Haberler

Mimaride Bir Şiir Var mıdır?

Tarih: 14 Kasım 2008 Kaynak: Guardian Yazan: Jonathan Glancey Çeviren: İrem Çağıl

Wordsworth’e ilham veren Westminister Köprüsü.
Fotoğraf: Martin Argles


Yapı, ritm, denge... İki sanat formu birbirine çok benziyor.

Şiir ve mimari arasında bir ilişki var mıdır? Bu konu hakkında bir süre önce Sanat Konseyi’nin sponsorluğunda Somerset House’da düzenlenen bir gecede konuştuğumu hatırlıyorum. Hazırlık olarak, onbeş günümü Londra’nın yakından tanıdığım bölgelerinde yürüyerek, en azından bana bir şekilde şiirsel gelen bina ve alanların fotoğrafını çekerek geçirdim. Söylemek istediğim şeye denk geldiğini düşündüğüm birkaç şiir öğrendim. Bence mimarinin yapısında, ritminde, dengesinde ve dilinde sonelerle, odlarla ve epiklerle belirgin biçimlerde benzerlik var.

Hissettiklerimi destekleyecek akademik olarak kanıtlanmış bir teorim yoktu, yine de söylemek istediğimin, tüm dönemlerin mimarlarının ruhundaki şiirde ve aynı zamanda Hardy, Betjeman ve Larkin gibi mimaride şiiri gören şairlerin ruhunda olduğunu hissettim.

Ne var ki, söylediklerim bittiğinde, şair Denise Riley ve yazar Iain Sinclair tarafından azarlandım. Bu inatçı ikili sadece dekoratif üstyapıyı değil, aynı zamanda argümanımın temellerini de yıktı. Saçmalık! Zırva! Fasa fiso! Bunlar hayatlarında duydukları en aptalca, en boş laflardı. Bu iki kavram arasında asla bir bağlantı olmamıştır diye gürlemişlerdi. Somerset House’dan, kedi tarafından kovalanmış bir kilise faresi gibi çıkmıştım. Şiir teorim Tintern Manastırı’ndan daha yıkık bir haldeydi.

Fikrimi cesur bir şekilde, fakat bir konuşma yapmadan, tamamen şiir ve romana yönelmeden önce genç Thomas Hardy’nin Arthur Blomfield için mimar olarak çalıştığı yere çok yakın olan ve yakında Guardian’ın yeni merkezi olacak olan King’s Cross’daki King’s Place’ın konser salonunda, Poet in the City isimli edebiyat cemiyetinin düzenlediği bir gecede dün akşam yeniden dile getirdim. Burası aynı zamanda çok sevilen popüler şair ve Hardy’den fazlasıyla etkilenmiş olan mimarlık yazarı John Betjeman’a teşekkür borçlu iki unutulmaz Viktoryan bina olan St. Pancras İstasyonu’na ve Midland Grand Otel’e de yakındı.

Dün gece konuşan şairler de sanatlarıyla mimari arasında bir bağlantı olduğuna katılmaya gönüllü gözükmüyorlardı. King’s Place’ta, ilhamla şiirler yazmış olan Simon Barraclough, bir bağlantı olmadığı konusunu netleştirdi, fakat aralarında bir çekim olduğunu da ekledi.

Jacob Sam-La Rose, Levisham’da çocukken arkadaşlarıyla perili zannettikleri bir bina hakkındaki bir şiirden bahsederek bu fikre katıldı. Binanın katı bir mimari bakış açısıyla anlatılacak hiçbir şeyi yoktu ama genç Londralılar’ın fantazileriyle demlendiğinde bir şiir konusuna dönüşmüştü.

Liverpool’da, gaddar bir belediye zümresinde yetişen ve savaş sonrası İngiliz konutlarının korkutucu biçimlerinden farkında olmadan etkilendiği için Le Corbusier’yi (yalnızca gerçek bir modern mimarın yapabileceği şekilde, Dik Açı için Bir Şiir’i yazan mimar) suçlamaktan ısrarla kaçınan Paul Farley ise, mimariden ilham almıştır fakat yine de farklı alanlar oldukları için iki sanatın ancak birbirlerini bilgilendirebileceğini vurgulamıştır.

Bu iki sanat arasında çağrışımsal bir bağlantıdan daha fazlası olageldiğini ve olması gerektiğini hissederek, hiç tatmin olmamış bir biçimde kalakaldım, ve bununla ilgili düzgün bir çalışma yapma ihtiyacı hissettim. Sizin görüşlerinizi merakla bekliyorum. Mimarinin ve hassas bir mekan algısının şiire iyi geldiğine şüphe yoktur. Coleridge’in Kubla Kahn’ını, Wordsworth’ün Lines Composed Upon Westminister Bridge’ini, Larkin’in tüm şiirlerini, TS Elliot’un parçalarını, Hardy’nin ve Betjeman’ın pek çok eserini düşünün. Benzer şekilde, Michelangelo’dan Hardy’e kadar çok iyi şair olan pek çok mimar veya mimarlık tutkunları vardır. Ve tabii ki, işleri şiir olarak adlandırılmayı hakeden Hawksmoor, Borromini, Palladio ve evet, Le Corbusier gibi mimarlar da vardır.

Konu Tennyson’un herhangi bir eseri kadar uzundur, Four Quartets (eserleri bir miktar mimariyi de içerir, Eliot bu konuda iyiydi) kadar karmaşıktır, ve İlahi Komedya kadar zengindir. Sinclair de, Riley de konuyu tekrar ortaya attığım için beni affetmeyecektir, ama bu konuda öğrenebileceğimiz yeni bir şey olup olmadığı yönündeki merakımı yenemiyorum, en azından çağdaş mimariyi şiirsel bir bakışla aşılamak için bir yol olup olmadığı konusunda...
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.