Haberler

Eroğlu kuraklığa karşı neler önerdi?

Tarih: 26 Ekim 2007 Kaynak: Olay Yazan: Yılmaz İşel
Küresel ısınma, iklim değişikliği, kuraklık ve su yetersizliği 2007 başından itibaren gündemimize adeta `mahşerin dört atlısı` gibi ürkütücü bir biçimde girdi. Zincirleme reaksiyon şeklinde birbirini tetikleyen bu sorunların özellikle su havzalarının kirlilikten korunarak, entegre yönetimini zorunluğu kıldığı bir gerçek.

Bu nedenle seçilen yeni milletvekilleri henüz Meclis açılmadan verdikleri araştırma önergeleriyle bu sorunu TBMM`ye taşıdılar.

TBMM Başkanlığı`na bu amaçla 6 ayrı Meclis Araştırması açılması önergesi verildi.

Önergelerden ikisi CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel`e ait ve bunlardan biri İznik, diğeri de Uluabat gölünün kirlilikten korunmasını öngörüyor.

Verilen önergeler Meclis Genel Kurulu`nda birleştirilerek görüşüldü ve oylanarak kabul edildi.

Buna göre, su havzalarının korunmasına yönelik alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla 16 milletvekilinden oluşacak Meclis Araştırma Komisyonu kurulacak ve 3 ay süre ile gerektiğinde Ankara dışında da çalışma yapılabilecek.

Bu arada, önergelerin ön görüşmesi sırasında söz alan Demirel`in `Türkiye`deki su kaynaklarının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması noktasında milli bir su politikasına ihtiyacımız var` şeklinde konuştuğunu da belirteyim.

Etki alanları...
Önerge sahibi milletvekillerinden önce ilk konuşmayı ise Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu yaptı ve önemli açıklamalarda bulundu.

Eroğlu konuşmasında öncelikle sorunun ciddiyetine dikkat çekti ve şöyle dedi:

"Bugün gelinen nokta itibarıyla iklim değişikliği hayatımızın her safhasını etkilemektedir. Bu yüzden idarelerimiz bu konularda çözüm gayretlerini ve çalışmalarını hızlandırmak mecburiyetindedirler. İklim değişikliğinin muhtemel etkilerinden birincisi, özellikle orman yangınlarının frekansı, tesir alanı ve süresi artmakta. Nitekim bu sene bunu gördük. Türkiye daha sıcak ve kurak iklim kuşağının etkisi altında kalabilecek. Zira üretim sistemleri hastalık ve zararlıların artışlarından etkilenebilecek. Türkiye`nin kuraklık ve kurak zamanlardaki ve şehirlerdeki su kaynaklarıyla ilgili bir takım sıkıntıları olabilir. Ayrıca kuraklığın süresinde ve şiddetindeki artışlar çölleşme süreçlerini, tuzlanma ve erozyonu destekleyebilecektir. Sıcak devredeki gece sıcaklıkları belirgin bir derecede artacak bu da havalandırma ve soğutma maksatlı enerji tüketiminin artmasına sebep olabilecektir. Ayrıca karla kaplı sürenin uzunluğu azalabilir. Ani kar erimeleri, çığlar ve taşkınların sıklığında artış olabilir. Su miktarlarında azalma olursa tabi ki, enerji üretiminde de bir azalma olacaktır. Bize göre en büyük etkisi tarıma olacaktır. Kuraklık sebebiyle verim düşmekte, sulama yapılamamakta, dolayısıyla ürün çeşitliliğinde ve ürün miktarında azalmaya sebep olmaktadır."

"Barajların bitmesi şart..."
Eroğlu daha sonra alınması gereken önlemlere değindi ve şunları söyledi:

"Özellikle alınması gereken tedbirlerden birincisi; sera gazını yutan orman, çayır, mera ve yeşil alanların genişletilmesine hız verilmesi gerekmektedir. İkincisi; karbondioksite göre 21 kat daha tesirli olan metan gazının azaltılması maksadıyla düzenli çöp depolama alanlarının oluşturulması şarttır. Üçüncüsü sera gazı emisyonlarının azaltılması, dördüncüsü ev ve işyerlerinde su ve enerji kullanımına ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekmektedir. Beşinci husus su kaynaklarının korunması, kirlenmesinin önlenmesi, arıtma tesislerinin işletmeye alınması şarttır. Altıncı husus evsel ve sanayi atık sularının geri kazanılarak ziraatta, sanayide yeniden kullandırılmasının teşvik edilmesi, yedincisi de sıcaklık değişikliklerine uyum gösteren bitki çeşitliliğinin geliştirilmesine ağırlık verilmesidir. 2008 yılı itibarıyla büyük bir ağaçlandırma seferberliği başlamıştır. Beş yılda 2 milyon 300 bin hektarlık alan ağaçlandırılacak, her şehirde mutlaka bir kent ormanı ve tabiat parkı tesis edilecektir. 2008 yılını biz `Ağaçlandırma Seferberliği Yılı` olarak ilan ediyoruz."

Ülkemizin 112 milyar metreküp olan su potansiyelinin 2006`da 40,1 milyar metreküplük bölümünün kullanıldığını açıklayan Eroğlu şunları da ekledi:

"2006`da tüketilen 40,1 milyar metreküp suyun 29,6 metreküpü sulamada, 6,2 milyar metreküpü içme ve kullanma amacıyla, 4,3 milyar metreküpü de sanayide kullanılmıştır. Su kaynaklarımızı çok iyi bir şekilde yönetmek ve kuraklıktan etkilenmemek için alınacak bir takım tedbirler vardır. Bunun için baraj ve göletlerin tamamlanması şarttır."

Eroğlu`nun tespitleri yanısıra, bakalım oluşturulacak Meclis Araştırma Komisyonu çalışmaları sonunda hazırlayacağı raporda hangi önlemlere yer verecek?

Daha da önemlisi bu önlemler ne zaman alınacak, onu da hep birlikte göreceğiz!
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.