Haberler

Kyoto'ya imza tamam, sıra 140 milyar doları aşağı çekmede

Tarih: 3 Haziran 2008 Kaynak: Referans
Hükümet, 2009'da başlayacak süreçte devre dışı kalmamak ve şartları müzakere edebilmek için Kyoto Protokolü'nü imzalama kararı aldı. DPT'nin hesaplarına göre, iyi müzakere yapılmazsa Türkiye'nin milli gelirinde yüzde 10 ile 37 arasında azalma olacak.

Hükümet, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Kyoto Protokolü'nü onaylayarak Meclis'e göndermeyi kararlaştırdı. Protokol, Meclis'in onayının ardından yürürlüğe girecek. Hükümet Sözcüsü ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek, protokole 176 ülkenin taraf olduğunu hatırlatarak, "Bu protokolün ilk 5 yıllık uygulaması bitiyor. Bundan sonrası için hazırlıklar yapılıyor. Türkiye'nin yeni dönemle ilgili hazırlıklar başladığında çekinceleri ve şartları olacaksa, bu protokülü onaylaması gerekiyordu. Bu nedenle onaylama yönünde karar alındı. Bundan sonra protokol Meclis tarafından onaylayacak" dedi.

Türkiye Kyoto Protokolü'ne dahil olmak için ilk adımını aralık ayında Endonezya-Bali'de yapılan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı'nda atmıştı. Kyoto Protokolü taraflarının 2008-2012 yılları için karbon salınımındaki sayısal hedeflerinin belirlendiği toplantıda ana konulardan biri de 2009'da başlayacak süreçti. Bu sürece dahil olan ülkeler 2008 yılındaki iki zirvenin sonuna kadar, Kyoto anlaşmasını imzalamak zorunda. Dışarıda kalan ve müzakereleri iyi yapamayan devletler ise bundan sonraki dönemde şartları olduğu gibi kabullenmek zorunda kalacak.

2009 yılında başlayacak süreçte aktif rol almak isteyen Türkiye'nin önümüzdeki birkaç haftada Meclis'teki onay sürecini tamamlaması gerekiyor. AB sürecindeki Türkiye'nin protokolü imzalamak zorunda olduğu belirtilirken, Başbakan Tayyip Erdoğan da geçen eylülde yaptığı bir konuşmada, Kyoto için olumlu sözler sarfetmişti.

Maliyeti ağır
Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne taraf olmamasında en büyük etken maliyet hesaplarıydı. Kyoto Protokolü kapsamında verilen taahhütlere göre, taraf ülkelerin sera etkisi yaratan gaz salınımlarını 2008-2012 aralığında 1990 seviyesine, yani yüzde 8'e çekmeleri isteniyor. Türkiye de gelişmiş ülkeler seviyesindeki yaptırımlara tabi tutulduğu için bugüne kadar anlaşmaya taraf olmaktan kaçınmıştı. Türkiye'nin kişi başına düşen sera gazı ortalaması OECD ve AB ülkelerinin çok gerisinde. Ama bu ortalama 70 milyonluk nüfusuyla çarpıldığında, Türkiye'yi en çok sera gazı üreten ülkeler sıralamasında 13'üncü sıraya yükseltiyor. Enerji Bakanlığı'ndan mart ayında AB'ye yollanan yazıda özetle, "Türkiye Kyoto'yu imzalarsa enerji politikası çöker. Doğalgazda Rusya ve İran'a bağımlılığı artar. Bütün kömür santrallarımızı kapatmak zorunda kalırız. Kyoto'ya imza atmak Türkiye'ye 20 milyar dolarlık ek yatırım yükü getirir" görüşü savunulmuştu.

Karbona göre vergi
Kyoto ile endüstri, motorlu taşıtlar ve ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek. Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme sağlanacak, ulaşımda, çöp depolamada çevrecilik temel ilke olacak. Güneş enerjisinin önü açılacak, nükleer enerjide karbon sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak.Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacak.

BM Çerçeve Sözleşmesi kapsamında ülkeler tarihi süreç göz önüne alınarak Ek-1, Ek-2 ve Ek-1 dışı olarak 3 temel grupta tanımlanıyor. Türkiye, OECD üyesi olması nedeniyle Ek-1'de yer alıyor. Gelişmekte olan ülkeler Ek-1 yer alıyor ve sera gazı salınımını azaltmayı kabul ediyor. Türkiye, Kyoto'yü imzalamakla yeni dönemde taahhütler ve koyacağı çekinceler konusunda pazarlık yapma hakkına sahip olacak.

DPT müzakere etmeden imzalamayalım demişti
Devlet Planlama Teşkilatı, yaptığı bir çalışmada, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nün müzakere edilmeden imzalaması halinde milli gelirinde yüzde 10 ile yüzde 37 arasında azalma olacağını açıklamıştı. DPT'nin İklim Değişikliği Meclis Araştırma Komisyonu'na sunduğu çalışmaya göre, Kyoto Protokolü'nde Türkiye'nin yükümlülük almaması için bunu müzakere etmesi gerektiği belirtilmişti. Müzakere edilmeden imza atılması durumunda ise oluşacak maliyet GSYİH'nin en az yüzde 10'uyla en fazla 37'si (40 ila 148 milyar dolar) arasında öngörülmüştü. Raporda, Türkiye'nin karbondioksit emisyonunun birçok ülkenin gerisinde olduğuna dikkat çekiliyor. Buna göre ABD'de kişi başına karbondioksit emisyonu 20 ton düzeyinde bulunurken AB ülkelerinde 8 ton, Türkiye'de ise 3 ton düzeyinde. Türkiye kişi başı emisyon salımında da 75. sırada.

Su için eylem planı
Devlet Bakanı Cemil Çiçek, dün 6.5 saat süren toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, ülke genelinde içme suyu ihtiyacının da ele alındığını belirtti. Ülke genelinde 3.4 milyar metreküp su ihtiyacı bulunduğunu, temin edilen miktarın 5 milyar metreküp olduğunu ifade eden Çiçek "Ancak bunun dağılımı sebebiyle bazı yerlerde sorun var. 2008-2012 yıllarını kapsayan bir eylem planı hazırlandı. Acilen 7 merkezde ek suya ihtiyaç var. 34 yerde 2010'da ihtiyaç ortaya çıkabilir. Mahalli idareler ve DSİ devreye girip eylem planını uygulayacak" dedi. Çiçek, Ankara'nın su sorunu ile ilgili olarak ise Sağlık ve Çevre bakanlarının birkaç gün içinde kendi açılarından konu hakkında açıklama yapacaklarını söyledi.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Ağustos 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31        
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.