Haberler

İki sert cevap

Tarih: 13 Haziran 2008 Kaynak: Yeni Asır Yazan: Ertan Gürcaner
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu kendisini eleştiren Cemil Şeboy ve Melih Gökçek'i yanıtladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisini projelerine engel olmakla suçlayan AK Partili Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy ve "İzmir'in suyunda arsenik var" diyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e sert cevaplar verdi. Kocaoğlu, "9 projem reddedildi. Art niyetle hareket ediyorlar, ama beni engelleyemeyecekler" diyen Şeboy'a "Gönderdiği imar mevzuatına aykırı kararları onaylayamayız. Benim kendisiyle problemim yok. Sayın Şeboy'un önce Buca Belediyesi'ne ardından da Büyükşehir Belediyesi'ne bakıp dikkatli konuşmasında fayda görüyorum" dedi. Kocaoğlu'nun bu sözleri, geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen ve bazı Buca Belediyesi çalışanlarının tutuklandığı yolsuzluk operasyonunu ima ettiği şeklinde yorumlandı. Kocaoğlu AK Partili Melih Gökçek'in "İzmir'de 3 ayrı yerde su tahlili yaptırdım, 2 ayrı yerde arsenik oranları 39 ve 38 çıktı" sözlerine de "Bu polemikten ne umuyorsa onları İzmir'de değil başka yerde arayacak" dedi.

Cemil Şeboy'a:
"Dikkatli konuşsun"

Sayın Cemil Şeboy'un Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığını kutluyorum. Kendisine başarılar diliyorum. Onun aday olması konusunda hiçbir sıkıntım da yok. Şeboy'la en ufak bir alıp veremediğim yok. Ama böyle bir konuyu politik malzeme yapmanın, yasal olarak olması mümkün olmayan konuları Meclis'e getirmenin, kent gündemine taşımanın, kenti negatif enerjiye boğmanın da hiçbir anlamı ve yararı yok. Tabii ki, eleştirecek. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Ama eleştirirken biraz dikkatli olmasında, dikkatli konuşmasında fayda var. Önce Buca Belediyesi'ne ardından Büyükşehir Belediyesi'ne bakıp dikkatli konuşmasında fayda var.

"Başkanlık bu mudur?"
Sayın Şeboy'a karşı herhangi bir art niyetim söz konusu değil. Hiçbir siyasi parti ayrımı gözetmeksizin tüm belediyelerin imar yönetmeliğine uygun olmayan kararlarını reddediyoruz. Şeboy, bir belediye meclis üyesinin akrabasının benzin istasyonu kararını kendi meclisinden çıkarıp Büyükşehir'e gönderiyor. Ondan sonra uğraş dur. Kendisi 'Ben yaptım, teklif ettim ama orada, yukarıda Konak'ta bir adam var o yapmıyor' diyor. Ben anlamıyorum. Belediye başkanlığı bu mu dur? İmar mevzuatı beni de ilçe belediye başkanlarını da bağlıyor.

"Sırf top kalsın diye..."
İlçe belediye başkanları kendisinde imar yetkisi olsa geçiremeyeceği, cevabını veremeyeceği, yasal düzenlemesini yapamayacağı imar konularını sırf "Top Büyükşehir Belediyesi'nde kalıyor" diye bize gönderiyorlar. Bunu yaparken de hiç yoğunluğuna, şuyuna veya buyuna bakmadan imar yönetmeliğine uygun olmayan konuları hem kentlinin, hem Büyükşehir'in önüne getirip koyuyorlar. Sonra da 'Benim projem engelleniyor' diyorlar. Böyle bir şey yok. Biz niye engelleyelim ki? Büyükşehir olarak hangi siyasi partiden olursa olsun her belediyenin planlama ilkelerine uymayan önergelerini görüş belirtip meclise sunuyoruz. Değerlendirmeyi Meclis yapıyor.

"Bana da yetki verilsin"
İlçe belediye başkanlarının yaptığı 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında da hiçbir riskleri bulunmuyor. İsterlerse hiç olmayacak planlama önerileri getirebiliyorlar. Bunları meclislerinden geçirip Büyükşehir'e gönderebiliyorlar. Büyükşehir, bunları geçirirse hem kamu kurumları hem meslek odaları bu meclis kararları ile ilgili dava açabiliyorlar. Ama meclis kararlarını kontrol edip denetleme yetkisine sahip olan Büyükşehir Belediye Başkanlarının bu kararlara dava açma gibi bir yetkisi yok. Valilere verildiği gibi Büyükşehir başkanlarına da yetki verilsin bakın bakalım o zaman ilçe belediyelerden gelen imar dosyalarının yüzde 90'ı yine gönderilebilecek mi? Ya da gönderilen dosyaların yüzde kaçı yargıya gidecek? Bence, Büyükşehir başkanının ilçe meclislerince alınan kararları büyükşehir meclisine sokmadan dava açma yetkisi yok.
Bence bu büyük bir eksiklik. 

Melih Gökçek'e:  
"Önce kendi kentine baksın"

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in açıklamaları gerçeği yansıtmıyor. İZSU Genel Müdürlüğü vasıtası ile hergün 150 ayrı noktadan alınan su örnekleri ile musluktan akan içme suyunun kontrolünü yaptırıyoruz. İzmir'in suyu Melih beyi niye ilgilendiriyor, İzmir'in suyuyla ne işi var anlamış değilim. Eğer kendisine gerekçe, dayanak arıyorsa bunu İzmir'de değil Ankara'da arasın. Onun dayanağı Ankara'da ve Ankara halkındadır.

