Geçen hafta sonu Marmaris’te üç tane uluslararası toplantı vardı. Bunlardan birinde bendeniz de konuşmacıydım. Bu arada Kültür ve Turizm Bakanı Günay da, Bodrum’daki tarih katliamlarını yerinde tespit edip Marmaris’e geldi. Bir çok söz verdi ama nedense “sürdürülebilir turizmin” kurallarından söz etmedi. Sayın Bakan Bodrum’dan Marmaris’e helikopterle geldiği için göremedi ama Muğla-Marmaris yolunun genişletilmesi sırasında 2 bin ağacın kesildiği sanıyorum kendisine söylendi.
Evet, benzeri bir durum geçen yıllarda Gökova-Dalaman-Göcek arasındaki yemyeşil tünelde yaşanmıştı. Şimdi o yemyeşil tünelin yerinde otomobillerin birbiriyle yarıştığı bir yol var; (Bu arada kurulan radarlara yakalananlar da epey ceza ödüyorlar elbette...) Biz oradayken yol genişletme çalışmaları sırasında aralarında koruma kapsamındaki günlük ağaçlarının da bulunduğu 2 bin ağacın kesildiği, yaklaşık 300’ünün de gelecek günlerde aynı sonla karşılaşacağı iddia ediliyordu.
Marmaris Orman İşletme Müdürü Enver Demirci gazetecilere demeç vermiş, yol genişletme çalışmaları sırasında koruma altında bulunan sığla ağaçlarının kesildiğini doğrulamış. Belbaşı bölgesiyle Gökçe Köyü arasında işaretlenen 2 bin 330 ağaçtan 2 bininin kesildiğini, kalan 300 ağacın da gelecek günlerde kesileceğini söylemiş. Demirci, “Ne yazık ki kesilenler arasında sığla ağaçları da bulunuyor. Konunun asıl muhatabı karayolları. Onlar Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan izin aldıklarını söylüyorlar. Muğla-Marmaris yol genişletme çalışmalarının proje aşamasında ciddi tartışmalar oldu. Yolun sığla ağaçlarının bulunduğu yerden değil de karşı taraftan geçirilmesini istedik. Bu isteğimiz kabul edildi. Ama ne yazık ki az da olsa yolun karşı tarafından sığla ağaçları da var ve bunlar kesilmekten kurtulamadı” demiş...
Marmarisli turizmci dostlarımız talep fazlası yatak oluşundan tutun da mecburen uyguladıkları her şey dahil sisteminin kötülüklerini anlata anlata bitiremediler üç gün boyunca... Ben de onlara bu ağaç katliamlarına itiraz etmedikleri sürece, doğayı korumak konusunda hem kişisel hem de kurumsal sosyal sorumluluk göstermedikleri takdirde bir süre sonra bugün buldukları ucuzcu turistleri de bulamayacaklarını söyledim... Çünkü “sürdürülebilirlik” turizmde olmazsa olmaz bir madde.