Kadifekale halkı istimlak karşılığında evlerine biçilen değerin son derece düşük olduğunu dile getiriyor. Heyelan Bölgesi ilan edilmesi nedeniyle evleri ve işyerleri kamulaştırılarak yıkılmak istenen Kadifekale halkı belediyenin kendilerini mağdur ettiğini söylüyor. Evlerinin yerine Uzundere’de yaptırılan toplu konutlara taşınmalarının istendiğini bunun yıllarca sürecek borç yükü altına girmek anlamına geldiğini belirten Kadifekaleliler, evleri için biçilen değerlerin de son derece düşük olduğunu dile getiriyor. Geçtiğimiz günlerde belediye önünde bir basın açıklaması yaparak taleplerini dile getiren Kadifekaleliler mahallenin boşaltılmak istenmesi ile ilgi şunları söylediler:
Hekime Yıldırım: Bizim semt en güzel semt. Heyelan var diyorlar. Bizim malımızın değerini düşürmek için. Heyelan adını taktılar. Maalesef çok mağdur ediyorlar. Biz hakkımızı istiyoruz. Ya evimizden çıkmıyoruz ya da hakkımızı ödesinler. Altay Mahallesi’nde oturuyorum. Dört katlı evim var. 160 metrekare planlı projeli. 100 milyar veriyorlar. Kabul etmiyorum.
Halime Şerli: Üç katlı evlere 20 milyar lira veriyorlar. Utansınlar 80 yaşında adamı mahkemeye düşürdüler. Kaynım var kardeşim var. Hepimiz ordayız. Hepimiz mağduruz. Ben desteklemek için geldim. Hepsini benim ailem sülalem sonuçta vatandaş olarak desteklemek için geldim. 45 yıldır orada oturuyorlar. 43 milyar lira verdikleri para.
Vedat Kızıl: Büyükşehir Belediyesini almış olduğu bu karar nedeniyle kınıyorum. Verdikleri üç beş bin lira parayla insanları evlerinden ediyorlar. Kadifekale İmariye Mahallesi’nde oturuyorum. 10 yıldır orada oturuyorum iki katlı evim. 25 miyara bırakın bir ev almayı kirada oturacak bir yer bulamasınız. Terziyim.
Ali Seyhan 1944 doğumlu: 1967 yılında Kadifekale’ye geldim. Evler yoktu. Ben hepsini biliyorum altyapısını da biliyorum. Sağlık ocağının arkasında bir su borusu patlamış ana boru bir buçuk metre derinlikte. Kaç kat asfalt atılmış. Ben telefon ettim. Su fabrikasından geldiler. Kompresörle karşıdaki bina eskiydi. Sağlık Ocağı yan yattı. Pazaryerinde ana boru patlamıştı. Okul vardı onu heyelan bölgesinden çıkarttılar. Şimdi eğitime öğretime devam ediyor. Bu düpedüz haksızlık. Bize de yazık oluyor. Sayın yetkililerimiz heyelan bölgesi olduğu yönünde karar alınmış diyorlar. Su deposu yapılırken saatte 70 ton su kaçırıyordu. 50 seneden beri hiçbir alt yapı yok. Kanal olsun su olsun her taraftan patlak ondan sonra kayıyor diye heyelan bölgesi ilan edildi. Yalnız ben şimdi kendi evimi yaparken belediyeden imar aldım. Plan proje de aldım. Üç katlı evimiz. Hiçbir eksiği yok. Beni tutuyor dağ başına atıyor ve kendi isteğim üzerine üç katlı planlı projeli evime 50-60 milyar veriyor. Hangi vicdan bunu kabul eder. Kendisi benim yerimde olsa kabul eder miydi. Onun için biraz vatandaşı düşünsünler. Ama gazete ilanını açık açık yayınlıyorlar. Kabul etmezseniz bu haktan yararlanamazsınız diyerek bir korku veriliyor. Yazık değil mi? Biz de vatandaşız. Biz de bu devletin vatandaşıyız. Onun için İnsan Haklarına kadar hakkımızı ararız. Belediye bana imar verdi. Planlı projeli yaptım. Kanalın parasını yatırdım. A’dan z’ye kadar kuralına uygun olarak yaptırdım. 3 katlı. 21 araba harfiyat attım. Zeminin sağlam yapılması için. Onun için gerçekten yanlış olan bir karar. Tamam devlettir. İstimlak edebilir ama bunun hakkını vermek şartıyla. Ölü fiyattan değil.
Ahmet Bulut Kahveci: Herkes hakkını alacak dediler. Ama öyle olmadı. Evimi işyerimi yıkıyorlar. Üç ev bir de işyeri 40 milyar veriyorlar ben o parayı ne yapacağım. Ben rahatsızım. İşimi elimden alıyorlar Bağ-Kur’luyum şu anda. Hastaneye gitmem lazım devamlı. İşimi evimi elimden alıyorlar. Ben bundan sonra ne yapacağım. İki sene içinde 30 milyar masraf yaptım. Bütün varımı yoğumu oraya koydum.