Haberler

Bursa’ya ne yaptık?

Tarih: 16 Mayıs 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Haluk Şahin
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in Bursa ziyareti sırasında çekilmiş Koza Han görüntülerini hüzün ve burukluk içinde seyrettim.

Koza Han çoğu Bursa’da geçen çocukluğumun en önemli mekânlarından biriydi. Zümrüd yeşili ovadan oraya at ve katır sırtında büyük sepetler içinde kozaların geldiği günlerde, Bursa zaman tünelinde gerilere gider, yeniden İpek Yolu’nun en önemli duraklarından biri haline gelirdi.

O ne cıvıltı, karmaşa ve renk cümbüşüydü öyle...

Koza sepetlerine eller sokulup avuca gelenler tek tek incelenir, pazarlıklar yapılır, itiş kakış, bağrış çağrış gün boyu sürüp giderdi.

Bursa’daki ailelerin çoğu gibi bizim de kozacılıkla ilgimiz vardı. Büyük dayımın ovadaki (Bursa-Mudanya demiryolunun hemen altındaki) çiftliğinde dutluklar vardı ve ipekböceği yetiştirilirdi.

Her mayıs (Hıdrellez) biz de at arabalarıyla gidip orada kalırdık.

Her gün dut ağaçlarından kesilen yapraklar ince ince kıyılıp kerevetlerin üzerine serilirdi. Ve, obur tırtılların dut yaprağını ısırmasından çıkan cırt cırt seslerinden oluşan ince uğultu başlardı...

Derken, günün birinde kesiliverirdi bu ses. Böceklerin uykuya yattığı söylenirdi.

Meğer iki gün kadar süren o dönemde deri değiştirirlermiş.

İkinci uyku, üçüncü uyku, dördüncü uyku derken, serçe parmağım büyüklüğüne ulaşmış olan tırtılların koza örme dönemi başlardı... İşte o kozalar toplanıp sepetlere doldurulur ve Koza Han’a gönderilirdi...

Bursa dünyanın önemli ipekçilik merkezlerinden biriydi. Bursa’nın ipekli kumaşlarının dünyada eşi olmadığı söylenirdi. Kraliçe’nin Koza Han’da satın aldığı eşarp işte o dönemin hatırasıdır.

Suni ipek çıktı, mertlik bozuldu. Zamanla Koza Han işlevini yitirdi. Onun aslında bir kültürel simge olarak ne kadar değerli olduğunu İngiliz Kraliçesi ziyaret edince anlıyoruz.

Teknolojik gelişmenin birtakım şeyleri değiştirmesine elbette itirazım olamaz. Tarih böyle yol alıyor. Benim içimi hüzün ve buruklukla dolduran, bu değişim karşısında bizim duyarsızlığımız ve hatta hoyratlığımız. Molozla birlikte mücevherleri de çöplüğe atmamız.

Koza Han’ı ve onun az ötesindeki Fidan Han’ı daha iyi koruyamaz mıydık?

Ya ovadan gelirken, büyük ağaçların arasındaki kırmızı kiremit damlı evlerin çoğunu göremediğimiz, minareler ve sular şehri Yeşil Bursa’yı? O dünya güzeli kenti, bu kadar onmazca yok etmek zorunda mıydık?

Bu soruyu İspanya’da Endülüs kenti Granada’yı gördüğümde sormuştum. Eski Bursa’ya çok benziyordu. Şimdi de, tıpkı Bursa gibi bir dağa sığınmış ve avlularında Endülüs şadırvanlarının şakırdadığı, kırmızı kiremit damlı Santa Barbara’yı gördükten sonra soruyorum.

Koza Han’ın cıvıl cıvıl olduğu yıllarda Bursa her ikisinden de güzeldi. Ne yaptık, niçin yaptık?
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.