Haberler

‘İstanbul’da ‘dişleme’ olayı çok’

Tarih: 8 Eylül 2008 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Leyla Tavşanoğlu
Uzun yıllardır AKP’li belediyelerde usulsüzlük, yolsuzluk haberleri sık sık gündeme geliyor. Her yerden pis kokular ortalığa saçılıyor. Hele de AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Şaban Dişli’nin iş takipçiliğinden 1 milyon dolar aldığının ortaya çıkması bütün bu yayılan haberler ve söylentilere tüy dikti. Peki, bu belediye yönetimleri AKP’de de, belediye meclislerinin başka partilerden olan üyeleri ne yapıyor? Onlar nasıl muhalefet ediyor ya da edebiliyorlar mı? Sarıyer ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi CHP’li Engin Erkin’le konuşuyoruz. Şehir plancısı mimar olan Engin Hanım dobra dobra konuşan ender belediye meclisi üyelerinden. Öyle şeyler anlatıyor ki insanın aklı duruyor. Üstelik de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı “doğru konuşmamak”, işleri hep oldubittiye getirmeye çalışmakla eleştiriyor. İmar planlarının ayrıntılarını belediye meclisi üyelerinden kaçırmaya çalışmakla suçluyor. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi hiçbir partinin uzmanlık alanından yararlanmak istemiyor. Bu, AKP’nin düşünce yapısı” diyor.

- Siz, belki bir faydam olur diye belediye meclisi üyeliğine adaylığınızı koyma kararı aldığınızı söylediniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) sizin bu uzmanlık alanınızdan yararlanmak istiyor mu peki?

E.E. - İBB hiçbir partinin uzmanlık alanından yararlanmak istemiyor. Çünkü onların kendi oluşturdukları görüşler değiştirilemiyor. Alınan kararların kimi kanunlara aykırı olacağı, kararın düşünülmeden verildiği uyarıları yapsanız da hiç işe yaramıyor. Üstelik bu uyarıların ne kadar haklı olduğu da sonradan meydana çıkıyor. AKP grubunun düşünce yapısı ve eğilimlerini ne yazık ki değiştiremiyorsunuz. O kadar ki İstanbul için çok yararlı olacağını düşündüğünüz konularda da sadece yargıya gitmek durumunda kalıyorsunuz.

‘AKP Propagandası Yapıyorlar’
- İBB’nin rakamla konuşma gibi bir merakı var. Özellikle üstgeçitlerin üzerinde kocaman tabelalar görüyoruz. Şu kadar köprülü kavşak açtık, şu kadar okul yaptık, şu kadar insana sağlık hizmeti veriyoruz, gibi. Bu verilen rakamlar doğru mu?

E.E. - Şüpheleriniz çok yerinde. Benim çok iyi bildiğim bir konu vardı. O da yapılmakta olan konut sayısıydı. Bir de baktım bir gün “Konut sayısını 45 bine çıkardık” yazılı tabelalar asılmış. Nasıl olur? İki yıl önce 19 bindeydiler. Herhalde TOKİ’nin yaptıklarıyla KİPTAŞ’ın yaptıklarını birlikte hesap ediyor. O zaman da belediye faaliyetlerini yansıtmak değil AKP propagandası oluyor. Oysa siyasi parti propagandaları yalnızca seçim kampanyaları dönemlerinde yapılabilir. “Kendi partisinin belediyesidir. Olabilir” diyorlar. Evet, ama onu seçim kampanyasında yapmalıdır, şimdi değil. Halka kendilerini benimsetmek için ellerindeki imkânları da maksimum oranda kullanıyorlar. Tanıtım masrafları bayağı önemli miktarlarda. Beyaz Gezi adı altında vapur seferleri yapıyorlar.

- Halka bedava mı?

E.E. - Tabii. Bu arada da halka belediyenin faaliyetlerini tanıtıyorlarmış. Kırk gezi yapmışlar. Gelecek yıl bunu 50’ye çıkaracaklarmış. Beyaz Karanfil adı altında hasta ziyaretleri yapıyorlar. Bazen aşırı durumlar da oluyor. Örneğin her ay İBB’nin faaliyetlerinin yayımlandığı bir bülten var. Bunları her yıl ciltletiyorlar. Ayrıca üç yıllığı bir ciltte birleştirip tekrar dağıtıyorlar. Bunun ne gereği var. Belki de gereği var. Bu iş böyle oluyor. Halkın parası birilerine aktarılıyor. Bu tür aktarımlar da çok önemli yer tutuyor. Daha net anlatayım. Açılış davetiyeleri geliyor. Ardından faks çekiliyor. İki kez de cep telefonuna SMS gönderiliyor. Durmadan bu işle uğraşan ihale edilmiş şirketler var.

