Haberler

İstanbullar İstanbullular

Tarih: 10 Haziran 2008 Kaynak: Zaman Yazan: Elif Şafak
Dünyanın en başdöndürücü ve sanatçılar açısından en ilham verici şehirlerinden biridir İstanbul. Zor ve zorlayan. Buram buram yaşam, hız ve dinamizm.

Bir yandan kalabalıklar, kabalıklar, trafik, metropollere has sorunlar ama bir yandan da muazzam bir kültürel, sosyal, tarihsel sentez. Çünkü böyledir bu şehir. Belalı bir med-cezir. Yorar insanı hırpalar. Alır eline yoğurur. Bir ana kadar şefkatlidir, bir ana kadar sakınmasız tokatlarında. Onu ancak sevenler anlayabilir. Hem usandıran, hem onaran. Öylesine bezdirici, öylesine yaşanılası. Buna rağmen uzun seneler boyu yeterince tanınmayan, kıymeti anlaşılamayan ve anlatılamayan. Kadri kıymeti yeterince bilinmeyen İstanbul. Ne dünya basını, ne de içinde yaşayanlar tarafından.

Ancak son zamanlarda bu hususta büyük bir değişim var, adeta kendiliğinden. Biz belki bunun yeterince farkında değiliz ama gerek İstanbul'a gelen ziyaretçi sayısında, gerekse İstanbul ile ilgili yayınlarda belirgin ve sevindirici bir artış var. Tüm dünyadan insanlar, bilhassa meraklı turistler, gazeteciler, fotoğrafçılar, yazarlar, akademisyenler.... bu şehrin sihirine kapılıyor. Konferans ya da birkaç günlük gezi için gelip de burada ev tutanlar, iş bulanlar, âşık olanlar, evlenenler, yuva kuranlar sandığımızdan daha fazla. Peki onların gördükleri ve aktardıkları İstanbul nasıl bir İstanbul? Hepimiz aynı şehirde mi yaşıyoruz acaba? Yoksa birbirimize değmeden akıp gidiyor muyuz aynı sokaklardan?

Her şehir için kolaylıkla 'kadın' ya da 'erkek' diyemezsiniz. Ama kimi şehirlerin cinsiyeti baştan belirgindir. İstanbul ise daima dişi. Yüzyıllardır kadına benzetilmiş. Ele avuca sığmayan, kolay kolay yaşlanmayan bu kadının birden fazla ruh hali var. Birden fazla İstanbul var. Yan yana, iç içe yaşayan ama çoğu zaman değmemeyi başaran dört ayrı şehir var bu şehrin bağrında.

Birincisi öteden atadan beri burada yaşayanların İstanbul'u var mesela. Aileleri kuşaklardır burada olan. Onlardan dinlerseniz İstanbul'u, biraz daha nostalji kokar kelimeleri. Eskiyi ararlar hep, şehrin daha sakin, daha düzenli olduğu zamanları. İkinci İstanbul ise buraya dışarıdan ve sonradan gelenlerin İstanbul'u. Yirmili yaşlarında, belki otuzlarında kırklarında, her halükârda sonradan gelenlerin şehri. Üçüncüsü uzaktakilerin İstanbul'u... Ben ancak gurbete düşünce yolum anladım bunu.

Uzakta, onu görmeden yaşayan, gene de daima adını sayıklayan ne çok insan var. Hollanda'da, Fransa'da, Almanya'da, Avustralya'da... İstanbul'u hasretle yad eden, bu şehre uzaktan methiyeler düzen, öğrenim amacıyla, ekonomik sebeplerden ya da kişisel hikayelerinden dolayı İstanbul'da yaşamayan ama gene de ondan kopamayanlar. Uzaktakilerin İstanbul'u bir ayna kadar somut, bir ayna kadar kişisel. O aynaya her bakan kendi gurbetini görür İstanbul'un yokluğunda. Bilmezler bu şehre aşık olmayanlar, bilemezler onsuz yaşamanın ağırlığını. Bilmezler bu şehrin yangınını yüreğinde kor kor taşımayanlar, yokluğunun nasıl can yaktığını...

Dördüncü bir kategori daha var. Gurbet sona erdiğinde, dönülmez sanılan yollardan dönüldüğünde bulunan (ya da bulunamayan) İstanbul. Dönenlerin İstanbul'u... Bunları daha evvel uzun uzun yazmıştım. Ama işte şimdilerde bir beşinci kategori ekliyorum. Yabancıların İstanbul'u. Yabancı gelinlerin, damatların ya da bu şehre gelip de ondan kopamayan Avrupalıların, Kanadalıların, Hintlilerin, Arapların, Japonların, Moldovyalıların İstanbul'u. Bir de onlardan dinlemek lazım bu canım şehri. Hatasıyla sevabıyla.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.