Hammadde fiyatlarındaki yüzde 100'lere varan artış dolayısıyla zor günler geçiren demir çelik sektörü yaralarını sarmaya hazırlanıyor. Siyasi belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla beyaz eşya ve otomotivdeki yatırımların artmasını beklediklerini söyleyen Yassı Çelik İthalat, İhracat ve Sanayicileri Derneği (YİSAD) Başkanı Mustafa Açıkalın, "Kasım 2007 sonrası yaşananları ne bizler ne de yurtdışına sac ihracatı yapan firmalar tahmin edemedi. Gün içinde bile fiyatlar değişiklik gösterdi. 5 ayda yaklaşık yüzde 70 ile yüzde 100 düzeyinde bir fiyat artışı yaşandı. Adeta bir deprem yaşadık. Artık küresel krizin durulması ve siyasi istikrarın sağlanmasıyla birlikte otomotiv ve beyaz eşya sanayiinde yatırımların artmasını bekliyoruz" dedi.
İstanbul'da YİSAD tarafından dün düzenlenen toplantıda sektörde ve Türk ekonomisinde yaşanan gelişmeler değerlendirildi. "Yassı Çelik Sektörü ve Türkiye Ekonomisi" başlıklı toplantıya Ereğli Demir Çelik Fabrikaları TAŞ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özgen ve Deutsche Bank Genel Müdür Yardımcısı Saruhan Doğan konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'de yatırımların ve yeni projelerin yavaşladığı bir dönem yaşandığını belirten Açıkalın, demir çelik fiyatlarının her yıl maden şirketleri ile çelik devleri arasında karşılıklı görüşmelerle ayarlandığını söyledi. Çin ve Hindistan'ın dünya demir çelik üretiminin büyük bir kısmını çekmesi nedeniyle yaşanan ürün sıkıntısının fiyatları patlattığını ve 2008 başından beri yüzde 70 artış gerçekleştiğini dile getiren Açıkalın, "Bu artış Türkiye'nin tek sac üreticisi olan Ereğli Demir Çelik Fabrikaları'nın da (Erdemir) yıl başından bu yana dört kez ürünlerine zam yapmasına neden oldu" diye konuştu.
Ereğli Demir Çelik Fabrikaları Genel Müdürü Oğuz Özgen ise artan fiyatların dünya ile paralel olduğuna dikkat çekerek uzun vadeli anlaşmalar ile artan fiyatları dengede tutmaya çalışacaklarını belirtti.
Uzun üründe üretim fazlası var
Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ciddi bir potansiyel barındırdığını belirten Mustafa Açıkalın, şöyle konuştu: "Spiral boru sektöründe ciddi tüketim ve üretim bekliyoruz. Şu an yavaşladığını gördüğümüz yatırım ve projelerin gündemde bulunan siyasi belirsizliklerin ortadan kaybolmasıyla tekrar devreye gireceğini tahmin etmekteyiz. Her şeyden önemlisi, yeni yassı üretim projelerinde ciddi ihracat oranları da beklemekteyiz. Uzun üründe ülkemizde ciddi bir üretim fazlası var ve bu alanda bulunan üreticiler iç tüketimden daha fazlasını ihracata yönlendirmekte. Önümüzdeki 3-4 yıllık dönemde ülkemiz yassı üretimde de ihracat yapan bir ülke konumuna gelecektir."
Çelik sektöründe Japonya, AB, Amerika ve Dubai'nin doyma noktasında olduğunu söyleyen Oğuz Özgen de "Hindistan, Ukrayna, Çin ve Türkiye çelik sektöründe büyüme potansiyeli olan ülkeler olarak değerlendiriliyor. Bundan sonraki arz ve talep dengesini etkileyecek en önemli unsurlardan biri de bu" dedi.
Navlunda gevşeme bekliyoruz
Navlun fiyatlarının neden yükseldiğinin iyi yorumlanması gerektiğine dikkat çeken Özgen, "İlk bakışta navlun fiyatlarındaki artışın 150 dolarlara çıkan petrol fiyatlarına bağlı gibi görünse de aslında bunun arkasında yatan capesize (çok büyük yük gemileri) gemi trafiği ve limanların yetersizliğidir" dedi. 2003-2004 yılında Avustralya limanlarında sıra bekleyen gemi sayısının 50 olduğuna ancak bu rakamın son yıllarda 150'ye kadar çıktığına dikkat çeken Özgen, "2009 yılında piyasada bir miktar gevşeme öngörüyoruz. Çünkü Avustralya limanlarında modernizasyon çalışmaları devam ediyor. Kapasite 150 milyon ton kapasiteden 250 milyon tona çıkacak" dedi.