Haberler

ArkiPARC 2008 Konuğu Steven Holl'den Pekin'e Gökyüzü Köprüleri

Tarih: 20 Ağustos 2008 Kaynak: CNN Yazan: Stephanie Busari Çeviren: Gül Keskin

Görseller: Steven Holl Architects

Çin'in yeni serveti, muhtemelen dünyanın en büyük bina patlamasıyla türeyen yeni gelişimlerin sayısında da artışa neden oldu. Olimpik değişimler geçiren Pekin, daha önce görülmemiş sanal bir inşaat alanına dönüştü.

Bir zamanlar ürkütücü Yasak Şehir'in gölgesinde yatay bir kent görünümündeki Pekin'de gökdelenler yükselmeye başladı. Şehir şimdi, estetik ve teknolojik sınırları zorlayan bireysel eserlerle sarılmış ülkeye toplanan Norman Foster gibi yabancı "starmimarlar"la da birlikte bir “mimari oyun alanı”.

Pekin silüetine son eklenen yapı da kuralı bozmadı. Önceden tarihi şehir duvarlarının yer aldığı alanın kenarına konuşlanan 8 asimetrik kule dizisi kirli havayla yüklü şehir peyzajının üzerine ata binen devasa bir heykel gibi oturuyor. Pekin Linked Hybrid olarak adlandırılan bu mimari maverick1 ciddi anlamda tasarım sınırlarını zorluyor.

New York’lu mimar Steven Holl’ün eseri 21 katlı 8 karma kullanımlı kule, 20. katlarından halka açık, hafif eğimli -galerilerin, restoranların, bar ve dükkanların sıralandığı- gökyüzü köprüleriyle birbirlerine bağlanıyor.



Buhar kazanı veya elektrikli havalandırma cihazı ihtiyacını ortadan kaldıran, atık su geri kazanım tesisinin de dahil olduğu oldukça kompleks ve Dünya’nın en büyük jeotermal sistemlerinden birine sahip oluşum, sürdürülebilir tasarım konusundaki ilerici görüşüyle de çoğu insan tarafından takdir ediliyor. Yapıdaki yeşil çatılar ile filtreler bina sakinlerini kirlilikten ve geri kazanılmış yağmur suyu birikintilerinin oluşturduğu geniş havuzlardan da koruyor.

Kompleks, kendi Hyatt Oteli'ne ve basketbol sahasından, tai chi platformları, sinematik, banka, kuru temizlemeciler hatta bir anaokuluna kadar her şeyin bulunduğu 60.700 metrekarelik bir bahçeye sahip. İçerisinde yer alan 2.500 kişi için düşünülmüş tesisler ve hizmetler sayesinde açılacağı Eylül 2008 tarihinden itibaren oturanlar -işlerine gitmek zorunda olanlar hariç- kompleksin dışına çıkmak zorunda kalmayacak. Linked Hybrid gerçek anlamda şehir içinde bir şehir.

Aynı zamanda Kolombiya Üniversitesi'nde profesör olan Holl, Linked Hybrid’i “her seviyede düşsel bir proje” ve “ekolojik kent yaşamının ultra modern bir izdüşümü” olarak tanımlıyor. Diğer taraftan Linked Hybrid projesi bu kadar takdir kazandığı için de çoğu eleştirmenin dikkatini üzerine çekmiş durumda.



Eleştirilerden biri, bu yeşil lüks markanın ucuza mal olmayacağı. Yalnızca Çin’in yeni zenginlerine hitap edebilecek 44.000 Yuan ya da metrekaresi 6.000 Dolar’dan satılan daireler, uzun vadede mevcutta şehrin yoksun bölgelerinde var olan sosyal bir ayrımı da beraberinde getirecek.

Eleştirilerden bir diğeri de kent içinde, dışa kapalı siteleri anımsatan ve izolasyonist2 olduğu düşünülen kent elemanlarının dünyada giderek popüler olması.

Washington kökenli mimar ve şehirci Howard Decker için Linked Hybrid gibi binalar –“yeşilin yükseldiği” projelere alkış tutanlardan biri olmasına rağmen- çözüm değil problemin bir parçası.



Decker, CNN’e “Çarpıcı derecede soğuk, saldırgan ve hermetik bir mekân. Çevredeki kent dokusu ile arasındaki bağlantısızlık Linked Hybrid’in şehrin genelinden değil birebir kendisinden referans aldığı duygusunun altını çiziyor. İçeriye odaklı projede, kuleler ortalarındaki merkezi su sitemi etrafına toplanmış. Kuleler birbiriyle ilişki içinde görünüyor fakat yeteri kadar çevrelerindeki şehirle ilişkili değiller” açıklamasında bulundu.

