Haberler

İzmir bir tasarım kenti olmalı

Tarih: 18 Mayıs 2008 Kaynak: Akşam Yazan: Nedim Atilla

Geçen hafta sonu İzmir’de yayımlanan tüm gazetelerde İzmir Reklamcılar Derneği’nin verdiği ilanlar yer alıyordu. Bu derneğin sesini duyurması için Akşam Ege’de biz de kendimize düşen görevi yerine beş yıl boyunca getirmeye çalıştık, sütunlarımızı açtık. İzmir’de son dönemde gerçekten çok yetenekli reklam, tanıtım ya da moda, mimari endüstri alanına yönelik tasarımcıların yetiştiği kesin... Ama bunlar kentimizi bir tasarım kenti haline getiriyor mu? Buna hemen evet demek mümkün değil... İstanbul’daki nice reklam ajansında, creative işlerde hep İzmirlilerin hakimiyeti olduğu da kesin... Medyada olduğu gibi... Peki İzmir tasarım kenti mi? Bu soruya kolayca evet demek mümkün değil...

Hem tanıtıma hem de endüstriye yönelik tasarımlar artık kentlerin kimliklerinin parçası haline gelmiş durumda dünyada... Son dönemde İzmir’de tasarım adına önemli işler yapılıyor. Belki biz de ileride bir tasarım kenti haline geleceğiz...

İstanbul’da geçtiğimiz günlerde açılan “Tasarım Kentleri” sergisi de bu anlamda çok önemli.

İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, sergi ile ilgili yazısında “İstanbul Modern kapısını, günümüzde görsel sanatların ayrılmaz bir parçası haline gelen tasarım dünyasına açıyor. Tasarım Kentleri sergisinde, izleyiciye tasarımla yön değiştiren ve simgeleşen kentlerin tarihsel süreç içindeki öyküleriyle tasarımın uluslararası panoraması bir arada sunulup, yaşamımızı ilham verici bir biçimde kolaylaştırmanın aracı olarak tasarımın önemi gösteriliyor” diyor...

Sergide yer alan kentlerden biri de Milano. Hani bizim EXPO’yu kaybettiğimiz Milano... Sergiyi gezerken EXPO gibi organizasyonları kazanmak için böyle tasarımlara, tasarımcılara gereksinimimiz olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Milano’nun tasarımları “Dolcevita’yı Düşlemek” başlığı ile sunulmuş. Savaş sonrası İtalya’da faşizmin yaratıcı zorbalığından kurtuluş, yeni bir mimar ve tasarımcılar kuşağının iyimser bir gelecek vizyonuna kapılmasına olanak tanıdı. Marco Romanelli, son derece etkili olduklarını dile getirirken, başarılarının ardında her zaman bir parça hüzün olduğunu da eklemiş.

1960’lı yıllarda yani 1955 ila 1965 döneminde, Milano, İtalya’nın mucize kentiydi. Kent, yeni bir kuşağın düşlerini de barındıran, iyimserlik, tutku ve mücadele dolu bir uzay gemisini andırıyordu. Güzel yılların iyimserliği kadar acı ve beklenmedik olacak bir uyanışı da kaçınılmaz olarak beraberinde sürükleyen aşırı hareketli yıllardı. Düşten uyanış tamda beklendiği anda geliverdi. Adam kaçırma ve siyasal cinayetleriyle 1970’ler Milano’da her yerden önce başladı.

Milano’nun altın yıllarını anlatmak, o dönemi yaşamamış fakat kaçınılmaz şekilde efsaneleştirilmiş bir anlatıyı dinleyerek büyümüş olanların algılamasının tersine, o günleri yaşayanlar için ne anlama geldiğini görmek açısından son derece önemli.

Tasarımcısı olmayan kentlere bu dünyada yer yok ne yazık ki...

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.