Haberler

EXPO 2015 İzmir

Tarih: 16 Ekim 2007 Derleyen: Aslı Canbal Özdemir

1851’de Londra Kristal Palas’ta düzenlenen ilk sergi ile başlayan Dünya Sergisi EXPO, Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) tarafından organize ediliyor. Uluslararası ilişkileri güçlendirmek, kültürel değerleri tanıtarak paylaşmak, düzenlendiği yerin değişimi ve gelişimine destek vermek gibi amaçları olan EXPO’lar, her beş yılda bir farklı bir kentte, farklı bir temayla düzenleniyor, en az 3, en çok 6 ay sürüyor ve yaklaşık 1 milyon 500 bin m²’lik bir alanı kaplıyor. Japonya’nin Aichi kentinde düzenlenen EXPO 2005, 20 milyonun üzerinde kişi tarafından ziyaret edildi.

Pek çok buluşun ilk kez sergilendiği EXPO’lar, Kristal Palas, Eyfel Kulesi gibi o güne ait son tekniklerin kullanıldığı yapıların da inşa edilmesini sağladı.

Türkiye bugüne kadar 1867 Paris, 1939 New York, 1958 Brüksel, 1970 Osaka, 1992 Sevilla, 1998 Lizbon, 2000 Hannover ve 2005 Aichi EXPO’larına katılımda bulundu.

EXPO 2015 İzmir Takvimi
10 Ekim 2004’te Türkiye BIE’ye üye olarak EXPO adaylığı yolunda ilk adımı attı. 23 Kasım 2005 tarihli Resmi Gazete’de İzmir’in EXPO adaylığına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı yayınlandı ve 3 Mayıs 2006 tarinde İzmir’in EXPO 2015 için resmi adaylık başvurusu yapıldı.

EXPO 2015 için temasını “Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar ve Herkes İçin Sağlık” olarak belirleyen İzmir, bugüne kadar BIE’de iki sunum gerçekleştirdi. 15-20 Ekim 2007 ve Şubat 2008’de İzmir’ de düzenlenecek “Sağlık” temalı iki sempozyum, 5-10 Kasım 2007 tarihlerinde BIE Araştırma Heyeti’nin İzmir’de gerçekleştireceği inceleme ziyareti ve 26-27 Kasım’da yapılacak üçüncü adaylık sunumunun ardından, Mart 2008’de BIE Genel Kurulu kapalı oylamayla EXPO 2015’in düzenleneceği kenti belirleyecek.

2015 EXPO için diğer aday ise “Gezegeni Beslemek, Yaşam İçin Enerji” temasıyla İtalya’nın Milano kenti.



EXPO 2015 İzmir ve İnciraltı

EXPO 2015 İzmir için Mayıs 2006’da yapılan resmi adaylık başvurusunun ardından serginin düzenlenmesi için gerekli yaklaşık 1 milyon 500 bin m²’lik alanı belirlemek için yapılan tartışmalar Mart 2007’de İnciraltı bölgesinin belirlenmesine kadar sürdü.

Aralık 2006’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu önerilerinin Urla olduğunu belirten bir açıklama yaptı:
“İnciraltı tamamen özel mülkiyet. Kamulaştırma maliyeti çok yüksek. Ayrıca doğal SİT alanı, askeri alan var, şu var bu var. Nazım İmar Planı’nda da bu durumlar doğal olarak dikkate alındı. Ha, merkezi yönetim der ki ben kamulaştırma bedelini ödeyeceğim, yasal sorunları da ülke meselesi diyerek bir yasa ile ortadan kaldıracağım derse olur. Çiğli’de kamulaştırma sorunu yok, arazilerin çoğu İZSU’nun veya Hazine’nin. Ama burası da Ramsar Sözleşmesi kapsamında ve 1. dereceden Doğal SİT. Bizim önerimiz, Urla Gülbahçe’deki İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü alanı. Biz, EXPO’nun Yarımada’da yapılmasını öneriyoruz. Çünkü en uygun alan orası. Yarımada’nın gelişmesini de tetikleyerek, kentin kalkınmasına katkısı olur. Yarımada, bizim dünyaya pazarlayabileceğimiz 171 bin hektarlık bir alan. Termal, doğal güzellikleri, denizi, koyları, tarih gibi çok sayıda avantajı var. Turizm Bakanlığı Çeşme’de 75 bin yatak kapasiteli turistik tesislerin yapılmasını öngörüyor. EXPO nerede yapılırsa yapılsın ama mutlaka Yarımada’nın gelişimine katkı sağlayacak bir yerde yapılsın diyoruz. Ancak sonuçta karar verecek olan merkezi yönetim; biz de yerelde çözmemiz gereken konuları çözeriz.”