Washington National Building Museum’un eski baş küratörü Decker, gökyüzündeki sokak konseptinin, şehrin işleyiş biçimine “muhalif” olduğuna inanıyor.

Decker, “İlk, son ve her zaman, önemli mekânlar, önemli şehirler kendilerine özgü sokaklarıyla birlikte önemli kamu alanlarından başlar. Biz de kendi sokağımıza sahibiz: ait olduğumuz, hareket edebildiğimiz ve oyalanabildiğimiz, bizim hikayelerimizi anlatan anıtlarımızı seçebildiğimiz, oturup komşularımızı seyredebildiğimiz veya oturup günlük gazetelerimizi okuduğumuz mekan. Kent yaşantısının en büyük keyiflerinden biri de kullanımların çarpışması, bu geçiş sahnesini oturup seyretme, görme ve orada görünür olma şansını yakalamaktır,” diye ekliyor.

Ayrıca çoğuna gözetleme rolü verilmiş insanların oturduğu Linked Hybrid’de bunun gerçekleşemeyeceğini iddia ediyor: “Linked Hybrid örneğinde, daha çok bir gözetleme kulesindeki olmaya benzeyen, telaşlı, canlı, heyecan verici şehrin ortasında olmaya pek de benzemeyen bir deneyim yaşanıyor.”

Eleştirmenlerin Linked Hybrid projesinde dikkat çektiği temel şeylerden biri de çevresi ve önceki imparatorluk şehrine tamamen aykırı bir içeriğe sahip olması.



Holl, CNN’e yaptığı açıklamada Linked Hybrid projesinin Yasak Şehir’den 4 kilometre uzaklıkta yer aldığını ve oturanların “havanın açık olduğu bir günde” eski saray içinde açıkça görülebileceğini söyledi. Holl, bunun 21. yüzyıl Yasak Şehri olmadığı konusunda da son derece ısrarlı.

Holl, “Linked Hybrid, New York’taki Greenwich Köyü’nden daha fazla izolasyonist değil. Rockefeller Center üzerinde modelledik. Herhangi biri içine girebilir ama tabii ki sahibi içeriye gireni reddetme hakkına sahip. İnsanlar, dükkanların ve ticari temelin başarılı olması için gelenleri kabul etme ihtiyacı duyacaklardır,” diyor.

Holl, her şeyi hapsetmek için tasarlanmış bir “kale mimarisi” olduğunu, fakat dışarıda pek çok zenginliğin yer aldığı yönündeki iddiaları da reddediyor: “Gayet açık ve geçirgen bir bina. Dışa kapalı sitelerin aksine serbest pasajları var. Bizim projemiz şu anda Çin’de inşa edilenlere aksi yönde ilerliyor. Mevcutta inşa edilen binalar zeminden itibaren izole edilen binalar. Dışa kapalı sitelerde hizmetler yer almaz. Kentsel etkileşim vizyonuna sahip -bunlardan biri de servisler ve kamuya açık olması- bir proje yapmak zorunda olduğumuza inanıyordum. Komplekse 15 farklı noktadan girilebiliyor.”

Şehrin içinde şehir konsepti ise tamamen çevresiyle bağlantısız biri gibi görünen kişinin veya onu normal yerinde bulunmayan bir bilimkurgu nesnesi gibi gören kişinin yorumuna kalmış.

Pekin kökenli tasarımcı Mi Qiu gibi bazı kişiler, asırlık köylerde ve “hutong”lardaki -içinden dar, kavisli yolların geçtiği Çin’e özgü mahalleler- geleneksel konut dokusunun daha çok korunması gerektiğini düşünüyorlar.

Qui BBC röportajında, "Bu yeni binalar tamamen farklı, sanki bir yerden aşağıya dökülüyorlarmış gibi. Bir uyum, genel bir konsept veya şehir planlaması yok," dedi.

Çin’in, başını almış giden çağdaşlaşma ve kentleşmenin ürettiği milyonlarca yeni ev sahibi, onların sosyal binaları ve binlerce yıllık tarihiyle birlikte geriye dönüşü olmayan esaslı bir değişim geçireceğine şüphe yok.

¹ İçinde bulunduğu topluma uyum sağlamak istemeyen kişi
² Tecrit politikası taraftarı
Konuyla İlgili Linkler
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.