Haberler

Kamusal Alan Vasfının Geçerliliği

Tarih: 26 Ekim 2007 Derleyen: Zeynep Güney
25 Ekim 2007 Perşembe günü Arkitera Haberler'de yayınlanan "Kamusal Alan Nedir? Kamusal Mekan Nedir?" başlıklı haberde, kamusal alan ve kamusal mekan tanımlarını inceleyip, karşılaştırmıştık. Bu tanımlamaların ardından, Arkitera Forum'daki kamusal mekanlara yapılan müdahalelerle ilgili araştırma konusunu geliştirebilmek, Türkiye’de kamusal alan vasfinin kullanımını ve geçerliliğini sorgulamak amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr. Şevkiye Şence Türk’le görüştük.

Zeynep Güney: Kamusal alan kavramını açıklar mısınız? Herhangi bir alan kamusal alan vasfını nasıl kazanır? Bunun için neler gereklidir?

Şevkiye Şence Türk:
Ülkemizde yerel fiziksel planların (nazım imar planı ve uygulama imar planları) hazırlanmasında sosyal ve teknik altyapı alanları çok önem taşır. Sosyal altyapı alanları, sağlıklı bir kentsel çevreyi meydana getirmek amacı ile yapılması gereken eğitim, sağlık, dini tesisler, kültürel ve idari yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanları kapsarken; teknik altyapı alanları ise, elektrik, havagazı, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve her türlü ulaştırma, haberleşme ve arıtım gibi servislerin temini için yapılan tesisler ile açık veya kapalı otopark kullanımlarını içerir. Kentsel alanlar için nazım imar planları hazırlanırken temel fonksiyon alanlarına hizmet edecek bu sosyal ve teknik altyapı alanları “Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik” çerçevesinde getirilen standartlar çerçevesinde belirlenir. Bu alanlar, kentsel alanların sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmezdir.

Planlanan bir alanında, sosyal ve teknik altyapı alanlarının planlama kararları ve nüfus yoğunluğu düşünülerek, mümkün olduğunca mekana homojen olarak dağılımı temel bir yaklaşımdır. Nazım imar planındaki sosyal ve teknik altyapı kurgusuna uyumlu olarak uygulama imar planlarında bu alanlar daha açık bir şekilde tanımlanır. İmar planları uyulması gereken yasal belgeler olduğundan, plan üzerinde getirilen kararlar, uyulması gereken kararlardır. Bu anlamda plan üzerinde getirilen sosyal ve teknik altyapı alanları da, imar planlarının uygulanmasından sonra kamu kullanımına ayrılacak alanları ifade eder. Kamusal alan olarak nitelendirilen alanlar, yerel fiziksel planlarda sosyal ve teknik altyapı olarak belirlenmiş alanlardır. Buradaki kritik bir nokta; sosyal ve teknik altyapı alanlarının plan üzerinde getirilmiş olması ile bu plan kararlarının imar planı uygulamasına tabi tutulması arasındaki farktır. Plan üzerinde sosyal ve teknik altyapı alanları getirildiğinde ve imar planının henüz uygulanmadığı durumda (arazi ve arsa düzenlemesi, kamulaştırma vb. yöntemlerin kullanımı), mülkiyet imar planı kararlarına göre henüz şekillenmemiş durumdadır. Oysa imar planı uygulaması ile, sosyal ve teknik altyapı alanları kişi mülkiyetinden kamu kullanımına özgülenir. Henüz uygulaması yapılmamış planlarda sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, değiştirilmesine ilişkin imar planı değişiklikleri ile daha sık karşılaşılır.



ZG: Bir kamusal alan, bu vasfını nasıl ve neden kaybeder? Bu kararı kim, nasıl bir süreç izleyerek verebilir? Bu konuda yetki kime aittir?