Şubat 2007’de dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün başkanlığında EXPO Yönlendirme Kurulu’nun toplanmasından ve Yürütme Komitesi’nin oluşturulmasının ardından EXPO 2015 İzmir’in yapılacacağı yer olarak İnciraltı belirlendi.

Mart 2007’de konuyla ilgili bir açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yer seçiminde her türlü uzlaşmacı tavrı sergilemek zorunda olduğunu belirten bir açıklama yaptı: “‘Büyükşehir sadece Urla’yı istedi’ konumunda olmak istemiyorum. Ben sadece kentin geleceğini ve EXPO’yu düşünüyorum. Bu çerçevede her türlü uzlaşmacı tavrı sergilemek gibi bir görevim var. Hem hükümet,  hem sivil toplum örgütleri, hem de gayrimenkul sahipleri nezdinde. Şehir adına bunu yapmak zorundayım.

Planlamada herkesin hakkının korunması vardır, herkesin mutlu olması diye bir şey yoktur. Kentin hakkı korunacak, gayrimenkul sahibinin hakkı korunacak, planlama ilkeleri korunacak.

Hem Ankara’da hem de İzmir’deki toplantılarda, EXPO’nun yeri konusundaki görüşlerimi çok net ifade ettim. EXPO, hukuki problemlerin çözülmesi kaydıyla her yerde yapılabilir. Biz, Yarımada’yı tetikleyecek bir yerde yapılmasını istiyoruz. İnciraltı da bu tanıma uyuyor. Göreve geldiğimden bu tarafa İnciraltı’nın planlanmasını savunuyorum. Bu hem İnciraltı’nın hem de İzmir’in kurtuluşu olacaktır. Çünkü oradaki yapılanmalar, işyerleri çığ gibi büyüyor. Ağaçlar ve toprak kalitesi moloz dökülerek hızla tahrip ediliyor. İnciraltı’nın nasıl ve ne kadarının planlanacağı, yoğunluğunun ne olacağı ise tüm kentle birlikte belirlenmeli. Bu yapılırken oradaki toprak sahiplerinin hakları kesinlikle korunmalı. Odalarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, bu konuda kanaat belirtebilecek her kesimin müşterek karar verebileceği bir planlama olmalı. Tekrar ediyorum, İnciraltı’nın kurtuluşu planlamada. Burada kırılma noktası, ‘inşaatta nitelik mi nicelik mi?’ sorusudur. Bir kat fazla inşaat mı, yoksa nitelikli bir coğrafyada nitelikli yapılan işler mi? Arazi sahiplerinin nitelikle daha kazançlı olacağını düşünüyorum. Yoğunluğa endekslenerek bir metrekare fazla yapayım mantığını güttüğünüzde, İnciraltı’nı da Yeşilyurt, Bornova, Karşıyaka’ya benzetiriz. Bunu göre göre böyle bir imar çalışmasına gitmek doğru olmaz.

İnciraltı’nda mülkü olan insanlar, karşı çıkıyorlar. Oysa tam tersine desteklemeleri gerekir. Ben 2,5 senedir uğraşıyorum. Yasal kısıtlamalardan dolayı yol bulamadım ve planlayamadım. EXPO sayesinde bir planlama olabilir. Planmayı biz de yapabiliriz; turizm bölgesi ilan edilmesiyle Turizm Bakanlığı da yapabilir.

Ankara’ya da anlattığımız bir çözümümüz var. Bunu İnciraltı dernek yönetimi ile de paylaştım: Bölgede bizim ağaçlandırdığımız 1.500 dönüm civarında bir yer var. Hemen yanında, ağaçlandırdığımız alana paralel 4.700 dönüm imara açılacak bir arazi daha var. EXPO’ya 1.500 dönüm alan yetiyor. Belediye’nin, planlama yapmak koşuluyla yüzde 40 resen kamu alanları yaratma hakkı var. 4.700’ün yüzde 40’ı 1.880 dönüm yapıyor. EXPO için yeterli bir alan. Kalanına da otel, termal, günübirlik gibi fonksiyonlar yüklenecek. Buna kentli ile birlikte planlama uzmanları karar verecek. Bütün bu arazinin yüzde 40’ını Dudayev Bulvarı’nın üzerinde kullanacağız. Devlet bir kuruş para vermeden, insanların arsaları yok olmadan, belirli bir yoğunluk verilerek sorun çözülecek. Bölgede ayrıca 450 dönüm civarında kamu arazisi var. Belediye’nin, Özel İdare’nin ve Milli Emlak’ın. EXPO için gerekli olan ve 400 bin metrekare kapalı alan inşaat ihtiyacı da böylelikle karşılanacak. İzmir kurtulacak, İnciraltı kurtulacak. Kamulaştırma maliyeti sıfır olacak, mülk sahipleri zarar görmeyecek. Bu mantalite içinde hükümet buradaki yasal düzenlemeleri yapar. Yeter ki itiraz olmasın. Kentin geleceği ve EXPO için asgari müşterekte anlaşılsın.

