Haberler

İslam Mimarisinin Avrupa’daki Pozisyonu

Tarih: 24 Haziran 2008 Kaynak: Archined Yazan: Tom Ebami Çeviren: Pınar Seyrek
Batı Avrupa’da İslam mimarlığının kökeni ve şekil dili hakkında birçok yanlış anlaşma söz konusu. Mimarlık tarihçisi Christian Welzbacher ile mimarlar Hüsnü Yeğenoğlu, Wilfried van Winden ve Paul Böhm geçtiğimiz günlerde, Martien de Vletter yürütücülüğünde, Hollanda Mimarlık Enstitüsü’nde (NAi) bu konuyu tartıştılar.

“Osmanlılar 1453’te İstanbul’u fethettiklerinde Ortodoks Katolik bir kilise olan Ayasofya’yı camiye dönüştürdüler. Binanın mimarisi büyük oranda korundu. Daha sonra, yeni camilerin yapımında kubbe önemli bir stil elemanı olarak kopyalanmaya başladı. Bu nedenle bugünkü cami formu Katolik etkilerden bağımsız düşünülemez. Demek ki, dini mimarlığın kimliği statik değildir, zaman içerisinde değişebilir.“ sözleriyle başladığı tartışmayı Hollandalı - Türk mimar Hüsnü Yeğenoğlu bu yönde sürdürdü.

Batı’daki yeni camiler hakkında bir kitap hazırlayan Christian Welzbacher ise, İslami ibadet mekanının karakteristik kullanım şeklinin, binanın mimari temsilinden daha önemli bir parçası olduğunu savundu. Karakteristik kullanıma örnek olarak ayakkabılık, Mekke’ye yönelik ibadet mekanı ve doğuya dönük olmaması gereken tuvaletleri gösterdi.


Zentralmoschee Köln
Kaynak: Paul Böhm Mimarlık

Köln’deki cami yarışmasını (Zentralmoschee Köln) kazanan projenin mimarı Paul Böhm, cami mimarlığının evriminin, çok yavaş ilerlediğini ve Katolik mimarlığın çok gerisinde olduğunu düşündüğünü söyledi.

Rotterdam’daki Esselam Camisi’nin mimarı Wilfried van Winden ise son olarak, cami mimarisinin büyük oranda, çoğu zaman tutucu kesimden gelen işverenin elinde olduğunu belirtti: “Mimar olarak, işverenin isteklerini yerine getirmek zorundasınız.”

Tartışmanın başında bu şekilde sıralanan görüşler cami mimarisinin şekilsel özelliklerinin tartışılacağı bir tartışmayı zorlaştırdı. Kimlik, statik olmadığına göre tartışma için geçersiz oldu. Özellikle, cami tipolojisinin minimal bir evrim geçirdiği kabulü, katılımcıların tartışma temeli oluşturmalarını güçleştirdi.

Le Corbusier’in Ronchamp Şapeli görüntüleriyle, bir ibadethane için ibadet deneyiminin, tipik bina formundan muhtemelen daha etkili olduğunu anlatan Martien De Vletter, Christian Welzbacher’in varsayımını destekledi. Bildiğimiz kilise tipolojilerine uymayan, atipik diyebileceğimiz bir kilise olan Ronchamp Şapeli’nin, ışığın, mekanın ve heykelsi formların organizasyonu ile dini bir deneyim yaşanmasını mümkün kıldığını savundu. Cengiz Bektaş’ın camisinin (Etimesgut Camisi), benzer şeklide, tarihsel stil elemanlarının kopyalanmasıyla değil, yine ışığın ve gölgelerin organizasyonu ile, bir dini deneyim yaşattığını söyledi. Bahsi geçen tarihsel stil elemanlarının, başka sosyo-kültürel şartların ürünleri olduklarından, bugün yeniden üretilmelerinin söz konusu olmadığını belirtti. Hüsnü Yeğenoğlu, bu tür tarihsel elemanların kopyalanarak kullanılmasının bir çeşit Disneyland1 mimarisi oluşturduğunu söyleyerek bu fikri destekledi.


Etimesgut Camisi

Tartışmanın sonuna doğru, Batı’da giderek etkisi artan İslam’ın toplumsal değişimlerle ilişkisine değinildi. Laik Batı modernitesi ile dindar gelenekselcilik arasında karşılaştırma yaparken herkes dikkatli davrandı. Yeğenoğlu, Batı diskurunda bu tür karşılaştırma ve değerlendirmelere gereğinden fazla anlam yüklendiğinden, bu nedenle tartışmaların yüzeyselleştiğinden dem vurdu. Türkiye’de ise bu tartışmanın daha geniş tutulabildiğini, Batılı ve İslam mimarilerinin sözde karşıtlıklarındansa, cami mimarisinin formu üzerinde durulabildiğini anlattı.

Özet olarak, İslam’ın Avrupa mimarlığına olan etkisinden bahsetmek mümkün olmadı. Cami mimarisi, minare ve kubbe gibi kültürel kalıntıları kopyalamak yerine, dini deneyimlere dayandırılarak jenerik bir değer mi oluşturmalı? Cami mimarisi, Batı gerçeği ile bir ilişki kurmalı mı? Yoksa, mimar işverene boyun eğip onun isteği doğrultusunda kimliği korumaya mı çalışmalı? Tartışma boyunca bu sorulara tam bir cevap verilememekle birlikte, araştırılması ve tartışılması fayda sağlayabilir formulasyonlar olarak algılanabilir.

1 Çevirenin notu: Yeğenoğlu, aslında Disneyland’ın Hollanda’daki daha eski versiyonu olan Efteling’i referans veriyor.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.