Haberler

Sultanahmet'e çağdaş sanat geldi

Tarih: 18 Kasım 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Müjde Yazıcı


Hüsamettin Koçan'ın yeni çalışmalarından oluşan ‘Sona Gitti' adlı sergi de Cumhuriyet Müzesi'nde açıldı. Fotoğraf: Muhsin Akgün
Marmara Üniversitesi'nin Sultanahmet'teki rektörlük binasında Cumhuriyet Müzesi açıldı. Müzeyi kuran Hüsamettin Koçan, ‘Sultanahmet'te Bizans var, Roma ve Osmanlı var. Bütün kültür katmanları var ama çağımızın sanatına dair hiçbir şey yok. Biz çağdaş sanatı bu tarihi mekâna sokuyoruz' diyor.

Sultanahmet Meydanı'ndaki Marmara Üniversitesi Rektörlük binasını bilen bilir. Meğer buranın alt katı yıllardır müzeye dönüştürülmeye çalışılıyormuş. Bir- kaç hafta önce rektörlük binasının alt katına Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi açıldı. Müzenin hayata geçmesinde önemli rol oynayan isimlerden biri Hüsamettin Koçan. Hüsamettin Koçan Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur'dan gelen bir telefonla buranın müze olması için danışman olarak çalışmalara başlamış.

Müzede sürekli olarak çağdaş Türk sanatının önemli temsilcilerinin eserleri sergilenecek. Galeri bölümündeyse her iki ayda yeni bir sergi düzenlenecek. Müzenin açılışıyla birlikte düzenlenen ilk sergi Hüsamettin Koçan'a ait, ‘Sona Gitti' başlıklı sergi. Bu sergiyle ilgili olarak Hüsamettin Koçan, "İlk kez özel duyarlılık ve özel öykü yatırılmış bir sergi. Şu ana kadarki sergilerimin en özeli. Yerel duygunun kuşattığı bir şey. Bayburt'a gidince bir hayatımın olduğunu, bir öyküm olduğunu hissettim" diyor.

Müzeye dönersek, Hüsamettin Koçan bir konunun altını çiziyor ve diyor ki; "Türkiye'de müze ve üniversite sorgulanması gereken bir durumdur. Gerçekçi konuşmamız gerekirse, bir üniversiteye bir kütüphane gibi bir müze her zaman yakışır. Mimar Sinan Üniversitesi'nin elinde Türkiye'nin en büyük koleksiyonu var. Fakat üniversite bürokrasi içinde o koleksiyonu Sabancı gibi, İstanbul Modern gibi güncelleştiremiyor. Üniversitelerin bu tür sanatsal ortamlar yaratmak ve bunlardan beslenmek görevidir. Burada bir paradoks görünüyor. Projelerin gelişebilmesi için acaba YÖK, üniversite rektörlüğüne yeteri kadar serbesti verecek mi, yeteri kadar bütçe ayrılacak mı diye birtakım soru işaretleri kafamda yok değil."

Marmara Üniversitesi rektörlük binası içindeki o bölümü müzeye dönüştürme süreci nasıl gelişti?

Ben hayatıma baktığımda görüyorum. Hep yeni kurumlar üretmeye çalışmışım ve hep topluma, Anadolu'ya gitmeye çalışmışım. Bu ürettiğim kurumlardan bir tanesi de Sultanahmet'teki müzedir. Ben 1997'de Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı olduğumda bu koleksiyonu üretmekle ilgili çalışmalar yaptık. ‘Müzesini Düşleyen Sergi'yi yaptık. Sanat turu yaptık, Diyarbakır, Van, Bayburt'a gittik. O süreç içinde burada müze olursa iyi olur fikri çıktı. O dönemki rektörümüz Ömer Faruk Baturel'le bütün binayı müze yapmaya kalkışmıştık. Fakat proje sekteye uğradı. Aradan yıllar geçti. Necla Pur rektör seçilince bana telefon etti, danışmanlık teklif etti. Kaynak yaratma konusunda elverişli davrandılar. Bir buçuk yıldır bu proje ile uğraştık. Elimizde bir özgün baskı koleksiyonu var. İkincisi Sultanahmette Bizans var, Roma ve Osmanlı var. Bütün kültür katmanları var ama çağımızın sanatına dair hiçbir şey yok. Biz çağdaş sanatı bu tarihi mekâna sokmayı planladık.

