Haberler

Konuşamadıklarımız (2)

Tarih: 7 Mayıs 2008 Kaynak: Vatan Yazan: Zülfü Livaneli
Türkiye’deki siyaset tartışmaları yüzünden birçok yaşamsal konuyu konuşmadığımızdan dem vuruyordum. Bu konulardan biri ve belki de en önemlisi deprem! Hiç önlem almadığımız, unuttuğumuz, aklımıza getirmemeye çalıştığımız deprem. Siyasi depremlerle ölçülemeyecek kadar önemli olan fiziki deprem.

İstanbul. 15 milyonu aşkın nüfusu, derme çatma evleri, kargacık burgacık sokakları, kaçak mahalleleri, fabrikaları, doğal gaz boruları, petrol tesisleriyle yıkıcı depremini bekliyor. Depremin geleceği, bilinmeyen bir şey değil. Bilim adamları Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın nereden başlayıp nereye uzandığını ve davranışlarını biliyor, buna göre senaryolar üretiyorlar.

Rahmetli Aykut Barka Adapazarı depreminin zamanını ve büyüklüğünü bilmiş, önceden yayınlamıştı. Bu uyarıya kulak asan olmadı ve bedelini insanlarımız ödedi. Şimdi de Celal Şengör, Naci Görür gibi ciddi bilim adamları, dünya çapında uzmanlarla birlikte Marmara’nın dibini taradılar.

Soyadlarındaki gibi ikisi de olacakları görüyor ve feryat ediyor. “Geliyor!” diyorlar. “Uyanın!” diyorlar. Aldıran yok. Ülke ekonomisinin yarısı bu şehirde. Bu tehlikeyle ilgilenmemek ihmal falan değil, olsa olsa çılgınlık diye nitelenebilir.

Dünya çapında bir mühendis ve Yapı Merkezi’nin başkanı olan değerli dostum Ersin Arıoğlu, belki de salt bu nedenle kabul ettiği milletvekilliği döneminde Meclis Başkanlığı’na bir “deprem komisyonu” kurulmasını önerdi.

Masraflarını kendisi karşılayarak büyük yabancı uzmanlar getirtti; Marmara’da çalışmalar yaptırttı, sonra da bu raporları devletin en önemli makamlarına sundu. Ne oldu dersiniz? Hiç! Koskoca bir hiç!

İstanbul bir deprem şehri. Biraz tarih okuyan herkes geçmişte buralarda ne felaketler yaşanmış olduğunu bilir. Marmara’da denizin dibine batmış adalar bile var. Bütün bunları bilip de aldırmamak, yok saymak herhalde bize özgü bir davranış olmalı.

Hani şair; “Padişahım, elde zulmetmeye ahali kalmadı” demiş ya bizim durumumuz da böyle. Türkiye kimin olacak, hangi tarikat, hangi siyaset İstanbul’u ele geçirecek derken; elde avuçta enkazdan başka bir şey kalmaması olasılığı var. Tehlike orada duruyor, yanıbaşımızda. Denizin dibine çöreklenmiş dev bir yılan gibi, uyanacağı anı bekliyor. Ve uyandığı zaman her şey için geç kalmış olacağız. Şimdi soruyorum size; bunu mu konuşalım, yoksa Ankara siyasetçi dedikodularını mı?
Takvim
<<Ağustos 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31        
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.