Eğer mutabakat sağlayamazsak, hangi yasal değişiklik yapılırsa yapılsın yargıda problem çıkabilir. Esas olan sayın Başbakan’ın ve kabinenin bu konudaki yasal düzenleme için irade belirtmeleridir. O irade olmadan bu iş olmaz. İnciraltı’nda mutabakat sağlanmadan planlama ve EXPO’nun yapılması mümkün değildir. İnsanları yok sayarak EXPO olmaz.”

TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın İtirazı
Gelişmeler üzerine TMMOB Şehir Plancıları Odası, 10 Temmuz 2007 tarihinde EXPO 2015 İzmir için yapılan yer seçimine itiraz etti:

“Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yatırım İşletmeler Genel Müdürlüğü’nce, Turizmi Teşvik Kanunu’nun 7. Maddesi gereğince onaylandığı belirtilen 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile ilgili “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde ve Turizm Merkezlerinde İmar Planlarının Hazırlanması ve Onaylanmasına İlişkin Yönetmelik” gereği askıya çıkan plana ilişkin itirazlarımız aşağıdadır.

Plan Başlığı, Kapsamı ve Tekniği
Çevre Düzeni Planı Değişikliği olarak tanımlanan başlık ve kapsam, 3194 sayılı İmar Kanunu ve imar mevzuatına aykırıdır. Değişikliğin getirildiği alanda mevcut bir Çevre Düzeni Planı bulunmadığından, değişiklik adı altında yapılan işlemin bir geçerliliği yoktur. Çevre düzeni ölçeğinde geliştirilen kararların, çevresel bir bütünlük gözetmesi gerekmektedir. Mevzii bir karar getiren söz konusu uygulamanın kabul edilir hiçbir tarafı yoktur.

“Plan değişikliğinin” bir A4 kağıdı üzerine anlaşılması zor bir plan tekniğiyle çizilerek, öncesinde yerel birimlerin katılımı sağlanmadan hazırlanarak İzmir’e bilgi için gönderilmiş olması, plan kararlarının alınış biçimi, yöntemi açısından vahim olduğu kadar, plan yapmaya yetkili bir kamu kurumunun ciddiyetiyle de bağdaşmamaktadır. Ülkemiz için, dünya kültürlerinin buluşması anlamında önemli bir fırsat olacakken, EXPO 2015 adaylığının İnciraltı yer seçim kararıyla olanaksız hale gelmesinden sorumlu otoritelerin varlığı bilinmekle birlikte, EXPO gibi ulusal ve uluslar arası ölçekli bir konunun plan kararları ile uyumu ve bütünleştirilmesi sürecinde ortaya konulan bu tür yanlışlıklar, ülkemizin son 40-45 yıllık planlama birikimleri ve deneyimlerine karşıtlık ve haksızlık oluşturmaktadır.

Plan Kararı
29.03.2007 tarihinde askıya çıkarılan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nce onanan 1/25000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planında “Tarımsal Niteliği Korunacak Alan” şeklindeki plan kararına karşın, bu kararın görmezden gelinerek Çevre Düzeni Planı Değişikliği adı altında “Fuar Alanı” önerisi getirilmesi, farklı ölçekler ve planlar arasındaki bütünlüğün korunması açısından son derecede sakıncalıdır.