ŞŞT:
İmar Mevzuatı’na göre; imar planları ile ilgili ana kural, değiştirilmeme ilkesidir. İmar Planı ile belirlenen hedeflere ulaşabilme, gerek nazım imar planında gerekse uygulama imar planında mümkün olduğunca değişiklik yapılmamasını gerektirir. Ancak bu imar planlarının hiçbir surette değiştirilmemesi gereken, bağlayıcı ve katı bir yasal belge olduğu anlamına gelmez. İmar planının yetkili yönetimlerce uygulanması sürecinde, zaman içinde ortaya çıkan birtakım zorunluluklar nedeniyle plan değişikliği yoluna gidilebilir. Bu noktada önemli olan plan değişikliğinin kabul edilebilir gerekçesinin olmasıdır. İmar planlarının planlanan alandaki koşulların zamanla zorunlu kıldığı şekilde ve kanunlardaki usullere uygun olarak değiştirilmesi mümkün, fakat bu değişikliğin, değişikliği zorunlu kılan nedenlerin varlığı halinde yapılması gerekir. İmar planı değişikliklerinde çok kez, kişilerin kendi istekleri doğrultusunda özel çıkarlarına göre durumlar oluşturulması amacıyla uygulamalar yapıldığı gözlenir. İmar planında sonradan değişiklik yapılabilmesi için imar açısından kamu yararına uygun düşen zorunluluk ve kesinlik açıkça belirtilmedikçe, belli parsel sahiplerinin özel çıkarlarını koruyacak şekilde yapılmaya çalışılan uygulamaların idare hukuku ilkelerine ve imar mevzuatına uygun düşmediği açıktır. İmar Planı değişikliği gibi tüm idari düzenleyici işlemlerde, mevcut olması gereken ön koşul kamu yararına uygunluk ilkesidir.

Ülkemizde, imar planı değişikliği, mevcut yerel fiziksel planının bütünlüğünü, sürekliliğini, teknik ve sosyal donatı dengesini bozmayacak şekilde ulaşım sisteminde ya da kentsel donatıların yerleşimi, büyüklüğü ve yoğunluğunda yapılan değişikliklerdir. Ülkemizde imar planı değişikliklerinin ilgili idarelerce yapılması için bazı temel koşulların yerine getirilmesi gerekir. Plan değişikliğinin yapılabilmesi için bulunması gereken koşullar, plan değişikliklerinin bir gerekçeye dayanması, kamu yararına uygunluk ilkesi ve imar planı değişikliği ile plan bütünlüğünün bozulmaması olarak sıralanabilir. Türk İmar Mevzuatı'na göre, sosyal ve teknik altyapıya ilişkin değişiklikler, yoğunluk artırıcı değişiklikler, yolların genişletilmesi, daraltılması ya da güzergahının değiştirilmesi yönünde yapılan değişiklikler ve bir alanın kullanımının değiştirilmesine ilişkin değişiklikler olarak dört tip plan değişikliği “Plan Yapımına Ait Esaslar Dair Yönetmelik” çerçevesinde ifade edilir.

Türk İmar Mevzuatı’na göre, imar planı değişiklikleri; yerel yönetimler tarafından, özel mülk sahiplerinin talepleri ve ilgili bakanlıklar tarafından olmak üzere üç şekilde yapılabilir. Yerel yönetim; re’sen imar planı değişikliğini, sadece kendi mülkiyetinde olan alanlarda kamu yararına uygun olarak yaparak gerçekleştirebilir. Bu durumda değişikliği yapacak yerel yönetimin planlama dairesinde, mevzuatta belirtilen niteliklere haiz en az bir uzmanın istihdam ediliyor olması gerekir. Özel mülk sahipleri de, yeterlilik belgesine sahip müelliflerce hazırlanmış plan değişikliği tekliflerini ilgili idarelere sunabilirler. Her ne kadar, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 9. maddesi ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na gerekli görüldüğü hallerde imar planı yapımı, değiştirilmesi ve onaylaması konusunda yetki verilmişse de, Bakanlığın, imar planlarında değişiklik yapabilmesi, kamu hizmetlerinin gerektirdiği resmi bina ve tesisler için yer ayrılmasını istemekle sınırlıdır. Bir kamu hizmetinin görülmesi amacı ile resmi bina ve tesisler için imar planlarında yer ayrılması veya bu amaçla değişiklik yapılması gerektiği takdirde, Bakanlık, valilik kanalı ile ilgili belediyeye talimat verebilir veya gerekirse imar planının resmi bina ve tesislerle ilgili kısmını re'sen yapar ve onaylar. Ayrıca birtakım kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ve yönetmeliklerle getirilen özel amaçlı planlar ve özel alanlarda planlamalar ile, ilgili merkezi yönetim; bu tarz planları yapma, yaptırma ve değiştirme yetkisine sahip olmuşturlar.

