, zaten iki ay kadar öncesinde de bir kurul üyesi değiştirilmişti. 18 Temmuz'da bilinen Alışveriş Merkezi Projesi'ni kapsayan 'koruma amaçlı uygulama planı' tekrar kurula geldi. 1/5000, 1/1000 planlar 688 sayılı kararla, proje ise 689 sayılı kararla aynı toplantıda kabul edildi. Böylece Sit Alanı kararı kaldırılmadan, bu proje adeta koruma amaçlı uygulama projesi olarak kabul edildi.

Merak ettiğim şey şu; bu proje gerçekleştirilip, o yapı bütün alanı kapladığında o bölge nasıl korunmuş olacak? Proje, kapladığı 12.000 m2 alanla meydanın tamamını doldururken çayır ve koruluk vasfı nasıl korunabilecek? 13 Nisan'daki toplantıda bu alanın ağaçlandırılması kararı alınmışken o toplantıdan sadece 3 ay sonra ağaçlandırma planı bir kenara bırakılıp buraya böyle bir yapının yapılması nasıl kabul edilebilir?

Üstelik kurul toplantısından 1/1000 ve 1/5000'lik planlar ile projeler bir kerede geçti. Gerçi kararı bölmüşler, projeyi 689 sayılı kararla, 1/1000 ve 1/5000'lik planları ise 688 sayılı kararla kabul ediyorlar ama yine de yanlış; önce 1/5000'lik planların onaylanması daha sonra başka bir toplantıda 1/1000'lik planların görüşülmesi gerekir. Sonrasında da 1/1000'lik planlara uygun yapılan proje getirilir ve kurulda görüşülür. Bunların bir sırası olmalı, aynı toplantıda hepsinin birden kabul edilmesi yanlış.

Dikkat çeken diğer bir nokta; kurulun bu 3 ay içerisinde değişen yapısı. Değişimle birlikte, kurulun içinde İBB ağırlıklı üyeler çoğaldı. Yönetmeliğin ilgili maddesi bu konuda 'gündemdeki konu ile kişisel ve birinci derece hısımları açısından ilişkisi veya çıkarı olan üye, bu konunun değerlendirilmesi sırasında koruma kurulunun toplantısına katılamaz ve oy kullanamaz' demektedir. Bu maddeyi açarsak, bu cümlede 'kişisel ilişki', 'kişisel çıkar', 'birinci derece hısımları açısından ilişki', 'birinci derece hısımları açısından çıkar' vurgulanmaktadır. Burada İBB ağırlıklı üyeler 'kişisel ilişki' tanımına uymakta değil midirler? Zira Büyükşehir Belediyesi'nin kendi hazırladığı planı getirip, yine kendi üyelerine onaylatması söz konusu.

Sonuçta o kurul üyeleri de o projeyi kabul etmek durumunda kalıyorlardır. Bu durum kesinlikle kuruldaki üyelerin kişiliğiyle ilgili bir durum değil. Kurumsal kimlik olarak böyle davranmak zorunda kalıyorlardır diye düşünüyorum. Sonuçta bir kurul üyesi olarak oraya layık görüldüklerine göre hepsi değerli insanlardır, fakat kurgu ve sistem yanlış. Kamu projelerinin hemen hepsinin zaten Büyükşehir Belediyesi'nin projeleri olduğu düşünülünce kurula gelen projelerin tartışılmasına gerek kalmayacağı, gelen her projenin kuruldan, belediyesinin isteğiyle geçeceği belli değil midir? Aslında İBB de bu sebepten zor durumda kalmaktadır. Biz Mimarlar Odası olarak buna itiraz ediyoruz.

Bu arada, kurulun 13 Haziran 2007 ve 18 Temmuz 2007 toplantılarına Kadıköy Belediyesi'nden bir yetkilinin katılmadığına da dikkat çekmek isterim. 13 Haziran toplantısı kurulda 4'e 4 ,18 Temmuz toplantısı ise 5'e 3 oylandı. Yani Haziran'daki toplantıya Kadıköy Belediyesi katılsa oylamayı değiştirebilirdi.



Şu anda orası betonla örtülü ama sonuçta 'alan' vasfını kaybetmemiş bir bölge. O betonu kırarsanız tekrar orayı çayırlık ve koruluk haline getirebilirsiniz ve tarihi kimliğine de kavuşturmuş olursunuz. Ayrıca Kadıköy'ün göbeğinde bir vaha yaratmış olursunuz. Ama o binayı yaptığınız zaman artık orası 'alan' vasfını kaybeder ve geri dönüşü olmaz. Tabii ki şu andaki durumu da hoş değil, bu yüzden o alanın eski haline getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Pazar yerleri bizim geleneğimizde önemli bir yeri olan sosyal bir olgu ve insanlarımız için bir ihtiyaç ,ancak pazar yerlerinin daha düzgün ve sağlıklı bir şekle sokulması gerekir. Bu alan çayır ve koruluk haline getirildiğinde, bir köşesinde planlı bir şekilde pazar yine kurulabilir.

Salı Pazarı için tarihi deniyor oysa 20 - 25 senelik bir mazisi vardır. Salı Pazarı eskiden Yeldeğirmeni'nde ara sokaklarda kurulurdu, bugünkü yerine 80'li yıllarda taşındı. Bu proje yapılırken de, muhtemelen pazarcılar yine sokak aralarına sokulacak. Kubbe tamamlandığında da pazarcıların bu kubbenin içine yerleştirileceği söyleniyor ama buna ne biz inanıyoruz ne de pazar esnafı inanıyordur. Muhtemelen burası Kadıköy'ün göbeğinde bir alışveriş merkezi olacak. O pazarı da kaldırıp atamayacakları için, pazarcılara yer olarak cadde ve sokak aralarını göstereceklerdir.

Tabi diğer yandan müthiş bir rant var burada. İlgili Tapu Sicil Müdürlüğü'nden araştırma yapıldığı takdirde bu alanın 2 Şubat 1967 - 456 yevmiye ile İstanbul Belediyesi Emlak İstimlak Müdürlüğü tarafından 'yeşil sahada kaldığından kaydının terkin edildiği' öğrenilecektir. Yani İBB geçtiğimiz yıl üzerinde tapusu olmayan bir mülkü ihaleye çıkarmış oluyor. Şu anda kamuya ait olan alan, bu plan kabul edilirse İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mülkiyetine geçecek. Planları kabul ettirip alanı mülkiyetlerine aldırdıktan sonra bu alanı o müteahhit firmaya verebilecekler.

Biz oda olarak 17 Eylül 2007 Pazartesi günü kurul kararına dava açtık. Planlara da ayrıca itiraz edeceğiz. Sonuçta bu proje kubbede 25.000m2, kulede 1.600 m2, yer altında 86.000 m2 olmak üzere toplam 112.600m2 inşaat alanıyla, Kadıköy'ün göbeğine müthiş bir yoğunluk getirmektedir. Biz buranın tekrar çayırlık ve koruluk haline getirilerek, tarihi değerinin yaşatılması için mücadele ediyoruz.

Ayrıca bir dip not: Bu alanda böyle bir yapı yapılmasını uygun görseydik de proje yarışması yapılmasını önerirdik. Zira kamu projelerinin yarışma ile elde edilmesi gerekmektedir."
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.