Metropol ölçeğinde, “Fuar Alanı” gibi kararların, kentin sahip olduğu imar planlarında öngörülmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Kentin gelişme ve dinamiklerinin planlanması doğal veriler, ekonomik, sosyal ve fiziksel analizler, araştırmalar sonucunda yapılan kestirimler ile sentezler sonucunda geliştirilen arazi kullanım kararları ile mümkün olabilmektedir. Bu arazi kullanım kararlarının yoğunluk ve yer seçim ilişkileri açısından bir kurgusu ve dengesi bulunmaktadır. Noktasal alınmış bir “Fuar Alanı” kararının, kentin var olan kurgu ve dengeleri içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeye kılavuzluk edecek en önemli argüman mevcut planlardır. Kentin nazım imar planına bakıldığında Gaziemir, Buca-Kaynaklar gibi farklı yeni fuar alanı önerileri içerdiği görülmektedir. Henüz oluşumu gerçekleşmemiş bu alternatif seçenekler dışında yeni bir fuar alanı gereksinimine temel oluşturacak bir bilimsel saptama bulunmamaktadır.

Alanda bu plan kararına yönelik bir ön inceleme (jeolojik ve jeoteknik etütler) yapılmamış, gerekli kurum görüşleri alınmamıştır.

Tarım Alanı
İnciraltı’nda “Fuar alanı” olarak tanımlanan alan fiilen tarım alanıdır, tarımsal nitelikli topraklar mevcuttur. Nitekim, İl Tarım Müdürlüğü’nün 20.07.2005 gün ve 1757-7266 sayılı yazısı ile söz konusu alanın “tarım dışı amaçla kullanılması” uygun görülmemiştir. Küresel ısınma tehdidi nedeniyle, sahip olunan doğal kaynakların ve bitki örtüsünün korunması birincil önceliğimiz olmalıdır. “Çevre Düzeni Planı Değişikliği” bu doğrultuda planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına açıkça aykırıdır.

Sit Alanı
2. ve 3. Derece Doğal Sit Alanlarında getirilen “Fuar Alanı” kullanım kararı için, 3386 ve 5226 sayılı yasalarla değişik 2863 sayılı yasa gereğince, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’ndan “uygun görüşü” alınmamıştır.
Yine söz konusu sit alanlarının bir bölümü aynı kurumun 15.02.2007 tarih ve 2084 sayılı kararı ile 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiştir. Bu alan planda gösterilmemiştir.

Plan Notu
“Çevre Düzeni Plan Değişikliği” plan notunda “Ülkemizin EXPO adaylık başvurusunun kabul edilmesi halinde 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun uygun görüşü alınacaktır. Yapılaşma koşulları ve kullanım kararları alt ölçekli planlarda belirlenecektir.” denilmiştir. Bu not, Türkiye’nin kent ve bölge planlama literatürüne kara bir sayfa olarak eklenecektir. Doğal varlığını ve potansiyellerini bugüne kadar koruyabilmiş İzmir’deki ender kentsel açık alanlardan biri olan İnciraltı’na ilişkin bir arazi kullanım kararının, EXPO 2015’in yer seçim kararını alacak BIE delegelerinin zevk ve tercihlerine bırakılmış olması kesinlikle kabul edilemeyecek bir düşünce yaklaşımıdır. Olasılıklara bırakılmış böyle bir plan kararı/notu, bölgenin geleceğine ilişkin kaotik bir durum oluşturacak, İnciraltı üzerine ortaya konulan senaryolar ve spekülasyonlar nedeniyle yöreye ilişkin yaratılan yüksek rant beklentileri nedeniyle EXPO adaylık başvurunun kabul edilmemesi durumunda ortaya çıkacak durumun çözümü güçleşecektir.
Sonuç olarak; yukarıda bahsedilen gerekçelerden dolayı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu plan değişikliğine itiraz ediyoruz.”

Açılan Davalar
TMMOB Şehir Plancıları Odası'nın itirazının ardından EXPO 2015 İzmir için bir yandan çalışmalar hızla devam ederken diğer taraftan İnciraltı’ndaki mülk sahiplerinin açtığı davalar gündeme geldi. Temmuz 2007'de Avukat Mustafa Kemal Turan, İnciraltı Bahçelerarası Tabiatını Güzelleştirme ve Değerlendirme Derneği adına İdare Mahkemesi’nde iki dava açarak, bölgede 300 bin metrekarelik alanı ikinci dereceden birinci dereceye yükselten 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararının iptalini ve Büyükşehir’in Kentsel Bölge Nazım İmar Planı’yla ilgili yürütmenin durdurulmasını talep etti. 

