Bilim insanları küresel ısınmanın dünyamız için kaçınılmaz bir olgu olduğunu, dönemsel çevrim içinde yerkürenin bir ısınıp, bir soğuduğunu anlatıyorlar ama bu anlatımlarda söz konusu çevrimin birkaç on yıllık parçalara bölünecek kadar kısa dönemlerden oluştuğu söylenmiyor. Kimi uzmanlar, günümüzde sözü edilen küresel ısınmanın tarih boyunca süregelen dönemsel iklim değişikliklerinden çok farklı özellikleri olduğunu söylüyorlar. Bu kez ortaya çıkan ve hızla hissedilmeye başlanan iklim değişikliğinin kökeninde insanların doğal çevreyi hoyratça kullanmasının yattığı öne sürülüyor. Bu uzmanlara göre, üstelik henüz sorunun başlangıcında bulunuyoruz. Asıl felaketler zinciri sonradan gelecek. Uzmanlar bu felaketlerin en önemli işaretlerinden birisinin günümüzde yaşanmaya başlanan su yetersizliği olduğunu belirtiyorlar. Daha karamsar olanlar yakın gelecekteki savaşların “temiz su kaynaklarının denetimini ele geçirmeye” yönelik nedenlere dayanacağını öne sürüyorlar.
Özdeyiş haline gelmiş olan “su yaşamdır” sözünün gerçek anlamını her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Aslında dünya üzerindeki toplam su miktarı hiç değişmiyor. Doğal çevrim içinde su üç durumdan (sıvı, buz ve buhar) birine dönüşerek varlığını koruyor. Bu anlamda, insanların varlıklarını korumak için yaşamsal öneme sahip suyu her zaman bulmaları mümkün ama her şeyi metalaştıran iktisadi gelişme sürecinin dizginlenemeyen hırsı, kullanılabilir su kaynaklarını hızla azaltıyor. Doğayla didişme, onunla uyum içinde gelişmenin yerini aldığından beri doğada yaşama dair ne varsa kirlenme ve bozulma süreci yaşıyor. Yaşamın başlıca köşe taşlarından birisi olan su kaynakları da bu kirlenme ve bozulmadan payına düşeni alıyor. Dünya üzerindeki toplam su miktarı değil ama yaşamı var eden temiz su her geçen gün azalıyor. Suyun doğal çevrim içindeki temizlenme hızı insanların kirletme hızının çok gerisinde kalıyor.
İşte bu süreçte farkına varılan küresel ısınma adeta bir alarm zili gibi çınlıyor insanların kulaklarında. Verimli topraklarını, solunacak havasını ve içecek suyunu para hırsına kaptıran insanlık acaba düşünmeye başladı mı? Umarım başlamıştır.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!