3194 Sayılı İmar Kanunu’na göre, Belediye ve Mücavir Alan sınırları içerisinde ilgili belediye, dışında ise İl Özel İdaresi 1/5000 ve 1/2000 ölçekli Nazım İmar Planları ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları yapma veya yaptırma yetkisine sahiptir. Belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları, belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer ve herkes tarafından uyulması gereken yasal belgelere dönüşürler. İmar Planları için bu uygulanan süreç plan değişikliklerinde de aynen uygulanır. Yapılan imar planı değişiklikleri de yerel planlar olarak işleme konur. Plan değişiklikleri, onay tarihinden itibaren ilgili idarece tespit edilen ilan yerinde 1 ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi esnasında plan değişikliklerine itiraz edilebilir. İlgili idarece, gönderilen itirazlar ve plan değişikliği önerileri on beş gün içinde incelenerek kesin karara bağlanır. İmar Planı değişikliğinin kişiye “uygulanmasıyla ilgili işlemin” tebliği tarihinden, işlem aleyhine veya hem işlem ve hem de “plan değişikliği” kararının ikisi aleyhine 60 gün içinde dava açılabilir.

Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde imar planı yapılması ve onaylanması ile ilgili süreç ise, 10 Temmuz 2004 tarihli 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu çerçevesinde yapılmaktadır. Bu kanunun 7. maddesinin b fıkrasına göre; Büyükşehir Belediyeleri, çevre düzeni plânına uygun olmak kaydıyla, Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde 1/5000 ile 1/25000 arasındaki her ölçekte nazım imar plânı ve değişikliği yapmak ve yaptırmak; onaylayarak uygulama yetkisine sahiptir. 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu’na göre, 1/1000 uygulama imar planında yapılacak değişiklikler 1/5000 Nazım Plan kararlarına uygun olmak koşulu ile ilçe ve ilk kademe belediyelerince onaylanarak uygulanır. Bu kanunun 7. maddesinin b fıkrasına göre; büyükşehir belediyeleri, büyükşehir alanı sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyelerinin nazım plâna uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar plânlarında yapılacak değişiklikleri aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek yetkisine sahiptir.

1985 tarihinde yürürlüğe giren 3194 Sayılı İmar Yasası ile imar planlarını onaylama yetkisinin belediyelere verilmesi sonucunda, belediyeler tarafından imar planı değişikliklerinin daha sık olarak kullanılmaya başlandığı ve imar planı değişikliklerinin sayılarında ciddi artışlar olduğu biliniyor. Ancak, Türkiye ölçeğinde belediyeler düzeyinde yıllara göre kaç adet ve hangi tür plan değişikliğinin yapıldığına ilişkin istatistiksel veri bulunmuyor. Ancak çeşitli çalışmalar ile (Akyol, 1992; Bademli,1998; Ulusoy, 1999, Altın, 2005), imar planı değişikliklerinin sayıları ve içerikleri incelendi. Bu değişiklikler içinde teknik ve sosyal altyapı alanlarının kaldırılması veya yerlerinin değiştirilmesine ilişkin değişiklikler önemlidir. Örneğin; 2005 yılında Yeşim Altın tarafından hazırlanan İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek lisans tezi kapsamında 1990, 1995, 2000 ve 2004 yılları arasında İstanbul Şişli ve Üsküdar ilçelerindeki yapılmış olan imar planı değişiklikleri meclis kayıtlarından çıkarılarak incelendi. Bu çalışmada her iki ilçede de teknik ve sosyal altyapı alanlarına değişiklikler önemli bir sayıda olduğu tespit edildi.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.