Silivri’de bulunan 8 bin yıllık kaya resimleri, antik su kemerleri, kaya oyma kalıntıları üzerine doğru genişleyen taş ocağının tehditi altında.
Silivri’de geçen yıl keşfetilen 3 bin 500 yıllık tarihi kalıntılar için sit kararı beklenirken 50 metre yanına taş ocağı kuruldu. Sit alanı kararı alınmadığı her gün taş ocağı, antik su kanallarının, bölgeye ait tek kaya resimlerinin, ilk Trakyalılar olan Trak uygarlığın izlerinin bulunduğu alana yaklaşıyor.
Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün ve aralarında Avrupa ülkelerinden arkeolog ve jeologların bulunduğu 35 kişilik ekip, Silivri orman köylerinde geçen yıl ilk çalışmalarına başladı. İstanbul ormanlarında saklı bir tarih olduğunu anlatan Aydıngün, araştırmalarında jeofizik ve jeoradar gibi son teknolojileri kullanmaları sayesinde orman altında kalmış eski dönemlere ait eserlere ulaştıklarını söyledi. Aydıngün, keşfedilen mağarada Trakya tarihinde, Güney Doğu Avrupa ve Alplerden itibaren görünen tek kaya resimlerinin bulunduğunu ifade etti.
Sit’ten önce tahribat
Aydıngün, şöyle devam etti: “Geçen yıl mağarayı ilk tespit ettiğimizde taş ocağı yoktu. Tarihi varlıklarla ilgili raporumuzu hazırlayarak Anıtlar Kurulu’na sunduk. Bölgenin sit alanı ilanı konusunda karar henüz çıkmadan mağaranın 50 metre yakınına taş ocağı kuruldu. Taş ocakları izni verilirken bölgedeki kültürel varlık araştırılmıyor. Taş ocağı durduğu yerde durmuyor, genişliyor. Genişledikçe de bizim geçen sene keşfettiğimiz alanlara yayılacak.”
Yrd. Doç. Dr. Aydıngün, bölgede Trakya’da yaşayan ilk insanlara (Traklar) ait izlerin de bulunduğunu anlatarak eserlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Bu kentin kaya oyma kalıntıları ve çok etkileyici bir anıtsal su yapısı var. Bu noktada eski kült törenleri yapılmış olabilir. Kayalar oyularak oluşturulan bu merkezin etrafı tümülüslerle kaplı. Yaklaşık 3 bin 500 yıllık Demirçağ tümülüsleri bu yapılar. Bu yıl ki çalışmalarımızda bu bölgenin Roma döneminde taş atölyesi olarak kullanıldığını ve Danamandıra’nın hemen yakınlarındaki Ballıgerme ve Kurşungerme adlı antik çağ su kemerlerinin inşaatında kullanılan tüm yapı taşlarının buradan gittiğini sanıyoruz.”
Tehdit altındaki eserler
Aydıngün, taş ocağının en eski insanlık izlerini taşıyan Aylapınarı mağarasının neredeyse tam üstüne kadar geldiğini hatırlatarak şöyle konuştu: “Silivri’den Danamandıra’ya, oradan da Roma imparatoru Valens döneminden kalma 373 yılında yapımı tamamlanan dünyanın en uzun ve güzel antik su kemerlerinden olan, orman içinde kalan Germelere uzanan coğrafyayı koruyabilmeyi, yeni bir kültür ve turizm alanı açabilmeyi istiyoruz.” Aydıngün, böyle bir yapının Avrupa’da bulunması durumun da oranın Milli Park ilan edileceğini söyledi.