Haberler

Ah şu koca şehir!

Tarih: 30 Kasım 2007 Kaynak: Olay Yazan: Devrimde Gürler
Geçenlerde `kapatın kapıları` dedik, `niye ki, koskoca ovada üç beş haneye yer mi yok` diyen çıktı. E bize de bugün o kapıları kapatmanın niye elzem olduğunu anlatmak farz oldu.

Bakınız... Belediyeler için başarının ölçütleri bellidir. Daha çok yol yapmak, Kenti dört bir yanında kavşaklarla donatmak, yeşil alan miktarını artırıp şehrin biraz daha nefes almasını sağlamak. Toplu konut alanları üretip kentim insanını kaçak yapıdan uzak tutmak. Derenin çamurunu, kaldırımın tozunu arındırmak. Hatta dev yatırımlarla tarihe adını altın harflerle yazdırmak... Ve fakat bana göre asıl gösterge kentle birlikte kentliye yapılan yatırımda.

Öyle ki; dudak uçuklatıcı bütçelerle birbiri ardına hayata geçirilen projelerden ziyade, bir kentin gerçekten kent gibi görünmesinin yolu, o kentteki insanların yaşam biçimlerini değiştirmekten geçiyor. Bu şehirde hasbelkader yaşayan yüzbinlerin sokağa bakışlarını, Yaşamı algılayışlarını, Hayattan beklentilerini, Hatta en sıradan sandıkları alışkanlıklarını farklılaştırmaktan... Yani aslında bu koca şehri bir metropol kent haline getirmeye çalışırken bir taraftan da yine bu koca şehirde yaşayan yüzbinlerce insanı kentli yapabilmek gerekiyor.

Misal; Güneşin son kırıntılarından azıcık faydalanır mıyız, ani bastıran soğuğa karşı azıcık daha ışık depolar mıyız diye dağ yolunda bir çay bahçesine oturmuşsunuz. Rüzgar bir parça soğuk da olsa iyi gelecek ölçüde esmekte, sohbet deseniz yerinde... Az sonra etrafınızı dört yandan saran garsonlara demli çaylarınızı da söylediniz. Keyfiniz gıcır... Amma... Az sonra çaylar önünüze konduğunda görüyorsunuz ki keyif için ortamın muhteşemliği falan yetmiyor. . Zira tesise zerre laf yok... Adam dağ yamacının en muazzam noktasında işletme açmış ve fakat bir türlü kentli olamadığı için olsa gerek, işin inceliklerini kaçırmış. Bangır bangır müzik kulaklarınızın dibinde, çayı zıkkımlanın dercesine bırakan garsonlar tepenizde, açık havada sehpalara bırakılan şeker bile niyeyse açık vaziyette. Sağınızda yere iki seksen uzanmış yatan bir adam, Solunuzda göbeğini kaşıyan bir başkası, Az ileride hafifmeşrep kahkahalar atan 15`lik kızlar... Sizin sohbet muhteşem tesisin, üçüncü sınıf servisi ve de nezaketten uzak insan yığınının absürdlükleri ile sevimsiz gecekondu mahalleleri manzarası eşliğinde sürüyor. Ne ki hava bir tek orada azıcık nefes aldırıyor. Soğuk moğuk kime ne, ferah ya... Üstelik öyle büyük büyük beklentileriniz de yok. Kimseden birer İstanbul beyefendisi edası ummuyorsunuz.

Yanisi şu; En nezih mekanda bile en ilkel tavırla burun buruna gelmek mümkün bu şehirde. Çünkü bu şehir kozmopolit. Çünkü bu şehir çok göç alıyor. Çünkü bu şehire kimin nereden geldiği belli değil. Çünkü bu şehirde hala köyünde kasabasındaki gibi yaşamaya çalışan yüzbinler var. Çünkü kentli olmanın tek koşulunun kentte yaşamak olduğu yanılgısı hakim.

Derken aklınıza Büyükşehir yönetimi bir süredir bu kentin kentli olmaya çalışan çocuklarına yol gösterdiği geliyor. Hani alıyorlar çocukları, çıkarıyorlar kente; Şurası tarihi ve kültürel mekanlar. Burası yeni yapılan bilmem ne tesisi. Şurası iki yıla kadar temiz akmasına çalışılan dere, Burası yeni açılacak yol için kamulaştırılacak alan, Vesaire vesaire... Diyor ya... Tadı kaçırılmış hafta sonu keyfiniz en azından çocuklar kentli olmayı öğrenecekler tesellisiyle bir parça geri geliyor. Neyse ki onlar bu kentin yaşayan, nefes alan, büyüyen, gelişen yüzüyle tanışıyorlar. Sürdürülebilirlik gibi kavramları öğreniyorlar mesela. Ve o kavramların hayata geçmesi için küçücük omuzlarında ne büyük sorumluluklar olduğunu. Sonra o sorumlulukları nereden ve nasıl alacaklarını öğreniyorlar. Nasıl hayata geçireceklerini. Ellerini taşın altına nasıl koyacaklarını. Böyle böyle birer kentli oluyor metropol çocukları. Böyle böyle gerçekten kente benziyor bu koca şehir.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.