- Bir tarafta halka bedava kömür, pirinç, torba torba makarna, altın, alışveriş çekleri dağıtılırken öbür yanda Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk Kadıköylülere bedava sağlık hizmeti götürdü diye İçişleri Bakanlığı tarafından mahkemeye veriliyor. Bu nasıl iş? Halka bedava hizmet götürmek AKP’li belediyelerin tekelinde mi?

E.E. - O muhalefet belediye başkanı. Üstelik de bölgesinde güçlü. Tabii ki faaliyetini engellemek isteyecekler. Sarıyer Belediyesi otobüsle Ankara’ya, Çanakkale’ye, Edirne’ye ve İstanbul’un çeşitli semtlerine günde 10 otobüs kaldırdı. Bunu 40 gün sürdürecekti. Bu işi kumanyası ve rehberi dahil bedava yaptı. Herhalde İçişleri Bakanı Beşir Atalay Sarıyer Belediyesi’nin bu faaliyetinden çok memnundur. Bakın, Selami Öztürk Kadıköy’de çok önemli işler yapıyor. Beşiktaş, Bakırköy belediyeleri de öyle. Tabii ki engellenmek istenecekler.

‘Bir Tek Dişli Olamaz’
- İsterseniz biraz İstanbul ve çevresindeki arazi talanı ve rant paylaşımından söz edelim. Bu bağlamda iş takipçiliği yaptığı ortaya çıkan AKP Genel Başkan Yardımcısı, MKYK üyesi ve Sakarya milletvekili Şaban Dişli, yaptığı işlere karşılık 1 milyon dolar rüşvet aldığı belgelenince 20 gün sonra partideki görevlerinden istifa etmek zorunda kaldı. Sizce bu tek bir olay mı yoksa çok daha fazlası var mı?

E.E. - Bu tür tek bir olay olamaz. Çok merak ettim. 2006’nın son üç ayıyla 2007’nin ilk ayındaki İmar Komisyonu raporlarını tek tek okudum. Bir istatistik çıkardım. Buna göre İBB Planlama Müdürlüğü raporuyla gelen konularda müdürlüğün görüşüne paralel kararlar sadece yüzde 48 oranında. Yüzde 52 oranındaki kararlar Planlama Müdürlüğü raporlarının tam tersi. Bu, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırıdır. Emsal teşkil edecek, yoğunluk arttıracaktır, kıyı kanununa, koruma esaslarına aykırıdır, gerekçeleri ileri sürüldüğü halde bunun tamamıyla tersi yapıldı. Yeşil alan konut alanı oldu. Ormanlar yok edildi. Bunların oranı yüzde 52, ki çok fazla.

- Yani bu tam anlamıyla İstanbul’un talan edilmesi mi?

E.E. - Talan da, şehri altüst etmek de diyebilirsiniz. Çünkü aldığınız o kararlar sonucunda fiziksel ortamda binalar ortaya çıkıyor. Bu da sorunlar yaratıyor. O arada bizim zorlamamızla Metropoliten Planlama Bürosu kuruldu. Ben, o toplantıda planlamayla ilgili sekiz birimin birleştirilmesi ve burada çalışacak uzmanların yurtdışına bilgi ve görgülerini arttırmaları için gönderilmelerini önerince, hiç unutmuyorum İBB Başkanı Kadir Topbaş omzunu silkeledi, “Eskiden İstanbul’un planı vardı da ne işe yaradı? Gerekirse ihale ederim” dedi. Metropoliten planlamanın ihaleyle yapılmasına imkân yoktur. Sonunda yanlış olarak ihale etti. Meslek odaları dava açtılar. İBB davayı idari şekilden kaybetti. İhaleyi kendi şirketine, sosyal bilgi anketi adı altında vermişti. Ama altından plan çıktı. Şimdi planları kendi birimleri yapıyor. İBB Başkanı, Spor AŞ’ye amatör sporcu yetiştirmek amacıyla 400 bin YTL’lik bir harcama için Meclis’ten yetki istiyor. Bunun ardından amatör sporculara yardım için 60 bin YTL talep ediyor. Biz de, “Bu para varken neden bir de böyle bir harcama” diye soruyoruz. Aslında sormak da abes. Çünkü herkes bu paranın transferlere harcanacağını biliyor. Bir yıl sonra faaliyet raporu yayımlanıyor. Bakıyorsunuz hedeflerine ulaşamamış. Oysa bir belediye başkanının, yapacağım dediği işleri yapması lazımdır. Programladığı işi yapamıyor. Zaten o programı da amiyane tabirle kafadan atma yapıyor.

‘Su konusunda yalan söyleniyor’
- İstanbul’un bir su sorunu var. Istranca Dereleri’ni getirdik, Melen Suyu’nu hallettik dediler. Peki, bu sular ne oldu?