Açılan davalar konu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Eylül 2007'de bir açıklama yaparak açılacak davaların İzmir'in adaylığını engellemeyeceğini belirtti:

“Benim inancım odur ki hem yerel yönetim, hem merkezi hükümet olarak önümüze çıkan her türlü engeli hep birlikte aşmak zorundayız. Dava açılan konu planlanarak halledildiği zaman dava da kendiliğinden düşecektir. El ele verildiği müddetçe EXPO konusunda aşılamayacak sorun yoktur.

Eğer 3 yıl önce planlama yapılabilseydi bugün alanda EXPO'ya destek olacak özel mülkiyete kalacak inşaatlar bitme aşamasına gelirdi. Zaman kaybedildi. İnciraltı'nı planlamak demek İnciraltı'nı kurtarmak demektir. Bu aynı zamanda kenti kurtarmak anlamına da gelir. Planlama sadece birilerine prim verelim anlamında yapılmıyor. İnciraltı'ndaki gayrimenkul sahipleri şimdiye kadar orayı 40 defa elden çıkartırlardı ve orası da çok berbat bir yer olurdu. Ama orada yaşayan mülk sahipleri gerçekten tüm zorluklara rağmen direndiler. İnciraltı'nın kurtuluşu sağlıklı bir planlamadan geçiyor.

İmar yasasında yüzde 40 düzenleme ortaklık payı en yakın parselden alınır diyor. İnciraltı'na özgü yasal düzenleme ile bu da aşılabiliyor. Bölgedeki 470 hektarın yüzde 40'lık bölümü 180 hektar yapıyor. Düzenleme ortaklık payı hamuru yaptığımızda bu alan bize yetiyor.

Biz tüm kentin, kentlinin İnciraltı'nın planlamasına katkı koyması, EXPO yerinin bir an evvel ayrılmasını, planlamanın hayata geçmesini istiyoruz. Türkiye'de 3 milyon 100 bin civarında yoğun nüfusun yaşadığı bir kentte başka ne bir İnciraltı ne de bir liman arkası var. Elimizde iki servet var. Bu iki serveti doğru kullandığımızda, şehrin merkezini kalkındırdık, kalkındırdık. Kemeraltı ve Agora'daki çalışmalar bittiğinde, yeni kent merkezindeki inşaatlar başladığında, İzmir kent merkezini kimse tutamaz.

İnciraltı'nda, düşük yoğunlukta ama nitelikli turizm, sağlık, günübirlik tesisleri ve sınırlı alışveriş merkezleri gibi sağlıklı bir planlama ile doğa ile iç içe Türkiye'nin belki de en önemli kent merkezini yaratma şansımız bulunuyor. Bu çalışmaya EXPO'da destek verecektir. Bu planlama EXPO'nun destek alanlarını da arttıracaktır.”

EXPO 2015 İzmir Gündemi
EXPO 2015 İzmir sürecinde bugüne gelindiğinde gündemde İzmir'de düzenlenen sağlık sempozyumu bulunuyor. Kent, sempozyuma katılımcılarını karşılamak ve ağırlamak için çeşitli çevre düzenlemelerini de içeren yoğun hazırlıklar geçirdi.

Diğer yandan geçtiğimiz günlerde EXPO 2015 İzmir Derneği Başkanı Ufuk Yörük, 76. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında dernek olarak açtıkları stantta yaptıkları anketin sonuçlarını açıkladı. 470 kişiye uygulanan ve ilk bölümünde katılımcılara EXPO ile birlikte İzmir'de değişmesini gerekli gördükleri konuların, diğer bölümde ise EXPO 2015 İzmir'in simgesel anıtına ilişkin beklentilerinin sorulduğu iki bölümden oluşan anketin sonuçlarına göre katılanların yüzde 43'ü, kentte düzenlenmesi hedeflenen EXPO organizasyonunun simgesel anıtı olarak tarihi saat kulesinin seçilmesi gerektiğini düşünüyor. Ankete katılanların yüzde 27'si trafik ve ulaşım konusunda iyileştirmeyi, yüzde 20'si yeşil alan ve semt spor alanlarının çoğaltılmasını talep ederken, yüzde 18'lik bir kesim gecekondu ve kent yenileme projelerine ilişkin beklenti içinde.

Anket sonuçlarının da ortaya koyduğu gibi EXPO 2015 İzmir, sorunlarını da içeren sürecinde hızla ilerlerken İzmir halkı gün geçtikçe ev sahipliği konumunu benimseyerek EXPO ile ilgili giderek büyüyen beklentiler geliştirmeye devam ediyor.

Kaynak:
İzmir Büyükşehir Belediyesi
TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.