"Polemik konusu olmaz"
İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak küresel ısınma tehdidini en erken fark edip ona göre tedbir aldık. Melih bey küresel ısınmanın farkına musluklardan su akmamaya başlayınca, yani bizden 10 ay sonra, iş işten geçtikten sonra vardı. Ve tabii ki; telaşla bir tasarruf kampanyası başlattı ve tepki aldı. Ben kendisine saygı duyuyorum. Tabii ki her belediye başkanının başına suyun kesilmesi, boruların patlaması gibi sorunlar gelebilir. Ankara'da yaşananlar İzmir'de olmuş gibi beni de üzmüştür. Bunlar polemik konusu ya da siyasi meta yapılacak işler değil.

"Tahlilleri kime yaptırmış"
Üç ayrı noktadan örnekler aldırdığını söylüyor. Bu tahlilleri kime yaptırmış, nasıl yaptırmış, hangi laboratuara yaptırmış bilemiyoruz. İzmir'in içme suyunda kendisinin iddia ettiği gibi 38-39 mikrogram arsenik olduğu yolunda bizim elimizde bir veri yok. Sayın Gökçek kendi görev yaptığı kentin sorunlarıyla ilgilenir, mesaisini enerjisini oraya verirse o zaman Ankara'ya daha faydalı olacağına inanıyorum. Bizimle polemiğe girerek bundan ne umuyor bilemiyorum ama bu benim tarzım değil. Sayın Gökçek bu polemikten ne umuyorsa onları İzmir'de değil başka yerde arayacak. Eğer kendisine göre bir düşüncesi hesabı varsa onu da açık açık söylesin. O zaman biz de niyetinin ne olduğunu öğrenmiş oluruz.

"Su krizini yönetemedi"
Sayın Gökçek 15 senedir belediye başkanlığı yapıyor. Belediye başkanlığı konusunda taraftarları, arkadaşları duayen olduğunu söylüyor. Ama su krizini yönetemiyor. Biz 4 yıldır belediye başkanlığı yapıyoruz. 2006 Kasım ayında 2.5 senelik belediye başkanı iken tüm arkadaşlarımızla beraber küresel ısınma konusunda en önemli teşhisi biz koyduk. Türkiye'deki 80 kente örnek olacak projeler demeti sunduk. Halkımız da bize büyük destek verdi. Geçtiğimiz günlerde de kampanyanın ikinci etabını başlattık. Ve bugün 'Biz bu krizi yönetebiliyoruz' diyoruz. Sayın Gökçek'e söyleyebileceğim tek şey; bizler yerel yöneticileriz ve kendi illerimizle, belediyelerimizle uğraşır, enerjimizi oraya harcarsak daha başarılı oluruz. Başkasını payanda almaya gerek yok. 15 yıllık belediye başkanının da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının da payanda almasına ihtiyacı olmaması gerekir. Çünkü ben Melih Bey'i payanda almıyorum.

"İzmir'in suyu temiz"
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Melih Gökçek'in iddialarıyla ilgili yazılı bir açıklama da yaptı. Açıklamada, kente verilen içme suyunun kalitesi ve güvenirliğinde herhangi bir problemin olmadığı vurgulandı. Açıklamada, kentteki yüzey ve yeraltı sularında arsenik değerinin belirlenen sınırlar içinde olduğu dile getirildi. Türk Akreditasyon Kurumu'nun (TÜRKAK), İzmir'in suyunu sürekli denetim altında tutan İZSU Laboratuvarı'nın analiz sürecini onaylarken, aynı laboratuvarın Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından da yeterlilik belgesi aldığı hatırlatılan açıklamada "Sayın Gökçek'in hangi amaçla yaptığı belirlenemeyen bu talihsiz açıklamasına karşılık, sürekli kontrol altında tuttuğumuz İzmir'deki su değerlerimizi hemşehrilerimizin bilgisine sunmakta yarar görüyoruz. Suyumuzun kalitesinde, vatandaşlarımızın sağlığını tehdit edici herhangi bir unsur bulunmamaktadır" denildi.

Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 2005 yılında yayınladığı ve 2007 yılında izleme programını başlattığı 'İçmesuyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine Dair Yönetmeliği'nde arsenikteki kılavuz değer litrede 10 mikrogram, maksimum zorunlu değer ise 50 mikrogram'dır. Yine bakanlığın 13 Şubat 2008 tarihli Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde içmesuyu potansiyeli yüksek olan sular için standart Arsenik değeri 20 mikrogramdır. Buna karşılık İzmir Menemen'deki Acil Toplama Merkezi'nde 03 Mart 2008 tarihinde yapılan analizde 11.75 mikrogram, 04 Nisan 2008 tarihinde Göksu Sarıkız Toplama Merkezi'nde 11.04 mikrogram, 28 Nisan 2008 tarihinde Halkapınar Kuyusu'nda 10 mikrogram, 10 Haziran 2008 tarihinde Pınarbaşı Toplama Merkezi'nde yapılan analizde ise 1.04 mikrogramlık arsenik değeri tespit edilmiştir. Tahtalı, Balçova, Ürkmez ve Aliağa'daki yüzey sularında ise arsenik saptanmamıştır."

Şeboy ne demişti?
Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy, önceki gün 3 projesi daha Büyükşehir Belediye Meclisi'nden onay alamayınca sert açıklamalarda bulunmuştu. Şeboy, "İster onaylasınlar, ister onaylamasınlar. Umurumda bile değil. İstedikleri kadar uğraşsınlar, ben projelerimi hayata geçireceğim. Yıkmanın ruhsatı yok. Dozerleri Buca Stadı'nın bulunduğu yere sokup oradaki bütün yapıları bir bir yıkacağım. Mani olsunlar da görelim!. Ömürleri nasılsa az kaldı. 9 ay sonra gidecekler. İzmir'e bunlardan hayır gelmez. Artık bunların bir an evvel gitmesi lazım" demişti.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.