E.E. - Bütün bu su getirme projeleri SHP’li belediyeden kalmadır. Onlar devam ettiriyorlar. Melen Suyu projesi çok eskidir ve DSİ’ye aittir. Geçenlerde “Melen Çayı’nı getirdik” afişini görünce bir soru önergesi verdim. Genel müdürden de öğrendim ki bu Melen Çayı değil, şimdilik bir bağlantı var. Yani Melen Çayı projesi bitmedi. Bizim, “Sizin döneminizde de susuzluk var” dedirtmemek için her şeyi yapıyorlar. Oyuncak değil ki bu. Ne varsa gerçeği söylersin. Neredeyse yalandan başka bir şey yok. Bunlar hep yalan söyler. Bir de iftira şeklinde yalan söylüyorlar. Olmayan şeyi tutup size atıyor.

- Müslümanlıkta yalan söylemek günah değil mi?

E.E. - Bunlar değişik Müslüman. Savurganlık ve programsızlık had safhada. Yedi tepe yedi tünel projesi programda yoktu. Birden vahiy indi. Yedi tepe yedi tünel projesi ortaya çıktı. Ya da Mevlevi heykeli yapacağım diye tutturdu. Bir de Kabataş İskelesi’ni martı şeklinde yapma projesi vardı. Bu sanat, ihtiyaç değil. Bir de iki boynuzlu bir Haliç projesi ortaya çıktı. UNESCO’nun uzmanları bu kocaman şeyler Süleymaniye’yi kapatır, dediler. Hülyamdı, hayalimdi, gerçekleşti, diyor. Belediye hülyayla, hayalle yönetilir mi? Belediyeyi yönetmek için vizyon sahibi olmalısınız. Başbakan’ın hayali Batı Karadeniz otoyolu ve 3. köprüymüş. Otoyol ormanların içinden geçecek. “Çevrecinin daniskasıyım”, diyor, oysa çevre katili. Ulaşımcılar, şehir plancıları, ormancılar, uzmanlar, “Üçüncü köprüyü kuzeye yapmak felakettir” diyor. Ama Başbakan Trabzon gezisinde, “Köprüyü kuzeyde yapacağız” demiş. Bunlar ancak totaliter rejimlerde olabilecek davranışlardır.

- Muhalefeti hiç dinlemiyorlar mı?

E.E. - Hiç. Sırf bizden öneri geldiği için dinlenmediğimizi düşünüyorum. Öneriler dinlenmiyor. Kanuna aykırı iş yapılıyor. Uyarıyoruz. Dinlenmiyor. Düşüncesizce paralar savruluyor. “Şeffaf iş yapıyoruz. Katılımla, uzlaşarak çalışıyoruz” diyor. Hiç birinin aslı yok. Bir imar planı yapılacağı zaman belediye meclisi üyelerine önce plan gösterilir. Üyeler planı incelerler, raporunu da okurlar, kararlarını verirler. Ama biz bu planları toplantıda görmüyoruz. Sanal olarak karar veriyoruz. Yani plan onaylanıyor sonra ortaya çıkıyor. Raporlar ise toplantı saatinden sadece bir saat önce elimize geçiyor. Koca koca klasörler. Ancak şöyle bir göz atmaya zaman kalıyor.

- Ama şeffafız diyorlar?

E.E. - Olur mu? Bu tamamıyla üstünü kapamadır. Bir de meclis kararı çıktıktan sonra tutanak eklenir. Ama o tutanaklar hiçbir zaman eklenmiyor. Açıklık buraya kadar.

İBB Depreme İlgisiz
- Peki, İBB deprem için ne yapıyor
?

E.E. - İlgilenmedi. Tavır şu: Omuzlarını silkerek, “Deprem önemli bir konudur. Ben depremle nasıl başa çıkarım? Devletin sorumluluğunda olmalıdır” diyor. Zeytinburnu projesinin başlatıldığı söyleniyor. Önce bir proje yarışması yapılmış. O sonuçlanmış. Ama şimdi yeni baştan KİPTAŞ yeni yarışma yapacak. Dünyadaki en üst metropollerde bütün yönetimler metropoliten planlama büroları kullanırlar. Bu yönetimin her faaliyetini bütçesine kadar müdahale etmek içindir. Bu sayede önceliklerinizi tayin edebilirsiniz. Yani, çiçek dikmek mi öncelikli yoksa depreme karşı gerekli önlemleri almak mı? Bunlar yapılmayınca bu yıl bütçe 500 milyon YTL açık verdi. Ne yapacağız? Arsa satacağız. Her ay da zaten küçüklü büyüklü arsalar satılıyor. Zaten TOKİ’yle KİPTAŞ’ın öncelikleri var. Türkiye’deki şehirlerin planlarına hâkim olamama gibi bir sorunu var. Aniden Bayındırlık Bakanlığı, “Buradan resen şunu geçiriyorum” diyor. Plan mahvoluyor. Sanayi Bakanlığı,“Şurada sanayi bölgesi kuruyorum” diyor. Su havzası içinde organize sanayi bölgesi kuruluyor.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.