Müzede sergilenen eserleri nasıl oluşturdunuz?

Cumhuriyetin 50. yılı için Mustafa Aslıer'den Kültür Bakanlığı Türk sanatını tanıtması için bir sergi düzenlemesini istemiş. Aslıer de özgünbaskı koleksiyonu yapıyor. Sergi bitiminde sanatçılar eserleri bağışlıyor. Aslıer'e göre bu koleksiyonda 50-60 eser var. Fakat biz 20 tanesini bulabildik. Eserlerin içinde Aliye Berger, Bedri Rahmi, Cihat Burak var. Dedik ki bu çekirdek olsun, bunu genişletelim. Mustafa Aslıer, Sülayman Saim Tekcan, Fevzi Karakoç'tan oluşan bir kurul oluşturduk. Onlar taradılar. Türkiye'de bir müzede olması gereken bütün sanatçılara mektup yazdık. Yapıtlarınızı verirseniz, müze yapacağız dedik ve inanılmaz bir ilgi gördük. Herkes yapıt verdi. Turan Erol'un resim baskısı yok ama olanları verdi. Özdemir Altan çok özel birkaç parça verdi. Çeşitlilik yaratıldı böylece. Biz bu sergileri ‘Müzesini Düşleyen Sergi' adıyla sergiledik. Bu sergiyi TIR'la Anadolu'ya götürdüm.

Müze açıldı artık, gelecekle ilgili projeleriniz var mı?

Her sene bir sanatçı ilave edilecek. 75. yılda 75 sanatçı var. Gelecek yıl bir sanatçı daha eklenecek. Müzeyi güncel tutması açısından müzenin bir bölümünü galeri yapalım dedik. Yönetmelik hazırlandı. İki ayda bir sergi değişecek. Bir kurul var, sergileri onlar düzenleyecek.

Bu müze İstanbul'da nasıl bir boşluğu dolduracak sizce?

Bizim müzemizi diğerlerinden ayıran şey, bulunduğu nokta. Son derece uluslararası izleyiciye açık bir ortam. O noktayı çağdaş sanata açmış olmak başlı başına bir boşluğu doldurmaktır. Eğer üniversite o galeriyi bir üniversite galerisi gibi kullanmayıp, gerçekten güncel sanata orada imkânlar verirlerse, güncel sanat adına büyük işler yapılabilir. Bizi dinamik tutacak olan müzedeki koleksiyondan çok, güncel galerinin yaratacağı güncel dinamizmdir.

Benim yolculuğum bu
Hüsamettin Koçan, ‘giden' bir adam. Gitmek üzerine konuşmaktansa gitmeyi eyleme döken bir sanatçı. Geçen yıl Çankırı'daki tuz mağarasında açtığı ‘Tuz Tadı' sergisiyle ilgili konuştuğumuzda da ‘merkezden uzaklaşmak' üzerinde durmuştu. ‘Burası evcil' diyor. Cumhuriyet Müzesi'ndeki baskı sergisinin yanısıra ‘Sona Gitti' adıyla Hüsamettin Koçan'ın kişisel sergisi de yer alıyor. Koçan buradaki çalışmalarını Bayburt'ta üretmiş. Sergide bahsettiği Sona, çocukluk arkadaşı. "Oraya gidince polen fikri geldi bize. Polen savrulma. Bizim Sona da polen gibi savrulmuş. Oğlu da yardımcı döçent şu anda. Böyle bir zenginlik var orada. Kendine dair bir duygu var orada. Bu çok önemli bir sanatçı için. Ben burada oturup biraz dergi karıştırıp biraz müze gezerek kendimi beslemek yerine kendi hayatımı okunur hale getiriyorum. Ahmet Ümit'le bir gün konuşurken şunu söylemiştik. Toplumu değiştirmek gibi bir heyecan vardı ve biz her şeyi öğrenmek isterdik. Değiştirmek için bilgi lazım. Ben 62 yaşındayım ve hâlâ aynı heyecanla toplum için ne yapabilirim diye düşünüyorum. Her gün öyle uyanıyorum, öyle yatıyorum. O biraz kuşakla ilgili bir şey. Benim yolculuğum o."

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.